Bomba - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Bomba - Ansiklopedik Bilgi
« : 16 Ağustos 2014, 17:50:03 »
Alm. Bombe (f), Fr. Bombe (f), İng. Bomb.
Patlayıcı ve yanıcı maddeler ile doldurulmuş, çeşitli büyüklükte, canlı ve cansız hedefleri tahrip etmek için kullanılan patlayıcı savaş aracı.

Bomba, İçi patlayıcı ve yanıcı maddeyle dolu, bir ateşleme düzeniyle donatılmış, madensel küre biçiminde yokedici ateşli silah.

Genellikle uçaklardan atılan bomba, ölüme, tahribe, sarsıntıya sebeb olur. Özel tip bombalar ise, yaygın, gaz, duman veya hastalık mikroplarını yaymak için kullanılır. Su altı bombaları, denizaltları tahrip etmek için uçaklardan ve gemilerden atılır. Daha küçük ve daha basit bombalar el veya mekanik aletlerle uzağa fırlatılabilir. Kendi sevk sistemine sahip olan bombalara güdümlü mermi, su altı güdümlü mermisine ise torpido denir.

Nükleer silahlar: Atom ve hidrojen bombaları, diğer bombalardan çok daha fazla tahrib edici olup, uzun bir süre radyoaktif kirlilik bırakır. Nötron bombası ise sadece canlıları öldürür. Fakat cansızları tahrib etmez.

Yüksek infilak gücüne sahip klasik yapıda bir bomba, patlama noktasından metrelerce uzaklıktaki alana, parçaları, ısısı ve rüzgarıyle etki eder. Fakat nükleer silahlar kilometrelerce genişliğindeki alanı tamamen imha eder. (Bkz. Atom bombası, Hidrojen bombası, Nötron bombası)

Klasik bombalar: Genellikle uçaklardan bırakılabilecek şekilde planlanmış olan bu bombalar, patlayıcı veya kimyasal maddeler doldurulmuş bir metal kap, düşerken düzgün hareket etmesini sağlayan bir cihaz ve hedefe çarptığı zaman bombanın patlamasına sebeb olan bir tapadan ibarettir.

Klasik bombaların, delici, genel amaçlı parçalı, duman, gaz ve yangın bombaları gibi çeşitleri vardır.

Delici bombalar: Zırh ve sert hedefleri delmek için kullanılır. Kalın cidarlı olup, değişik ağırlıkta olurlar. Yaklaşık % 30'unu patlayıcı madde teşkil eder.

Genel amaçlı bombalar: Büyük askeri harekatlarda kullanılır. İnfilak eder, etrafa parçalar saçar ve yıkma etkileri vardır. Bu tip bombalar, 45 ila 1362 kg arasında olup, yaklaşık % 50'sini patlayıcı maddeler teşkil eder. Patlayıcı maddeler, Triponal, Amatol, Trinitrotoluen veya daha başka patlayıcı karışımı olabilir.

Parçalı bombalar: Bu bombalarda, patlayıcının etrafını saran metal gövde küçük parçalara ayrılabilecek şekildedir. Ağırlıkları 1,8 ila 118 kg arasında olup, yaklaşık % 14'ünü patlayıcı maddeler teşkil eder. Patlayıcı maddeler Ednatol, TNT, Amatol veya Siklatol olabilir. Bu bombalarda tapa genellikle burun kısmında olur. Çeşitli büyüklükte olan bombalar çarpma esnasında parçalara ayrıldığı gibi, yüzlerce küçük misket bombalardan meydana gelip, daha fazla tesiri olanlar da vardır.

Yangın bombaları: Yangın bombaları, yakıt (napalm) doldurulmuş ince cidarlı kaplardır. Yanabilen tesislere, siperlenmiş askerlere ve araç konvoylarına karşı kullanılır. En önemli özelliği dokunduğu yere yapışarak yanmasıdır. Yangın bombaları 113-454 kg arasında olup, ağırlıklarının yaklaşık % 85'i yanabilen maddelerdir.

Seyyah bombalar (Akıllı bombalar): Bu bombalar ilk defa Vietnam harbinde kullanılmış olup, 3000 kilometrelik bir menzil içinde 80 m çapındaki bir hedefi bulabilme kabiliyetiyle, harp taktiklerinin tamamen değişmesine sebeb olmuştur.

