Kardeşlik...

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Kardeşlik...
« : 24 Kasım 2008, 23:33:33 »
Kardeşlik...


Okul servisi saati gelmiş ve iki kardeş servise geç kalmıştı. Servis arabası uzaktan göründüğünde abi ayakkabılarını giymekteyken küçük kız tam olarak hazırlanmamıştı. Servis caddeden geçmekte, sokaklara girmemektedir. Bu yüzden okul servisinin caddeden geçiş saatinde çocuklar caddenin kenarında bekler durumda olmaları zorunludur, yoksa okula yürüyerek gideceklerdir. Evden daha erken çıkan kardeş hem servise yetişmek için koşmakta, hem de kardeşi arkadan geliyor mu diye bakmaktadır.

Evden erken çıkan kardeş yol yarılandığında kardeşi yetişsin diye biraz yavaşlamakla beraber servise yetişmek hedefinden de şaşmamıştır. Kardeşinin arkadan ona yetişeceğine kani geldikten sonra fişek gibi arabaya yetişmek için atılmakta bir beis görmeyen ilkokul öğrencisi servis arabasının kapısını açar, arabaya binmeden kardeşinin gelmesini bekler... 

 

Yaratılıştan gelen orijinallikleri tam olarak bozulmamış çocuklarda hayat çok net okunmaktadır. Demek ki insan doğallığında, gerçek yüzünü bir başka yansıtıyor.

 

‘İslam kardeşliği’ anlatılan bu iki kardeş gibi olmalıdır. Hem hedefi kaçırmamak için koşturmalı, hem de arkadan gelen kardeşini gözetmelidir. Eğer “o yetişemez” endişesi olursa onu uzun yolda yalnız bırakmamak için hızını yavaşlatmalı, geldiğinden emin olduktan sonra yürümelidir.

Öndeki kardeş bilir ki, kendisi gitse bile kardeşi yalnız kaldığında tek başına okula gidecek kadar büyümemiştir. Kardeşinin zarar göreceğinden duyduğu endişe hızını kesmektedir.

 

Modern hayatın dayattığı sekülerizm (dünyevilik) bize aksini söylese de, kişisel gelişim adı altında batı kaynaklı kitaplar, verilen seminerler bireyselciliği ön plana çıkarsa da…

Müslümanlar birbirini korumalı, gözetmeli yardım elini uzatmalıdır.

Kişi, sadece kendi cemaatinden, tarikatından, derneğinden, yöresinden, mahallesinden olanlara, karındaşı olanlara böyle yaklaşmamalı. Din kardeşliğiyle bağlı bulunduğu bütün ‘büyük ailesi’ni böyle kucaklamalıdır.

Fakat yetiştirilme tarzımızla, modern hayata ayak uydurma adına öğrendiklerimiz çakışınca davranış alaboraları yaşar olduk. Modern hayat ‘alan el’i öğütlerken tevarüs eden ananelerimiz ‘veren el’i mehd-i sena etmekteler… Bir yanda menfaatimizi öğütleyen aklımız, bir yanda yüreğimizin derinliklerinde kapalı sandıklardan bize göz kırpan uhuvvetimiz… Zaman zaman ‘ötekini’ ‘kendi’ne tercih etmenin huzuru içinde çekilen yokluklar mahiyetiyetini yitirir…

 


Bize olağan gibi gelen iki kardeşin okul yolculuğu insana neler de düşündürüyor!!!

Meftun–ı Gül