BAŞARISIZLIK BİR SON DEĞİLDİR
Çoğu insan yaptıkları hamlelerde başarısız olunca ve hedeflerine yürürken düştüklerinde amaçlarından vazgeçme eğilimindedir. Genelde bu eğilimde olan insanların hamleleri de tereddütler içinde gerçekleşmiştir. Kendine güven ve başarı inancı gelişmemiş, ham kalmıştır. Oysa ki, başarısızlık bir “son” değil belki de başarının başlangıcıdır.
Yürümeye yeni başlayan bir bebeği hemen herkes gözlemiştir. Ayaklarının üzerinde durmaya çalışır, düşer. Bir daha dener, bir adım atar ve düşer. Yine dener, birkaç adım daha atar ve yine düşer. Bu böylece devam eder, ta ki, düşmeden yürümeyi başarana dek. İlk adımı atıp da düştüğümüzde vazgeçseydik acaba ne olurdu! Herhalde yürümeyi öğrenemezdik!... Vince Lombardini’nin dediği gibi;
“Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.”
Başarısızlık ve Tutumlarımız
Ben Sweetland “Başarı bir yolculuktur.” Diyor. Belki de başarısızlık bu yolculuğun ilk adsımıdır. Bu nedenledir ki, başarısızlığa korkuyla ve bir son gözüyle bakılmamalıdır. Olumlu tutumlar geliştirerek bir öğretmen gözüyle bakılmalıdır. Zira en iyi öğrenme yöntemi, yaşamı okumak ve başarısızlıklardan tecrübe edinmektir. Aldous Huxley’in dediği gibi;
“Bir insanın tecrübesini başından ne geçtiği değil, başından geçenlerden nasıl yararlandığı gösterir.”
Başarısızlıklarınızı değiştiremezsiniz, fakat başarısızlıklarınıza karşı tutumlarınızı değiştirebilirsiniz. Tohomas Edison, yaptığı yüzlerce hatta binlerce deneyden sonra bir kez daha başarısız olunca “Ampulün bulunamadığı bir yol daha keşfettim demişti.” demişti. Bu “son” olsun deseydi, şüphesiz ampulü bulan kişi o olmayacaktı ve bulan kişi “son” demeyecekti.
Yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin. Yapılan yanlışlıklar ve/veya başarısızlıklar birer tecrübedir. Her başarı, irili ufaklı tecrübeler yumağından oluşur. Başarıların çok azına yanlış yapılmadan ulaşılmıştır. Başarısızlıklar ve/veya tecrübeler acı olabilir ama çoğunlukla meyveleri tatlıdır. Kim bilir belki de başarısızlıklar, başarının bedelidirler!...
Başarısızlık ve Korkularımız
“Fethedip yenmeniz gereken ve aklınızda bulunan üç düşman; endişe, şüphe ve korkudur.” George Shinn
Başarısızlıklarınızdan korkmayın. Başarısızlıklarınızı değerlendirin ve eyleme geçin. Korkunun panzehiri, eylemdir. Endişe ise en iyi arkadaşıdır. Sizi hareketsiz bırakmak için iyi bir ortaklık kurabilirler. (Korku ve endişe)
Kendinize güven alıştırmaları yapın ve korkularınızı yenin. Bunun için oturuşunuz, yürüyüşünüz, konuşmanız, ses tonunuz, davranışlarınız ve daha sayabileceğimiz her şey “Kendime güveniyorum” desin. Başarısızlığı “son” olarak görmek, korkunuzu arttırır ve hareketinizi kısıtlar. Artık böyle düşünmüyorsunuz. Çünkü başarısızlık bir “son” değil, başarı yolunun durağıdır. Belki de cavlılık ve hız kazanmak için bir dinlenme ve gölgelenme yeridir.
Başarısızlıklarınız Üzerinde Düşünün
Başarısızlıklarınızdan sonra kendinize mutlaka aşağıdaki soruları sorun ve cevaplarınızı yazın. Yazdıklarınızı tekrar okuyun ve üzerlerinde düşünün. Yazarken renkli kalem ve birtakım grafiklerle şekiller kullanmanız sağ beyninizi(Yaratıcı beyin-yaratıcılık ve yeni fikirler üretme-) de aktif hale getirecektir.
Ulaşılmak istenen neydi? Ne oldu, nereye geldim?
Ters giden neydi? Başarısızlığa yol açan uygulamalar neler olabilir?
Eksiklerim var mıydı? Varsa neler?
Bu başarısızlıkla ilgili nasıl bir olumlu bakış açısı geliştirebilirim?
Başarısızlığımı nasıl kullanabilir ve tecrübe haline getirebilirim?
Başa dönebilseydim neleri yapmazdım? Neden?
Başa dönebilseydim neleri yapardım? Neden?
Bir daha ki sefere neleri yapmamalıyım? Neden?
Bir daha ki sefere neleri yapmalıyım? Neden?
Sinan ÇAĞIRAN