Bir katı yakıt roketi ile ateşlenen füzede önce gövde yanındaki kanatlar mekanik olarak açılır. Sonra da 66 kg ağırlığında 2633 newtonluk itme gücü sağlayan küçük jet motoru devreye girer. Kısa sürede 650 km/saatlik hıza ulaşarak ve 30 metreye kadar alçalarak hedefe yönelir.

Uçuş öncesinde bilgisayara digital bir harita üzerinde coğrafi bilgiler, rota, yükseklik değişmeleri ve radardan kaçabilmesi için gerekli bilgiler yüklenmiştir.

Tercom ismi verilen elektronik sistem ile doğrudan hedef üzerine gitmeyip, çeşitli yönlerde ve yüksekliklerde yol aldığı için hangi hedefe gittiği anlaşılamamaktadır. Karşısına dağ veya vadi çıkması halinde hemen en yakın çevrede yol bularak manevra yapabilmekte, radarı ile de sık sık rotayı ve yüksekliği kontrol ederek  hassas bir şekilde düzeltilebilmektedir.

Bu bombalar laser ışınları rehberliğinde de kullanılır. Bunun için pilot hedefi infrared laser ışınlarıyla bombardıman ederek bombayı salıverir. Bomba laser ışınlarına tabi tutulmuş, hedefin verdiği sinyalleri alarak hedefi bulur. TV kameralarıyla yönlendirilen bombalar, sadece gündüz kullanılabildiği halde bunlar gece de kullanılabilir.

Tarihi

İlk bombalar tahkim edilmiş şehirlerde, müdafiler tarafından atılan mermilerdir. Ondan sonra bu mermiler hücum edenler tarafından duvarlar aşılarak atıldı. Daha sonraları patlayıcı toplarla atılan güllelere bomba denildi. Bu tip bombaların en büyükleri 1452 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmış ve İstanbul'un fethinde 1453'te kullanılmıştır.

Özellikle 1930 yılından sonra uçaklardan bırakılan bombaların gelişmesiyle, diğer tip cephanelere bomba denilmez olmuştur. Her ne kadar bombalar Birinci Dünya Harbinde havadan bırakılmaya başlanmış iseler de büyüklükleri ve hedefe isabet etmeleri askeri bakımdan sadece psikolojik ve sıkıntı veren bir etki olarak ifade edilmiştir. Almanya Birinci Dünya Harbinde İngiltere'ye havadan 270 ton bomba bırakırken, İkinci Dünya Harbinde müttefikler üzerine 1.554.000 ton bomba atmıştır.

Bombaların tahrip güçleri atom ve hidrojen bombalarının gelişmesiyle çok daha fazla olmuştur. Sadece Japonya'ya atılan iki atom bombasının gücü yaklaşık 40.000 ton TNT'ye eşittir.

Çeşitli sebeplerle toprak kazıldıkça savaşlardan sonra saklı kalmış olan uçaksavar mermileri, mayınlar, tahrip kalıpları, el bombaları meydana çıkmaktadır.

İkinci Dünya Savaşında Alman bombalarının ateşleme sistemi elektrikliydi. Bomba atılır atılmaz elektrik bir kondansatörü şarjlamakta ve bomba hedefe çarptığında bu şarjlı elektrik fünyeyi ateşlemekteydi. Bu sistem iyi çalışmadığı için atılan çoğu bombalar patlamadan toprak altında saklı kalmıştır.

