Alm. Unabhüngigkeit (f), Fr. Independance, İng. Independence.
Bir devletin iç ve dış işlerinde müstakil olarak, istediği gibi hareket edebilmesi.
Bağımsızlık, bir milletin veya bir devletin, kendi vatandaşları veya nüfusu tarafından özgürce yönetilebilmesidir. Yani egemenlik haklarının başkasının elinde olmamasıdır.
En genel anlamda bağımsızlık; muayyen bir ülke üzerinde ve hükumet ile temsil olunan üstün ve merkezi bir otoritenin hükmü ve gözcülüğü altında, hukuki ve otonom bir nizama bağlı olarak yaşayan insanlardan meydana gelen siyasi bir birliğin, yani devletin mümeyyiz vasfıdır. Aynı manaya gelmek üzere bağımsızlık; bir devletin, devletler hukuku kaidelerine bağlı kalmak şartıyla, bir başka devletin veya üstün bir otoritenin kendi iç veya dış meselelerine müdahalesi olmadan, kendi organlarının serbest takdiri ile icraatını düzenleyip yürütebilmesi ve bu çerçeve içindeki irade serbestisidir.
Bağımsızlık kavramının mahiyeti ile ilgili olarak değişik fikirler ileri sürülmüştür. Bu fikirlerin hemen hepsi bağımsızlığı ekonomik, hukuki ve siyasi unsurlara değişik ölçüde ağırlık vererek açıklamışlardır. Meseleye tarihi gelişim açısından bakıldığında bu üç belirleyici vasfın (ekonomik, hukuki ve siyasi) bazan tek tek, bazan da birbiriyle çeşitli ölçülerde teşkil ettikleri kombinasyonlar halinde bağımsızlık kavramını belirledikleri görülür. Bir başka deyişle, bağımsızlık kavramının temel belirleyicisi tarihin farklı kesitlerinde ortaya çıkan güçler dengesinin ortaya koyduğu siyasi ve ekonomik tablo olmuştur.
Bağımsızlığın kazanılması ile bağımsızlığın tanınması kavramlarını da birbirinden ayırmak icab eder. Bağımsızlığın kazanılması için onun mutlaka tanınmasına ihtiyaç yoktur. Siyasi bir camianın bağımsızlığının tanınması demek, bu toplumun devletler hukukunun gerektirdiği devletlik şartlarının yerine getirdiğinin bildirilmesi demektir.