Bilimde Etik Dışı Davranış
Bilimsel araştırma sonuçları bilimin kendi doğasından gelen geçicilik, değişebilirlik ve gelişebilirlik özelliklerini taşırlar. Bilim insanları biyolojik veya fiziksel dünyanın bazı yönlerini tam bir kesinlikle tanımlamış olduklarını kanıtlayamazlar. Bu açıdan bakılırsa, tüm bilimsel sonuçlar eleştiriye açıktır. Esasen bilim insanında bulunması gereken özelliklerden biri de sorgulamaktır. Sorgulamak diğer süreçlerle birlikte daha yeni ve özgün bilgilerin gelişmesine yol açar. Bilim insanında genellikle bulunan özellikler bilme arzusu ve merak (curiosity), gerçekleri sezme ve algılama gücü (intuition) ve yaratıcılıktır (creativity). Bu yetenekler bazı bilim adamlarında yeterince bulunmayabilir. Ancak, bilimde kuşkuculuğu elden bırakmamak hem yeni bilgilere açılımı sağlar; hem de başkaları tarafından yapılmış araştırmalardaki yanlışlıkları, ihmalleri ve etik dışı davranışları görmeye yol açar (TÜBA, 2002, 35).
Bilim ve teknoloji geliştikçe bilimsel araştırmalardaki etik dışı davranışlar da artmaktadır. Bu problem Amerika gibi gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan tüm ülkelere kadar yaygınlaşmış ve endişe verici boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Resmi istatistiklere göre Amerika’da her yıl 450 civarında soruşturma ve dava açılmakta ve yine teknolojideki ahlak dışı davranışlardan ötürü bu ülke her ay iki milyar dolar zarara uğramaktadır (Bekaroğlu, 2002, 12).
Bekaroğlu’na (2002, 12) göre bu sahtekarlıklar başlıca üç başlık altında toplanmaktadır: Kopya çekmek, verileri uydurmak ve verileri değiştirmek. Bu üç davranışa son yıllarda büyük ve uzun süren davalara konu olan, hakemlik görevini kötüye kullanmak da ilave edilebilir. Türkiye ise söz konusu olunca yukarıda anılan sahtekarlıklara şunlar ilave edilebilir: Kitap tercüme ederek kendi yazmış gibi adını koyup bastırmak, aynı makaleyi iki veya daha fazla dergiye göndererek bastırmak, yayımlanan makaleden diğer isim veya isimleri silip fotokopisini kullanarak tek isimle kendi yapmış gibi göstermek.
İsveç’te kurulan kongrenin komisyon başkanı, “Bilimde yapılan ahlak dışı davranışlar halkın bilime olan inancını kaybetmesine sebep olur ki bu da ülke bilimi için bir felakettir” demiştir (Bekaroğlu, 2002, 12).
Aşağıda bilimde etik dışı davranış türleri tek tek ele alınmıştır (TÜBA, 2002, 37-40).
Disiplinsiz (Dikkatsiz veya Özensiz) Araştırma
Bunlar, yukarıda değinilen, kasıtlı olmayan bazı hataların yapılmış olduğu araştırmalardır. Burada araştırıcı iyi niyetli olduğu halde bilmeden hatalar yapar. Genellikle bunlar, telafi edilmesi mümkün olan ve bilime büyük zarar vermeyen olaylardır. Aslında ciddi bilim dergilerinde editör-hakem ikilisi bu hataları taşıyan makalelerin yayımlanmasını en aza indirir.
Yinelenen Yayın (Duplication)
Yinelenen yayın, aynı bilimsel araştırmanın birden çok dergiye yollanarak yayımlanması olayıdır. Mizahi bir terimle salam dilimleme de (salami slicing) denir. Tüm araştırma makalesi doğrudan iki ayrı dergide yayımlanabileceği gibi, gereksiz yere bölünerek ve hafifçe değiştirilerek birden çok dergide yayınlatılabilir. Bilimsel dergi editörleri bu sık görülen durumdan çok şikayetçidirler ve yollanan makalenin başka yerde yayımlanmayacağına dair ‘yazılı olur’ isterler. Ayrıca, bazı bilim dergileri daha önce kendilerinde yayımlanmış makalelerin başka dergilerde çıkması durumunda bunu açıkça ilan ederler. Bazı bilimsel dergiler bu tip yazarları karar listeye alırlar.
Sahtecilik, Saptırma veya Aldatmaca (Falsification)
Sahtecilik bilimsel verileri istemli olarak değiştirme olgusudur. Burada ya doğrudan doğruya deney verileri üzerine bazı istatistik manipulasyonlar yapılmıştır, ya da ortaya çıkan verilerin en uygun olanları alınıp uygun olmayanları atılmış, böylece ahlak dışı bir yoldan bilimsel varsayımlar güçlendirilmeye çalışılmıştır. Bu gibi sahtecilik olguları muhtemelen daha sıktır; çünkü bunların ortaya çıkartılması zordur. Bu nedenlerle ciddi bilim dergileri verilerin ve kullanılan istatistik yöntemlerin çok ayrıntılı şekilde yazılmasını isterler.
