Behaeddin Veled - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Behaeddin Veled - Ansiklopedik Bilgi
« : 26 Temmuz 2014, 18:06:05 »
Allahü tealanın aşkı ile dolmuş, evliyanın büyüklerinden, hazret-i Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin babası.

Resulullah efendimizin birinci halifesi olan Ebu Bekr-i Sıddik'ın soyundan gelmektedir. Annesi Harezmşah sultanlarından Alaüddin Muhammed Harezmşah’ın kızıdır. İki yaşındayken babası vefat ettiğinden yetim kalmıştı. İlimde ve tasavvufta yetiştikten sonra, Belh şehrinde pek tanındı ve sevildi. Necmeddin-i Kübra’nın seçkin talebelerindendir. Seçkin ve büyüklerden oldu. Halkın kendisine gösterdiği halis saygı ve hürmeti çekemeyen Muhammed Şah Harezmi yüzünden önce Bağdat sonra Şam daha sonra  da Konya’ya hicret etti. Fazilet ve üstünlükleri, her yerde hürmet ve sevgi ile karşılanmasına sebeb oldu. 1228 tarihinde Konya’da vefat etti. Orada, oğlu hazret-i Mevlana ve torunu Behaeddin Veled  ile beraber Mevlana türbesinde medfundur.

Hazret-i Behaeddin Veled’in çeşitli kitaplarda hayatı, üstün ahlakı, yaşayışı, hizmetleri ve kerametleri uzun yazılıdır. Bunlardan bir tanesi:

Belh’de bulundukları sırada, bir gece Belh şehrinin ileri gelen ve Behaeddin Veled’e itiraz eden alimlerinden üç yüzü hep birden bir rüya görürler: Bir sahrada kurulan ulu  bir çadırın ortasında Allahü tealanın sevgilisi Muhammed Mustafa sallAllahü aleyhi ve sellem, Eshab-ı kiramı ile oturmaktayken, Behaeddin Veled Belhi, son derece edep ve hürmetle çadıra girer, selam verir. Resulullah efendimiz Behaeddin Veled’e iltifat buyurarak sağ yanlarına oturtur ve orada bulunanlara: “Bugünden itibaren Behaeddin Veled’e Sultan-ül-Ulema (Alimlerin Sultanı) deyiniz ve öyle hitab ediniz.” buyururlar.

Sabah olunca rüyayı gören alimler Behaeddin Veled'in medresesine gitmişler. Daha gelenler rüyalarını anlatmadan, Behaeddin hazretleri, gördükleri rüyayı aynen anlatır. Bunun üzerine oradakiler; “Allahü teala ve Resulü şahittir ve biz de şahidiz ki, sen Sultan-ül Ulemasın. Bundan böyle bu isim ile tanınacaksın.” demişlerdir. O günden sonra Behaeddin Veled hazretleri (kuddise sirruh) bu namı ile tanındı. Ve Sultan-ül Ulema diye imza kullandı. Bu menkıbe, üstünlüklerini ifade etmeye kafidir