Zor Bir Yol...

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Aşık-ı sadık

  • ****
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İzmir
  • 840
  • +230/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Âşîk-ı sâdık
Zor Bir Yol...
« : 24 Kasım 2008, 02:26:58 »

ZOR BİR YOL

Ben bir anneyim; ve hayatımın en zor sınavına hazırlanıyorum.

Daha da doğrusu oğlum LGS , OKS sınavına hazırlanıyor.Nasıl zor bir yolmuş bu …

Doğrusunu soracak olursanız belki de bu kadar tedirgin olmamam lazım çünkü oğlum bugüne kadar yüzde doksanlara yakın bir oranda başarılı oldu. Oldu ama kanı kıpır kıpır ve kapasitesine göre düşük derece aldığı sınavlar da oldu ve çok üzüldü. Şimdi diyorum olur ya tüm bu deneme sınavlarından sonra esas sınav başarısızlığına denk gelirse; sıkılmış yorulmuş bunalmış olursa; ya da yaşının getirdiği dalgacılığına denk gelirse….

Çok mu önemli? Aslında benim için değil bunu kendisine de söyledim ama şimdiden kurmuş olduğu idealleri ve gelecekle ilgili planları var ve istediği okula girebilirse onlara doğru büyük bir adım atmış olacak.

Nasıl zor bir yolmuş bu: Bir yandan bu eğitim sisteminin çarpıklığı sizi deli ediyor; bir yandan bu sisteme rağmen başarılı çocuğunuzun hak ettiğini almasını istiyorsunuz. Ve yaşları kesinlikle bizim sınavın kuşağa girdiği yaşlara göre daha zor. Bizim kuşak ilk beş yıldan sonra girerdi ki bu hala denetimde olduğumuz yıllardı hala kanımız deli akmaya başlamamıştı. Bu çocuklar 13-14 yaşında giriyorlar bu sınava ve büyük bir kısmı çağın gereği zaten ergenlik sorunları ve gerilimi ile uğraşmaya başlamış durumda. Hareketli, kendilerini zor zapt ettikleri bir dönem. En aklı başında olanların en sorumluluğunu bilenlerin bile bir noktadan sonra sabrı taşabiliyor. Bir yandan az çok sorumluluk duygusu gelişmiş ve sınavın öneminin farkındalar ama bir yanları çocuk bir yanları ise büyüme savaşı veriyor.

Bize gelince : Bir yanımızla başarılı olsunlar istiyoruz; bir yanımız ile onlar için üzülüyoruz derken panikleyiveriyoruz. Ben mesela bu yıla kadar Oğlum Emir’in derslerine yardım etmeye çalıştım hatırladığımı anlattım; hatırlamadığımı okudum ders kitaplarına bakıp öğrenip anlatmaya çalıştım.Çok da başarısız oldum sayılmaz. Ama biraz önce çıkmış sorulara bakınca şöyle bir sarsıldım doğrusu. Gerçi şimdilik toparlanmış durumdayım…Bu yazı da o duygular ile yazılıyor.

Peki ama ebeveyn olarak bize düşen nedir? Sınava girme diyemeyiz; önemli değil desek bile çocuk çok farklı yerlerden farklı yorumlar alıyor , masaya oturmak zor kalkmak bir başka zor onlar için.

Peki ama biz ne yapmalıyız?

Öncelikle çocuğumuza her zaman sevileceğine dair garantisini hareketlerimiz ile vermeliyiz.

Ondan sonra dönüp onu karşımıza alıp sınav hakkında; kazanırsa hayatında olabilecek olumlu değişiklikler hakkında bilgi vermeliyiz. Ama tabiî ki başına gökten yıldızlar yağmayacağını bilmeli. Ve isteyip istemediğini sormalıyız. Tüm bunları yaparken de tabi ki çocuğumuzun kapasitesini; yapıp yapamayacaklarını ve hayattan beklentilerini de göz önüne almalıyız. Tüm bunların sonucunda denemeye gerçekten niyetli olduğunu anlarsak yardım etmeliyiz. Bu yardım bazen yemeğini odasına götürmektir; bazen çok çalıştığını hissettiğinizde küçük bir mola verdirmektir; bazen yapabilirseniz takıldığı bir konuyu anlatmak ya da bir soruyu çözmektir. Unutulmamalı ki henüz daha kendilerini disipline edecek olgunlukta değil bir çoğu; biraz desteğe azıcık sırtından itilmeye ihtiyaç duyabilirler ama çok da incitmeden. Gerçekten kazanmak istiyorsa hayatının biraz kısıtlanacağını; programlı olmanın çok önemli olduğunu hatırlatmalıyız. Belki de onun için bir ders çalışma ve dinlenme programı bile yapmamız gerekebilir; ya da bir bilene yaptırtmamız. Ve bu program yapılırken zayıf ve güçlü olduğu dersleri; konuları bilmeliyiz; ve tabi ki zevklerini hobilerini de göz önüne almalıyız.

Televizyonu doğrudan yasaklamak başka bir tutum; onun sevebileceği programların saatini çıkarıp ders arasını bunlara denk getirmek başka bir tutum.

Ve en önemlisi bu sistemi yanlış buluyorsanız onunla paylaşın ama kazanmak istiyorsa oyunu kuralına göre oynamak zorunda olduğunu da daha doğrusu bir müddet için beraberce

Oyunu kuralına göre oynayıp sıkıntı çekmeniz gerektiğini açıkça anlatın. Ve tabiî ki yaşamınızı hani çok da kendinizi ve diğer sevdiklerinizi ihmal etmeden biraz küçük oynamalarla O na uydurun. Hani ihtiyaç his ettiğinde bir şekilde ulaşsın; yalnız kalmak istediğinde bunu bulsun derim ben… Sonuç olarak ne kadar yardım etsek de; gerek o deneme sınavlarında, gerekse o kocaman stresli sınavda yalnız başına olacak ve omuzlarına hala küçücük olan omuzlarına öncelikli yük binen kişi O…

Ve en çok vermeniz gereken de sıcak bir gülümseme iyi bir kahvaltı ve yorulduğunda başını koyup uyuyabileceği bir omuz.



Evet zor bir yolmuş bu yol…

Yonca AYAS ŞAN…YAŞAM DOKTORU