Uydurmacılık (Fabrication)
Kuru laboratuarcılık (dry labbing), masa başı araştırma (desk research) gibi terimler de uydurmacılığı belirtmek için kullanılmaktadır. Burada kişi, hiç araştırma yapmadığı halde veya yarım-yamalak verileri alarak çok uygun yöntemler kullanmış ve çok uyumlu veriler elde etmiş gibi sözde bir bilimsel makale yazar. Bu tür uydurma yayınlar çok önemli araştırma merkezlerinden de çıkabilmektedir. Daha da kötüsü, bu hayal gücüne sahip, çalışmadan sonuçlar uyduran kişilerin bazı araştırmalarının bilimsel ve ekonomik destek aldığı bile görülmüştür. Böylesi makalelerin etkileme ve ağırlık katsayısı (impact factor) ve makale reddetme oranı yüksek olan ciddi bilimsel dergilerde basılma oranı düşüktür. Makaleyi para karşılığı basan dergilerde uydurmacılık daha sık görülebilmektedir. Daha önce söz edilen bu tür dergilerin etkileme ve ağırlık katsayısı çok düşüktür ve çoğu SCI (Bilim Atıf Dizinleri) taraması içine girmemektedir.
Aşırmacılık (Plagiarism)
Aşırmacılık için haksız kullanma, kendi adına geçirme, intihal, yağmacılık ve korsanlık gibi terimler de kullanılmıştır. Temelde aşırmacılık başkalarına ait olan araştırma verilerinin, olduğu gibi, kaynak bildirilmeden ve kendi araştırma verileri imiş gibi yayımlanmasıdır. Hakemle değerlendirme -peer review- sisteminde hakemin, kendisine yollanan bilimsel makaledeki yeni yöntem veya bilgiyi kaynak bildirmeden kullanması, haksız kullanma, kendi adına geçirme ya da uygunsuz mal edinme -misappropriation- olarak isimlendirilir. Aşırma (plagiarism) için daha geniş bir tanımlama da şöyle yapılabilir: Bir başkasına ait olan bir fikrin, buluşun, araştırma sonuçlarının veya araştırma ürünlerinin bir bölümünün ya da tümünün, hatta kitapların tümünün ya da bir bölümünün kaynak gösterilmeksizin istemli olarak kopya ya da tercüme edilip yazarın kendi üretimi imiş gibi gösterilmesine aşırma denir. Aşırma çalma, yağmalama anlamına gelir. Aşırmacılık açısından bilimsel yayın ile popüler-eğitimsel yayın arasında bir ayrım yapma gereğini tartışanlar ve popüler yayınlarda yazarın daha serbest ve özgür bırakılması gerektiğini öne sürenler vardır. Ancak, bu görüş doğru değildir. Burada bilimsel buluş ve özgün araştırma verilerinin topluma kazandırılması söz konusudur. Bu nedenle de tam tersine, bilimsel ürün üretenlere saygı gereği, çok daha dikkatli olmak zorunluluğu vardır. Diğer bir deyiş ile, aşırma popüler yayınlarda da etik dışı davranış kapsamına girer. Bir bilim insanının sorumluluğu içine kendinin veya başkalarının sonuçlarını açıklarken, bunları topluma uygular ve uyarlarken aynı bilimsel dürüstlüğü korumak da girer. Burada bilimsel bilgi, bilim topluluğundan çıkarılarak daha geniş bir topluluğa - topluma, kamuoyuna- sunulmaktadır. Dolayısıyla, topluma yönelik kitap ve makalelerde de diğer bilim insanlarının bilimsel ve düşünsel etkinliklerinin ürünlerine aynı derecede saygı göstermek gerekir.
Aşırmaya örnekler
Aşağıda, öncelikle orijinal çalışmadan alınan bir cümle verilmektedir. Daha sonra ise bunun nasıl aşırıldığı ve uygun bir biçimde nasıl aktarılması gerektiği örnekler ile verilmektedir (Avoiding plagiarism) (Köklü, 2002, 93-99).
Orijinal kaynak
“Araştırma yazarken, kaynaklara iki sebeple atıfta bulunulur: bilgi aldığınız kaynakları okuyucuya tanıtmak ve kelimelerini ve fikirlerini ödünç aldığınız yazarlara kredi vermek.” (Hacker, 1995, 260)
Aşırılmış biçimi (aynı kelimeler, tırnak içinde verilmemiş):
Araştırma yazarken, kaynaklar bilgi aldığınız kaynakları okuyucuya tanıtmak ve kelimelerini ve fikirlerini aldığınız yazarlara kredi vermek için gösterilir.
Burada öğrenci yazarın tüm kelimelerini, “ ” içinde ve kaynak göstermeden sadece bir cümle içinde kullanarak vermiştir.
Aşırma (yanlış açıklama)
Araştırma yazarken, bir çift sebepten kaynaklara atıfta bulunuruz: bilgi kaynaklarımızı okuyuculara göstermek ve ödünç aldıklarımıza kredi vermek. (Hacker).
Öğrenci burada bazı kelimelerde ufak değişiklikler yapmış ve metin içinde kaynak göstermeyi de eksik yapmıştır. Kaynağa ilişkin yıl ve tarih sayfası eksiktir.
Uygun çözüm
Bir araştırmacı okuyucusuna bilgi aldığı yeri bilmesini sağlamak, ve tanıtmak ve orijinal çalışmaya kredi vermek üzere kaynaklarına atıfta bulunur (Hacker, 1995, 260).
Burada öğrenci yazarın fikirlerini doğru bir biçimde kendi kelimelerini kullanarak açıklamış ve kaynak göstermiştir.
Farklı bir çözüm (“...” içinde kaynak göstererek)
Hacker, “Araştırma yazarken, kaynaklara iki sebeple atıfta bulunulur: bilgi aldığınız kaynakları okuyucuya tanıtmak ve kelimelerini ve fikirlerini ödünç aldığınız yazarlara kredi vermek” (1995, 260)