Borçlar hukuku - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Borçlar hukuku - Ansiklopedik Bilgi
« : 17 Ağustos 2014, 10:29:46 »
Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalı.

Borçlar hukuku bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği (ifayı talep edebileceği) hukuki bir bağdır.

Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk kaidelerinin başlıca kaynağı 4 Ekim 1926'da Medeni Kanun'la birlikte yürürlüğe giren Borçlar Kanunu'dur. Medeni Kanun, Ticaret Kanunu, İş Kanunu gibi kanunlar da Borçlar Hukuku'na kaynaklık etmekte, çeşitli borç ilişkilerini düzenlemektedir. Borçlar Hakuku'nda temel kanun, Borçlar Kanunu'dur. Diğer kanunlar bunu tamamlar durumdadır.

Borçlar Kanunu yürürlüğe girmezden önce ülkemizde, Borçlar Hukuku, İslam Hukuku'nun muamelata (alış veriş, borçlar, rehin, kira, miras, şirketler vb.) ait kısmının kanunlaştırılmış şekli olan Mecelle ile düzenlenmekteydi. Bugün İsrail'in Borçlar Hukuku'nun temeli Mecelleye dayanmaktadır. Filistin, İsrail tarafından işgal edildiğinde, Osmanlı Devleti zamanından beri burada yürürlükte olan Mecelle, kaldırılmamış aynen bırakılmıştır.

Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ile birlikte, İsviçre'den alınmıştır. İsviçre Borçlar Kanunu, kendine has olmakla birlikte, Roma Hukuku'ndan etkilenmiştir. İsviçre Medeni Kanunu'nun bir kısmı olan Eşya Hukuku'nda, İslam Hukuku'nun tesiri görülür.

Borçlar Hukuku'nun konusu borç ilişkisidir. Borç ilişkisi, iki taraf arasında öyle bir hukuki bağdır ki, bu ilişkiye dayanarak alacaklı borçludan belli bir davranışta bulunmasını isteyebilmekte, borçlu da alacaklının isteğine uygun bir davranışta bulunmak yükümlülüğü altına girmektedir. Bir borç ilişkisini meydana getiren üç unsur vardır:

1. Alacaklı: Bir borç ilişkisinde, ilişkiye dayanarak bir şeyi istemek hakkına sahib olan.

2. Borçlu: Aradaki borç ilişkisi sebebiyle bir şey ödemekle veya vermekle yükümlü olan.

3. Edim: Alacaklının borç ilişkisine dayanarak istemek hakkına sahib olduğu ve borçlunun da yerine getirmekle yükümlü tutulduğu şey, yani borç ilişkisinin konusu. Edim, bir şeyi vermeye, yapmaya veya yapmamaya ait olabilir.

Bazı borç ilişkilerinde her iki taraf da borç altına girer. Mesela; satış akdinde satıcının borcu satılan şeyi (edimli) borçluya teslim etmek, alıcının borcu ise parayı (edimi) borçluya teslim etmektir. Burada taraflar hem alacaklı hem de borçlu durumdadırlar.

Borçlar Hukuku'nda, borç ilişkileri eşitlik temeline dayanır. Bu sebeple kamu (amme) kudretine dayanan devletin taraf olduğu borç ilişkileri (vergi borçları, para cezaları gibi) Borçlar Hukuku'na girmezler. Kamu Hukuku dalı olan İdare Hukuku'na girer.

Türk-İsviçre Borçlar Kanunu sistematik bakımdan iki büyük bölüme ayrılmıştır.

Birinci bölüme genel hükümler, ikinci bölüme ise akdin çeşitleri adı verilmiştir.

Genel hükümler: Bunlar bütün borç ilişkilerine uygulanan hükümlerdir. Genel hükümler beş kısma ayrılmıştır:

I- Borcun doğumu: Borç doğuran olaylar, yani borcun kaynakları üç tanedir:

a. Akitler (Sözleşmeler): Akit, irade sahibi iki tarafın, bir nokta üzerinde anlaşarak karşılıklı borç ve taahhüt altına girmeleri. Akitler çok çeşitlidir. Değişik açılardan sınıflandırılabilirler: Kefalet, hibe, satış, emanet, ödünç birer akittirler.

b. Haksız fiil: Bir fiil işleyen ile o fiilden zarar gören arasında hiçbir hukuki münasebet olmadığı halde, kanun tarafından korunan bir hak veya menfaatin bir fiille ihlal edilmesi. İhlal eden verdiği zararı tazmine mecburdur. Camı kıranın bunu ödemesi gibi. Haksız fiilde dört unsur bulunur: 1) Hukuka aykırı bir fiil, 2) Kusur, 3) Zarar, 4) İlliyet bağı.

c. Haksız iktisab (kazanç): Bir kimsenin haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimse zararına zenginleşmesi. Haksız iktisab olunan şeyin iadesi lazımdır. Bir kimsenin borçlu olmadığı bir şeyi, borçluyum zannederek vermesi halinde haksız iktisab söz konusudur.

