On altıncı asır meşhur Osmanlı alim ve şairlerinden.
Bursa’da doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Yavuz Sultan Selim Han devrinin büyük alimlerinden. Muallimzade lakabıyla meşhur Mevlana Ahmed bin Muslihiddin Efendinin küçük oğludur. 1585 (H. 993) tarihinde Hama şehri kadılığında iken Humma (sıtma)dan vefat etti. Kabri oradadır. Mesnevi şairlerinden Cinani vefatına “İntikal eyledikte tarihin, dediler; “Geçdi Azeri Çelebi.” beytiyle tarih düşürmüştür (993).
İbrahim Efendi, önce fazilet sahibi olan babasından ilim öğrendi. İyi bir tahsil gördü. Daha sonra meşhur alim ve veli Şeyhülislam Ebüssü'ud Efendinin derslerine devam etti. Ona mülazim (asistan) oldu. 1576 (H. 984) tarihinde faziletli bir zat olan ağabeyi Mahmud Çelebi’nin nişancı olması üzerine kendisi de kitabet (katiplik) mesleğine geçti. Kısa zamanda emsallerinin takdirini kazandı. Sıra ile; Tire, Kestel gibi kazalarda kadılık yaptı. 1585 (H. 932) tarihinde Suriye vilayetine bağlı Hama Sancağı kadısı oldu. Vefatına kadar bu vazifede kaldı.
Azeri İbrahim Çelebi, güzel ahlak sahibi, nazik, şair tabiatlıydı. Divan'ından başka 1895'te eski harflerle basılan Nakş-i Hayal adındaki selis manzumesi (Mesnevisi) sahanın adamları tarafından kıymetli sayılmıştır. Bu manzum eser bir mukaddime ile 26 hikayeden meydana gelmiştir. On iki bin beyit olup, didaktiktir ve ahlaki sahasında mühim yer tutar. Eserin sonunda ahlaki sonuçlar verilmiştir. Mükemmel bir nüshası İstanbul Es’ad Efendi Kütüphanesinde mevcuttur.
Azeri Nakş-i Hayal mukaddimesine:
Besmeledir lale-i numan-ı din,
Besmeledir gurre-i ferd-i yakin.
beyti ile başlamıştır.