İÇİMİZİN ŞİİRİ
Hiçbir uyku tutmuyor gecemi...
Gündüzün tamamında ise esrik bir uyuşukluk...
Beni güneş tutuyor, yıldızda kervan kırıcılığı
Neye aldanmayacağımı şaşırdım
Ömür bu kadar uzun mu?
Elden düştükçe, gözde değersiz,
Yarına sahip çıktıkça, şimdide kayıtsız...
İçtikçe yeminleri, sıfatımda yalancılık...
Ne zaman haykırsam, hep suskun!
Ne zaman sussam, geciken bir sevdalı...
Var gitme benden,
Bir şiir daha yazalım yaraya.
Şairi zedelese de dizeler,
Kabuk olur acının üstüne.
Geçmese bile "denedik" deriz ve şiirimiz olur içimizde!
Belki de yön değiştirir yığınlarca umudun bir tanesi.
Bana kanar, beni kanayan yanlarının düşkünezen kelimeleri...
Yüksek bir ihtimalin tavan arası olamazlığındayım.
Çok sözlü monologlarımın sana soyunamayan kalkışındayım.
Sana ölümsüzleşmenin noktadan sınıra, en tazesindeyim...
Kullanılmamış bir terin içindeki tuzunda, ağzında gevelenen
gerçeğin uyduruk talanındayım.
Benden sonraya bırakılacak her iyinin karşısında, her kötünün kötüğündeyim.
Sen gidersin, senden önceki hayat ölür; senden sonraki hayatta ölümcül hatırlanma...
Sen kalırsın, kaldığınla kalamadan...
Önce "sanmalar" yanılgılar arasındaki yerini aldı.
Yargılar, önyargılardan temyiz edildi.
Suçlar da, suçlular kadar aklandı.
Şimdi'ye taşınan; zahmeti külfetli, külfeti bedelsiz biz "zaman"dı.
Nelerden arta kalan, nelerin ardına kalan, nelere dayanıp da
neler de yitirilen zaman.
Tebessüm kadar içli, bakış kadar sarsıcı, söz kadar manzum...
Olan biten, bir zamandı. Tasvirlerle izahı, tek susuşla yetersiz!
Oysa zamanın öncesi, nice zamanları yağmaladı!
Sığ idi; boğulmaya yetti. Derindi; bulunmayana yitti...Zamandı
Var gitme.
Öfkenin doruğunda bir yalnızlık demleriz.
Sonra, şiir kazırız içimizden kalabalıklara...
Biz izimizi şiirle sürdük, mesafelerimiz kentlerceyken.
İznimiz de şiirden çıkar.
Ya kalırsın, yatağında su tutar bedenimi,
Ya da gidersin, adın bir kez daha kahraman olur.
Senin kadar ben de kaldım sevgili.
KAHRAMAN TAZEOĞLU
A.P (susacak var)