Ziyafet vermenin fazileti

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ziyafet vermenin fazileti
« : 02 Temmuz 2014, 18:18:20 »

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

• "Birinizin önünde sofrası açık durdukça kaldırılıncaya kadar melekler size istiğfâr ederler."

•"Muhakkak cennette dışından içi, içinden dışı görünen gurfeler (köşkler) vardır. Bunlar, güzel söz söyleyen, selâmı yayan, yemek yediren, nafile oruca ve nafile namaza devam eden ve gece insanlar uykudayken nafile namaz kılanlar için (hazırlanmış)tır."

•  "Kim bir kardeşine arzu ettiği bir şeyi tattıracak olursa, Allâh ona milyon hasene yazar, onun milyon günahını siler, milyon derecesini yükseltir. Allâhü Teâlâ onu üç cennetten yedirir: Firdevs Cenneti, Adin Cenneti ve Huld Cenneti."

•  Hadîs-i Kudsî'de şöyle buyuruldu: "Kıyâmet gününde Hak Teâlâ kuluna hitâb eder:

Ey Ademoğlu, beni doyurmanı istedim, sen bana yedirmedin. Kul: Sen Alemlerin Rabbi'sin, seni nasıl doyurabilirim, der. Allâhü Teâlâ şöyle buyurur:

Falan müslüman kulum acıkmıştı. Sen onu doyurmadın. Eğer onu yedirse idin bana da yedirmiş olurdun."

Hz. Ali (k.v.) "Din kardeşlerimi -az bir şey için bile olsun- yemeğe çağırmam, bana köle azad etmekten daha hoş gelir." buyurdular. Câfer-i Sâdık (k.s.) Hazretleri: "Kardeşlerinizle sofrada bir araya geldiğinizde oturmayı uzatınız. Muhakkak bu vakitler ömürlerinizden sayılmaz." buyurdular.

Hasan-ı Basrî (rh.) "Bir adamın kendisine, ana ve babasına yaptığı her türlü masrafının kıyâmet gününde hesabı sorulur. Ancak kişinin din kardeşleri için yemeğe yaptığı masraf hariçtir (onun hesabı sorulmaz). Zira o ateşten koruyan perdedir." buyurdular.

Bir yere davet edilse (davet eden) zengin veya fakir olsa daveti kabul etmek sünnettir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): "Gamîm'e de davet olunsam ona icâbet eder; giderdim" buyurdular. (Gamîm Medine'ye birkaç mil mesafede bir yerdir.)

İftar vermenin fazileti

İftar vermek çok sevabdır. Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de iftar verme sevabına kavuşulur. Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir) buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben (Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir) buyurdu. (Beyhekî)

Yine bir hadis-i şerifte, (Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır) buyuruldu. (V. Necat)

Yemek yedirmek çok sevabdır. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevabdır. Oruç tutanın sevabı kadar sevab alır, oruçlunun sevabından eksilme olmaz.

Peygamber efendimiz, (Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur) buyurunca da, Eshab-ı kiram, “Su az ve kıymetli iken mi?” diye sual etti. Onlara cevaben (İsterse nehir kenarında versin, aynıdır) buyurdu. (V. Necat)

Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [İsfehani]

(Allahü teâlâ, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.) [İmam-ı Gazali]

(Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.) [Taberani]

(Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.) [Tirmizi]

(Arkadaşına, sevdiği yemeği ikram edenin günahları affolur.) [Bezzar]

Dostlarla yemek
Dost ve arkadaşlara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hazret-i Ali buyurdu ki:
(Dostlara yedirdiğim bir ekmek, fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle azat etmekten daha makbuldür.)

(O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım) dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını düşünmelidir!

Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.

Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır.
Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir.

Müslümanın Müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)

Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir! Peygamber efendimiz bu hususta, (Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır) buyurmaktadır. (Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî, Hatib)

Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.) [İsfehani]

(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]

(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buhari] (Dinimizin bu konudaki emrine uymamış olur.)