II- Borcun hükümleri: Borcun ifası, borcun ödenmesi, yerine getirilmesi. Borcunu ödemeyene karşı, hukuk mahkemelerinde dava açılır.

İfa yeri: Borcun ödenme, yerine getirilme yeri.

İfa zamanı: Borcun ödeme, yerine getirilme tarihi. Borcun ifası eğer  bir zamana bağlı ise, müeccel (tecilli) borç, eğer bir zamana bağlı değilse veya ödeme zamanı gelmişse, bu halde muaccel (peşin) borç söz  konusudur.

Alacaklının temerrüdü: Borçlu, sözleşme hükümlerine göre  borcunu ödemek istediği halde, alacaklının kabul etmemesi. Bu halde borçlu masraf, alacaklıya ait olmak üzere borcunu banka gibi bir yere yatırarak borcundan kurtulabilir. (Bkz. Alacak)

Borçlunun tereddüdü: Borçlunun tereddüdü vadesinde, vade süresi yoksa alacaklının ihtarına rağmen ödenmemesi. (Bkz. Alacak)

III- Borcun sona ermesi: Bunlar: 1) İfa: Borcun kararlaştırılan şekilde  ödenmesi, yerine getirilmesi, borcu yerine getirmeyene karşı ifa  davası açılır.

2) Yenileme (Tecdit): Eski bir borcu, yeni bir borç yaparak ortadan kaldırma.

3) Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, aynı kimsede toplanması. Mesela; mirasçının miras bırakandan alacaklı olması durumunda, miras  bırakanın ölümüyle mirasçı hem alacaklı hem de borçlu sıfatlarını kendinde birleştirmiş olmaktadır.

4) Takas: Aynı kimseler arasındaki karşılıklı veya aynı cinsten misli şeylere ait alacakların birbirini yok etmesi.

5) Zaman aşımı: Eğer bir kimse kanunda belirtilen süre içinde alacağının  ödenmesini taleb etmezse, borçlunun borcu düşer. Borçlu isterse borcunu ödemez.

IV- Borcun çeşitleri: Bu kısımda aslında birbiriyle ilgisi olmayan hukuki ilişkiler incelenmiştir.

Müteselsil borçlar: Birden ziyade kimsenin (borçluların) her birinin ayrı ayrı tamamından sorumlu bulundukları borç.

Müteselsil alacaklar: Bir borcun tamamını istemeye hakkı olan birden ziyade alacaklılar.

Şarta bağlı borçlar : Bir borcun yerine getirilmesi veya hükümden düşmesinin ilerde meydana gelmesi, belirsiz bir olayın gerçekleşmesine  bağlı tutulması.

Pey akçesi: Akdin yapıldığına delil olmak üzere  verilen bir miktar para veya menkul eşya.

Pişmanlık akçesi: Akitten dönenin ödediği para.

Cezai şart: Sözleşmenin yerine getirilmesi veya noksan yerine getirilmesi  durumunda ödenmek üzere taraflar arasında kararlaştırılan belirli meblağ.

V- Borcun taraflarında hukuki işlemle meydana getirilen değişiklikler:

1. Alacağın temliki: Bir kimsenin borçlusunda olan alacağını üçüncü bir  kişiye devretmesi.

2. Borcun nakli: Bir kimsenin diğerine ait borcu üstlenerek, eski borçluyu borçtan kurtarması ve kendisinin borç altına girmesini doğuran  sözleşme.

Akdin çeşitleri: Borçlar Kanunu'nun ikinci bölümünde bazı akitler incelenmiştir. Akit çeşitleri kanunda sayılanlarla sınırlı değildir. Kanuna muhalif olmamak şartıyla istenen tipte akit yapılabilir. Burada yalnızca akitlerin isimleri sayılacaktır. Akit çeşitlerinin her birinin geniş anlatılması kendi başlığı altında yapılacaktır:

1. Devir borcu doğuran akitler: Satış, trampa, bağışlama gibi.

2. Kullandırma akitleri: Adi kira, hasılat kirası, ariyet, karz gibi.

3. İş gördürme akitleri: Hizmet, eser, neşir, vekalet, komisyon, taşıma  akitleri.

4. Tehlikeli akitler: Kefalet, kumar ve bahis, ölünceye kadar bakma akdi. (Bkz. Akit)

İslam Hukukunda Borçlar Hukuku: İslam hukukunda Borçlar Hukuku, fıkhın muamelat kısmında düzenlenmiştir. Borç doğuran münasebetlere  fıkhın muamelat, ukubat ve münakehat kısmında rastlanır. On dokuzuncu asır sonlarından itibaren Borçlar Hukuku, fıkhın muamelata ait kısmının kanunlaştırılmış şekli olan Mecelle'de düzenlenmiştir. Mecelle, hukukçu ve tarihçi Ahmed Cevdet Paşa başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Bu kanun hazırlanırken Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler ve fıkhın ilgili kısımları esas alınmıştır. Sadece dini konuları değil, bütün sosyal konuları da içine almaktadır. Hanefi mezhebinde, insanların din ve dünyada rahat etmeleri için karşılaşacakları beş yüz binden fazla meselenin cevapları verilmiştir.