Alm. Bakterie (f), Fr. Bacterie, İng. Bacteria.
Gözle görülemeyecek kadar küçük, tek bir hücreden meydana gelen mikroorganizma.
Bakterilerin Hücre Yapısı
Latince kullanımıyla Bacteria, bakteri sözcüğünün çoğulu, bacterium ise tekilidir.
Normal bir hücrenin yaptığı bütün işleri yapamadıklarından va bazı organelleri eksik olduğundan mütekamil hücre sayılmazlar. Bakteriler mikroorganizmaların temel ve en büyük sınıfıdır.
Sayılamayacak kadar çok çeşidi bilinmesine rağmen, bunlardan sadece çok küçük bir miktarı insan vücudunda yaşayabilir ve yine bunların çok azı insanda hastalık yapma özelliğine sahiptir. Hastalandırıcı bakterilere örnek olarak tüberküloz basili, difteri, tetanos, tifo amili bakteriler sayılabilir. Sür’atli çoğalırlar; uygun bir ortamda bir bakteri hücresi 24 saat içinde 70 milyon bakteriye dönüşebilir. Dünya üzerinde bakteriden arınmış bir yer bulmak hemen hemen imkansızdır.
Her ne kadar Fransız bilgini Louis Pasteur insan ve hayvan hastalıkları ile bakteriler arasındaki ilişkiyi keşfeden ilk kişi olarak bilinirse de, ondan 300 sene evvel yaşamış, Müslüman Türk alimi Akşemseddin, bazı hastalıkların canlı tohumlarla insandan insana nakledildiğini bildirmiştir.
Bakteriler ilk defa 1676'da Antonie van Leeuwenhoek tarafından, kendi tasarımı olan tek mercekli bir mikroskopla gözlemlenmiştir. Onlara "animalcules" (hayvancık) adını takmıştır.
Pasteur’den sonra bir diğer ilim adamı Robert Koch, belli bakterilerin belli hastalıkları yaptığı konusunda belli kurallar ortaya koymuştur. Koch’un kuralları: 1) Bakteri, kişinin hastalıktan etkilenen kısmında bulunur. Bunun için, bakteriyi tanımak maksadıyla, kişinin boğaz, kulak gibi belli yerlerinden materyal alınmalıdır. 2) Bir başka vücutta gelişmiş olan mikroorganizmalar, diğer bir vücuda girerek aynı hastalığı ortaya çıkarabilirler. R. Koch, 1876’da şarbon basilinin sporlarını keşfetmiş ve hastalığın bakteri tarafından imal edilen bir zehirli madde tarafından meydana getirildiğini iddia etmiştir. Aynı ilim adamı 1882'de verem mikrobunu keşfetmiş, 1883’te kolera mikrobunu bulmuştur. 1905’te frengi hastalığının mikrobunu ortaya koymuştur. Elias Medchnikov’un bağışıklık üzerindeki çalışmaları önemlidir. Emil Beering de (1854-1917) antitoksin ilminin ve serum tedavisi metodlarının kurucularındandır.
Bakteriler yaşadıkları şartların dışındaki durumlara karşı çok hassastır. Bu, onları kontrolde büyük bir avantaj sağlamaktadır. Mesela kendi yaşadıkları sıcaklığın altında veya üstünde bir ısıda uzun müddet canlı olarak dayanamazlar. Bu sebeple cerrahi ve diğer tıbbi aletler 15 dakika süreyle kaynatılarak mikroptan arıtılabilmektedir. Kuruluk, bakterilerin yaşamasını engelleyen bir diğer durumdur. Günışığı, bazı bakterileri öldürmektedir. Aerob bakteriler denen grup, hava olmadan yaşayamazlar. Keza anaerob bakteriler yaşamak için mutlaka havasız ortama muhtaçtırlar.
Hastalık yapıcı bakterilerden çoğu ortama toksin denilen bakteri zehirlerini salarlar. Toksinlerden bazıları bakteri faaliyetteyken ortama salınır. Bir kısım bakteri parçalandıktan sonra da ortama zehirli maddeler çıkar. Vücudun bakterilere karşı savunma ölçülerinden birisi antitoksinlerdir. Antitoksinler bakteri maddelerine karşı vücutta imal edilen ve bakteri zehirlerini zehirsizleştiren maddelerdir. Bakteri genellikle vücutta kendisine karşı olan bir madde ile zararsızlaştırılır. Bu maddeler bakteriye, bakteri maddelerine karşı özel maddelerdir. Bakterilere karşı vücudun dirençli olmasından daha önemli olan iş, günlük eşya ve aletlerin bakterilerden temizlenmesidir. Bakteri bulaşığı olabilecek maddelerle temastan sonra iyice temizlenmek, sık sık yıkanmak gereklidir.
Bakterilerin Sınıflandırılması1. Şekillerine Göre Bakteriler
a. Küre şeklinde olan bakteriler (coccus)
Tek tek veya koloni halinde yaşarlar. Solunum yolu hastalıkları, menenjit ve çıbana neden olan bakterilerdir.
b. Çubuk şeklinde olan bakteriler (bacillus)
Bu bakterilerin boyu eninden fazladır. Verem, tetanoz, tifo, şarbon gibi hastalıklara neden olur.
c. Spiral şeklinde olan bakteriler (spirillum)
Kıvrımlı bakterilerdir. Bir veya iki ucunda kamçı bulunur. Frengi hastalığı yapanları ve diş kirinde bulunanları vardır.
d. Virgül şeklinde olan bakteriler (vibrio)
Virgüle benzeyen kıvrımlı bakterilerdir. Kolera hastalığına neden olur.
