Bâki (şair) - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Bâki (şair) - Ansiklopedik Bilgi
« : 07 Haziran 2014, 11:01:19 »
Divan şiirinin büyük üstadı.

Baki, aşağıdaki anlamlarada gelir:
    Baki, Allah'ın 99 isminden
    Baki, Divan Edebiyatı şairi
    Daimi, kalıcı anlamında söz
    Baki Mercimek, futbolcu

Bâkî (1526 - 1600), Asıl adı Mahmud Abdülbâkî olan Divan edebiyatı şâiridir.
Sultanüş'şuâra (Şairler sultanı) olarak anılmış, Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almıştır. Medine ve İstanbul illerindede kadılık yapmış. Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde kazaskerlik görevinde bulunmuştur.

Asıl adı Mahmud Abdülbaki’dir. Hem şair, hem de alimdir. İstanbul’da 1526 yılında doğdu. Babası Fatih Camii müezzinlerindendi. Oğlunu küçük yaşta sanatkar yapmak düşüncesiyle saraç çıraklığına verdi. Fakat Baki yaratılışı icabı ilme düşkün olduğundan tahsile başladı. Uzun yıllar zamanın büyük medreselerinde, devrin en ileri gelen hocalarından ders gördü. Tahsilini tamamladıktan sonra ilk olarak 1563 yılında Silivri’deki Piri Paşa Medresesi müderrisliğine getirildi. Sonra sırayla, Murad Paşa, Eyyub, Sahn ve Süleymaniye medreselerinde müderrislik yaptı. Selim-i Kadim Medresesi müderrisliğinden sonra, Mekke kadılığı, Anadolu ve Rumeli kazaskerliği görevlerinde bulundu.

Osmanlı İmparatorluğunun en parlak bir döneminde yetişmesi, kabiliyetinin ortaya çıkmasına sebeb oldu. İstanbul o zamanlar ilim ve sanat yönünden en verimli devrindeydi. Büyük devlet adamlarının ilimle uğraşanları himaye etmesi, Baki’nin genç yaşında şöhrete kavuşmasına sebeb oldu. Muhibbi takma adı (mahlası) ile şiirler yazan Kanuni Sultan Süleyman Han, Baki'yi takdir edenlerin başındaydı. İlim adamlarını çok seven sultan, şairi de meclislerine davet ederek ihsanlarda bulundu. Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü için yazdığı meşhur Mersiye’si o devrin edebiyat şaheseridir.

Kanuni’den sonra sıra ile padişah olan İkinci Selim, Üçüncü Murad ve Üçüncü Mehmed Han zamanlarında da ülkenin her tarafında Şairler Sultanı diye meşhur oldu. Şöhreti sadece Osmanlı sınırlarında kalmayıp, İran, Arabistan ve Hindistan’a kadar yayıldı. 1599 yılında ölen Baki’nin mezarı Edirnekapı dışında Eyyüb’e giden yol üzerindedir.

Şiirde Zati tarafından yetiştirilen Baki’nin sanatı, mükemmel olup, gazellerinde büyük bir ustalık hakimdir. Kelimeler yerli yerinde ve bütün söz sanatları ifadelerinde kendini gösterecek şekilde yer alırdı. Şiirlerinde zeka oyunlarına büyük önem verirdi. Kelimelere birçok anlamlar vermekte, mısra ahenginin üst derecelerine ulaşmakta eşsiz bir sanatkardı. Şiirlerinde hep ölçülü ve hesaplıdır. Mısraları dilde hiçbir takıntı ve kulakta hiçbir tırmalama yapılmaksızın söylenir. Zaten devrin İstanbul Türkçesini kullanmış ve şiirleriyle mahallileşmeyi getirmiştir. Bu sebeple gazellerinde atasözleri ve halk tabirlerine yer vermiştir. Uzun yıllar taklid edilmesi bu mükemmel söyleyişinden ileri gelmektedir. Çağımızın büyük şairlerinden Yahya Kemal, ona nazireler yazmış, Yavuz Sultan Selim için kaleme aldığı Selimname’sini Baki’nin Kanuni Mersiye’sine benzetmek istemiştir.

Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde kullandığı temalara yansımıştır. Aşk, yaşamanın zevki ve doğa şiirlerinin başlıca konularıdır. Tekniği güçlüdür, şiirlerinde yakaladığı ahenk ve akıcılık farklıdır. Dil kullanımında çok yeteneklidir. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini başarıyla kullanmıştır. Ahenk ve musikiye önem vermiş;söz seçiminde titiz davranmıştır. Genellikle din dışı konuları işlemiştir. Şiirlerinin oluşturduğu tını, musiki de şiirlerinin farklı bir özelliğidir. Türk, Divan şiirinin dönemin ünlü akımları ve eserleri seviyesine ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur. Eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdığı "Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" isimli Kanuni mersiyesidir. Bu mersiye terkib-i bend şeklinde yazılmış; hem teknik olarak güçlü yapısı hem de ahengi ve dönemin ruhunu, özellikle edebiyat tarzını, güzel bir şekilde ifade ettiği için en ünlü mersiyelerden birisi olmuştur.

Baki’nin şiirlerinde konular, diğer divan şairlerine nisbetle daha serbesttir. Şiirlerinde dünyanın gelip geçici olduğunu ve bu fani dünyadan bir şey elde edilemeyeceğini, asıl gerçek olanla meşgul olunması lazım geldiğini işlemiştir. Bazı şiirlerinde geçen aşk, şarap vb. kelimeler, tasavvuf edebiyatındaki özel manaları (mazmunları) içinde kullanılmıştır. Baki, dinine bağlı büyük bir  alimdi. Şeyhülislam olabilecekken, sırası gelmediği için bu yüce makamda görev yapamadı.

Eserleri:
En büyük eseri Divan'ıdır. Divan'ından başka Fedail-i Mekke, Hadis-i Erbain (Hazret-i Halid bin Zeyd’in bildirdiği hadis-i şerifler), Fedail-i Cihad, Mealim-ül Yakin (Mevahib-i Ledünniyye tercümesidir) adlarıyla Arapçadan çevrilmiş eserleri vardır.

Gazel

Ferman-ı aşka can iledir inkıyadımız
Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadımız

Baş eğmezüz edaniye dünya-yı  dun için
Allahadır tevekkülümüz, i’timadımız

Biz mütteka-yı zerkeş-i caha dayanmazuz
Hakk’ın kemal-i lutfunadır istinadımız

Minnet Hudaya, devlet-i dünya fena bulur
Baki kalır sahife-i alemde adımız.

***

Bâki'nin Son Şiiri

Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var

Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var

Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz
Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var

Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde
Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var

Gitdükçe harâb eyler mülk-i dil-i vîrânı
Dehrün bu cefâsından bir şâha şikâyet var

Ser terkine kâ'ildir dünyâya gönül virmez
Terk ehlinin ey Bâkî başında sa'adet var.


(Günümüz Dili)

Dünyanın süslerinden el çekmeye niyetim var
Yakında yokluk derler bir şehre seyahatim var

Uçtu gitti bu göklerden inleyen gönül kuşum
Fırsat bulamaz oldum yolculuk kederim var

İçse bir aşık -ta kıyamete kadar ayılmaz
Feleğin meclisinde -bilmem kadehinde ne haller var

Bu haller ile ey gönül sağ olmaktansa alemde
Dilberlerin gam derdinden ölmekte incelik var

Gittikçe viran gönül ülkesini harap ediyor
Zamanın bu cefasından bir şaha şikayet var

Baş vermeye razıdır da dünyaya gönül vermez
Ayrılık ehlinin ey Bâkî başında saadet var.

Şair Baki