II. Dünya Savaşı'nda atılan atom bombası

İlk atom bombası, II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru ABD’de yapıldı. Nazi Almanya'sında da aynı konuda araştırmalar yapıldığı için atom bombasının yapımı çok gizli tutulmuştu. 1945'te Japonya’nın iki kentine atıldı. 6 Ağustos'ta Hiroşima'ya atılan ilk bomba yaklaşık 75 bin kişinin, 9 Ağustos'ta Nagasaki'ye atılan ikinci bomba da yaklaşık 39 bin kişinin ölümüne yol açtı. Atom bombasının bu yıkıcı gücü, uranyum ve plütonyum atomlarının bölünmesi sırasında açığa çıkan enerjiden kaynaklanıyordu. ABD, 1952'de atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombasını geliştirdi. Hidrojen bombasının ürkütücü boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atomlarına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon). Sovyetler Birliği, bu iki bombayı da ABD’den daha sonra geliştirdi. İlk atom bombasını 1949'da, ilk hidrojen bombasını 1953'te yaptı. İngiltere ise ilk atom bombasını 1952'de, ilk hidrojen bombasını 1957'de denedi. Daha sonra Fransa 1960'ta, Çin de 1964'te ilk atom bombalarını patlattılar . Bir tek nükleer bombadan doğan patlama dalgaları ve açığa çıkan ısı, bütün bir kenti yok edebilecek güçtedir. Çevreye yayılan radyoaktif ışınlar ya da radyasyon da bütün canlıları öldürür ya da kuşaktan kuşağa geçecek onarılmaz hasarlara yol açar. Öte yandan bu ışınlar ve rüzgârla savrulan radyoaktif tozlar, uzun süre atmosferde kalabilir ve yeniden yeryüzüne indiğinde de (radyoaktif serpinti) canlılar için sürekli bir tehlike oluşturur. Bu yıkıcı silahların kısıtlanması ve yasaklanması için 1963'ten bu yana silahsızlanma çalışmalar yürütülmüş ve bu çalışmalarda belirli bir başarı elde edilmemiştir.

Daha sonraları saatli bombalar yapıldı. Bomba kurulduktan sonra saati tik-tak ederek çalışır. Böyle bir bombanın farkedilmesinde yapılacak ilk iş saatin tik-takları durana kadar çevreyi boşaltmaktır. Tik-taklar bir steteskopla uzaktan dinlenir. Bomba saat mekanizmasının çalışmasını engellemek için kuvvetli mıknatıs kullanılabileceği gibi karbondioksit sıkarak veya çabuk donan plastik dökülerek mekanizma, kilitlenebilir. Bomba imhası ile ilgili tedbirler geliştikçe, karşı tedbir olarak fünye sistemini aradan kaldıran bubi tuzaklı bombalar kullanılmaktadır.

Gerilla silahı: Terörist ve gerillaların sahneye çıkması ile bomba imha işleri yeni bir döneme girmiştir. Birçok terörist bomba yapmakta acemi olduklarından bomba ateşleme mekanizmaları umumiyetle yanlış ayarlanmakta, bu durum bomba uzmanlarını yanıltmaktadır. Bir kısım terörist ise, bombayı, sırf imha edenleri öldürebilmek üzere hazırlamaktadırlar. Bomba imha uzmanları bugün balistik naylon elbiseler giyerek bomba tesirinden korunabilmektedirler.

İmha işlemleri: İmha edilecek bombaya yapılacak işlemlerin başında bomba kabul edilen paketin röntgeni çekilir. Röngten filminden bombanın mekanizmasının şekli, tipi ve elektrik kablo çekimi görülür. Seyyar röntgen cihazı bulunan özel bir cihazla paketin röntgeni çekilir. Bu cihaz aynı zamanda patlayıcı madde dedektörü ile paketin gerçek bomba mı yoksa oyalayıcı mı olduğunu da hisseder. Eğer bombanın ateşleme sistemi pil veya akü ile ise dondurma metodu tatbik edilerek pil çalışmaz hale getirilir. Sonra bomba sökülür. Röntgen çekildikten sonra paketin uygun bir yerinden içine plastik köpük pompalanır. Böylece elektrik kabloları kısa devre olur. Mekanik kısımlar plastik donunca kilitlenir.

Bubi tuzağı şeklindeki bombaların imhasında ise İngilizlerin kullandığı ve “Weelbarrow” dedikleri uzaktan kumandalı robot arabalar iş görmektedir. Arabanın gagasında bir televizyon kamerası, özel bir imha tüfeği ile aydınlatma lambası bulunur. İmha tüfeği bombanın devrelerini çok çabuk kırdığı için bomba patlamaya vakit bulamaz. İngiliz kara kuvvetleri “Weelbarrow” un merdivenlerden dahi çıkıp inebilen manevra kabiliyeti fazla olan “Marauder” ismi ile çağrılan imha arabasını kullanmaktadır.

Bomba imha cihazları geliştikçe bomba ateşleme sistemleri de şekil değiştirmektedir. Tedbir daima karşı tedbiri davet etmektedir.