Alm. Brahmanismus (m.), Fr. Brahmanisme (m.), İng. Brahmanism.
Hindistan'da ortaya çıkan batıl dinlerden biri.
Brahman, Hint felsefesi geleneğinde, hem içkin hem de aşkın olan, hem evrende ve hem de kendisinde var olan en yüksek varlığa kendisiyle birleşmenin nihai ve en yüksek hedef olarak addedildiği dünya ruhudur.
Brahmanizm, M.Ö. yaklaşık II.yüzyıla doğru Brahmanların kurduğu bir dindir.
Hindistan'da milattan asırlarca önce zuhur etmiş hakiki, ilahi bir dinin sonradan bozulmuş şekli. Brahmanlar, Allahü tealanın varlığına inanırlar, peygamberlere inanmazlar. Bu inanışın başında olanlar Brahma ismini aldılar. Bunlardan birini mabut şekline soktular. Bunun dört oğlu olduğunu, dört oğlundan biri, Brahma'nın ağzından, diğer üçünün de elinden ve ayağından meydana geldiğine inanırlar. Bu inançtan dolayı Brahmanlar insanları dört sınıfa ayırırlar:
1. Brahmanlar: Son derece nüfuzlu olup, sözlerine, kimse karşı gelemez. Bunlar inanışın kutsal rahipleridir. Mukaddes Veda kitabını okumak, açıklamak ve diğer Brahma mensuplarına yol göstermekle görevlidirler. Emirlerine kimse karşı gelemez.Herkes onlardan çekinir.
2. Savaşçılar: Bu sınıfa hükümdarlar, racalar ve büyük devlet adamları girer. Bunlara "Krişna" adı verilir.
3. Tüccarlar ve çiftçiler: Bunlara "Vayansa" adı verilir.
4. Köylüler, işçiler, amele ve benzerleri
Bu dört sınıftan çıkarılanlara "Parya" adı verilir. Bunlar hayvan muamelesi görür. İnsan gibi yaşamak hakları yoktur. Diğer sınıflardaki insanlarla bütün ilişkileri kesilir.
Brahman inanışında putlar vardır. Putların cinsi, manası, yenecek ve yenmeyecek şeyler, suçlar ve bunlara verilecek cezalar, Manava Dharine Şastra ismindeki mukaddes kitaplarında yazılıdır. Brahmanlar, birçok tanrıya inanırlar. En büyük tanrıları kötülüğü yok etmek için insan kılığına girmiş olan Krişna ile ikinci büyük tanrı Vişnu'dur. Vişnu, bunlara göre çok mühim olup, koyu mavi renkli vücut ve dört elli olarak gösterilir.Ya Garuta adındaki kartalına binmiş, yahut da lotos çiçeği veya bir yılan üzerine oturmuştur.
Brahma inanışına göre, Vişnu, şimdiye kadar dünyaya 9 defa muhtelif şekilde (insan, hayvan veya çiçek olarak) gelmiştir. Şimdi onun onuncu gelişi beklenmektedir. Üçüncü tanrıları ise Siva'dır.
Normal hayatta, hiçbir canlı varlık, insan veya hayvan öldürülmez. İnsan mukaddes bir varlık sayılır. Ancak savaşta öldürülmesine izin verilir. İnsanın öldükten sonra tekrar başka bir şekilde dünyaya geleceğine inanırlar. Vişnu'nun da dünyaya bir hayvan şeklinde gelebileceğini düşündüklerinden kesinlikle hayvan öldürmezler. Mutaassıp olanları katiyyen et yimezler.
Ruhun defalarca bedenlenişine olan inancın Hind'de ne derecede yaygın oldugunu, XI.yüzyılda Hindistan'ı ziyaret etmiş olan El Biruni'nin şu sözlerinden de anlayabiliyoruz; "İçten gelerek söylenen şehadet kelimesi Müslümanların özelliği olduğu gibi, tanrı üçlemesi Hristiyanların, Cumartesi gününe hürmet ise yahudilerin alametidir. Aynı şekilde Ruhgöçü de Hint dininin nişanıdır. Buna inanmayan o topluluktan değildir."
Manu kitabına göre, insan hayatı dörde ayrılır:
1.Tembellik,
2. Evlilik,
3.Münzevilik (yalnız başına yaşamak),
4. İnanış uğruna dilencilik.
Brahmanlar insanlara, "Brahman rahiplerinin sözlerini dinlemek ve onlara her zaman itaat etmek, Manava kitabına göre hareket etmek, paryalarla hiç temas etmemek, hiç bir canlı varlığı öldürmemek" gibi hususları telkin ederler. Ruh ve beden hakkında hiçbir bilgi vermezler. Tenasühe, yani insan öldükten sonra ruhunun tekrar başka bir şekilde dünyaya geleceğine inanırlar. Yalnız insanı kutsal bir varlık olarak kabul ederler. Brahmanlar, Hindistan'da Ganj Nehrini mukaddes sayarlar. Bu nehirde yıkanmayı, bu nehrin suyunu içmeyi, ölülerini bu nehre atmayı kutsal vazife addederler.
Kuralları
Az veya çok iyi bir hayat sürmüş olduğumuza göre, ölümden sonra da az veya çok yüksek bir hayata kavuşuyoruz. Yani, yeni bir bedene girişimiz, daha önceki hal ve gidişimize bağlı olan bir şeydir.
Böylece din düşüncesi, ahlakın da özü haline gelmektedir; insanın yaptıklarının iyi veya kötü oluşunun mükafatı veya cezası, sonradan daha iyi ya da daha kötü bir bedene giriş şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Fakat yeniden doğmak "dünyanın ıstırabına" yeniden ortak olmak demektir. Hayatın böyle ebediyen yeniden başlayışı, ıstırapların da ebediyen yeniden başlayışı demektir. O halde kurtuluş nerden gelecektir? İnsan, Atman'la Brahman'ın tıpkılığına inandığı anda, arzu da sönecektir. İşte bu, bilgi yoluyla erişilen Kurtuluştur.
Vedizm
Bu dinin tanımı bu dinin kutsal metni olan Veda'da yapılmaktadır.Veda sözü bilgi demektir. Bu bilgi gözler yoluyla değil, kulak yoluyla elde edilen bilgidir. Metnin en eski parçası olan ve içinde 1.028 övgü (kaside) bulunan RigVeda M.Ö.1500 ile M.Ö.1000 yılları arasında tarihlendirilir.Bu insanlığın en eski kutsal kitabıdır. Vedizm tanrıları; İndra, Mithra,Varuna'dır.İndra Veda'da en fazla rastlanan tanrıdır.İndra bir doğa tanrısıdır. Gök gürültüsünün, fırtınanın ve yağmurun tanrısıdır. Bütün bunların yanında bir çeşit ulusal tanrı, savaş tanrısıdır ki kavmi için zafer dolu savaşlar yapar. Kaba, haşin gücün tanrısı olan İndra'nın karşısında, akıl tanrısı olan Varuna bulunmaktadır. Varuna ilkin gök, fakat daha çok göğün -yıldızlı göğün- tanrısıdır. Varuna daha sonra doğanın düzgün işlemesini sağlayan Evrensel Düzen Tanrısı ve dünyaya gözkulak olup insanlığa yol gösteren Ahlak Tanrısı haline gelmiştir. Varuna'nın yanı sıra bir de Mithra vardır ki gündüz göğün ışığının ve aynı zamanda Hakkın Tanrısı'dır. (Her şeyi gören tanrı) İnsanlar arasında adaletin iyice egemen olmasını sağlamakla yetklilidir.