Bakterilerin yuvarlak olanlarına “kok”, çomak şeklinde olanlara “basil”, virgül şeklinde olanlara “vibriyo”, helezon (spiral) şeklinde olanlara da “spiroket” denilir. Kokların da muhtelif şekilleri vardır. Çift olanlara diplokok, tesbih dizisi gibi olanlara streptokok, üzüm salkımı şeklinde olanlara stafilokok denilir. Bunlara birer misal vermek icab ederse; diplokok için bel soğukluğu amili olan gonokoku, basiller için verem, şarbon için tetanoz ve tifoyu, vibriyo için kolerayı, spiroketler için de frengi amilini sayabiliriz.
On dokuzuncu yüzyılda temelleri atılan bakteriyoloji günümüze kadar çok büyük değişmeler ve yeniliklerle gelmiştir. Temizlikten başka, suların mikropsuzlaştırılması, bakterilere karşı özel ilaçlar bulunması, artıkların uygun şekillerde zararsızlaştırılması ile bakterilere karşı önemli mesafe alınmıştır. İyot ve alkol gibi antiseptik maddeler, aşı ve serum gibi bağışıklık maddeleri, antibiyotik ilaçlar insanların bakterilerle olan hastalıklarından önemli derecede korunmasını sağlamıştır. Bakteri denilince sadece insanları hastalandıran mikroskobik amiller akla gelmemelidir. Bakterilerin bir kısmı da insanlar için faydalı işler yaparlar. Mesela bakteriler olmasaydı, insan ve hayvan cesetleri çürüyemez ve binlerce yıl boyunca oldukları gibi kalırlardı. Böyle bir dünyada belki de adım atacak yer kalmazdı. Havadaki azotu bağlayarak toprakta nitratları teşekkül ettiren bakteriler, bitkilerin büyüme ve gelişmesinde son derece lüzumlu ve önemlidirler. Bunlardan başka çeşitli maya bakterileriyle peynir, yoğurt gibi maddeler meydana gelmekte, yine aynı şekilde birçok kimyevi maddeler ve ilaçlar elde edilmektedir. Yapılan son araştırmalar, asrımızın en önemli ihtiyaç maddelerinden olan petrolün de milyonlarca sene önce yaratılmış ve ölmüş canlıların cesetlerinin bakteriler tarafından çürütülmesiyle teşekkül ettiği zannını kuvvetlendirmektedir.
Bakteriler iki hücre örtüsüne sahiptirler. İç kısımda hücre zarı bulunur. Hücre zarının üzerinde protein, karbonhidrat ve yağlardan oluşan bir hücre duvarı vardır. Bazı bakterilerde hücre duvarına ek olarak şeker moleküllerinden oluşan koruyucu bir kapsül bulunur. Bu hücrenin çevresinde özel hücre örtülerinin bulunmasının sebebi, bakteriyi dış etkilerden koruyabilmektir. Bizi korumak için derimizin üstlendiği görevi bakterilerde söz konusu hücre zarı üstlenmiştir. Ancak bu zarın koruyucu niteliği bizim derimizle kıyaslanmayacak kadar güçlüdür. Bakteriler bu dayanıklı hücre yapıları nedeni ile oldukça yüksek veya düşük sıcaklıklara uyum sağlayabilmekte, toprak altına girebilmekte, havada uçabilmekte, kimyasalların içinde ve okyanusun dibinde yaşayabilmekte ve hatta radyasyona dayanıklı hale gelebilmektedirler. Bakterinin hücre çeperi çok hassas bir yapıdan meydana gelmiştir. Bu çeper genellikle lipid + polisakkarit ve şekerle birleşmiş amino asitlerden oluşmuştur. Bu kompleks polimer madde, “peptidoglycan” olarak adlandırılır ve iki çeşit şekerden oluşmuştur. Bu yapının ince, kompleks örgüsü cinslere göre değişim gösterir. Bu yapı o kadar incedir ki, bazen mikroskop altında bile görmek mümkün değildir, çünkü 1 ila 3 nanometre (1 nanometre=0,000000001m) çapında ipliksi yapıların örülmesinden meydana gelmiştir.4 Bakterilerin sahip oldukları özelliklerin büyük bir kısmı halen bilinmemektedir. Çünkü bu canlıların boyutları (0,001 mm. civarı) iç yapılarının gerektiği gibi incelenmesini imkansız kılacak kadar küçüktür.
Bakteriler, evrimcilerin arzu ettikleri gibi, ilkel bir yapıya değil, aşamalı bir evrimin olmadığını kanıtlayan kompleks yapılara sahiptirler.
Antibiyotikler kullanılarak bakteriyel enfeksiyonlar TEDAVİ EDİLEBİLİR. Bakteri, tek başına bir hücreden oluşan, yaşayan küçük bir organizmadır ve insan vücudu, hava, su, toprak ve bunun gibi herhangi bir ortamda kendi kendine hayatta kalabilir. Çok hızlı üreyebilir. Antibiyotikler, bakterilerin çoğalmasını engeller.
Bakterilerin neden olduğu bazı hastalıklar:Pnömoni
Bakteriyal menenjit
Yara enfeksiyonları
Larenjit ve otitin bazı türleri
Neden oldukları enfeksiyonlar arasında tetanoz, tifo, tifüs, difteri, frengi, kolera, besin kaynaklı hastalıklar, cüzzam ve verem sayılabilir.