Akşam Oturması - Asude Zeynep Toprak
Düşlerimde sabahlayan gözlerini de, hayalini kurduğum günleri de yanıma alarak küçücük bir yürüyüşe çıktım. Yüzüme bahar, yüzüme kasım vurdukça yenilendi kırıklığım, kırıklık dediğim şey elbette soğuk algınlığı. Kaldı ki hayatta nazımın geçtiği Kasım’ımdan gayrı ne’m kaldı?
Sokak esmer yandaşlarını içine çekiyor, ben ilerledikçe içe çekiliyorum. İçe çekilmek fiili, oturmanın, ayağa kalkınca yeterince fiil olmadığını kanıtladığımız kendimize bir cendere aslında. Kendimce hallettiğim şeyleri, tekrar kendimce ‘şey’ olarak hayatıma sokmayı başarmıştım. Elbette bu sıradan bir gün olamazdı, zira Kasım hala bana cilve yapıyordu ve hala krizantemleri akıl edememiştin…
Olsun…
Defalarca yenildiğim, defalarca olduğu gibi sıradan hallerini yakana takıp, soframıza diz çökmüştün. Sen diz çökünce halının desenlerinde olan güller, hangi bağdan kopup geldiler, sorusunu çaktılar alnıma… Sen kafanı kaldırdıkça, bana benden baktıkça, bakmasını bilen ama ne yapması gerektiğinden habersizken, bir kez daha aynı yerden yenilerek doğruluyordum aşka…
Bu bahar bana uğramadı. Sana bir sır vereyim; akıl edemediklerinde gizlidir bir kadın. Kelimelerini döke saça gelmiştir, biraz önemli cümleler karılmıştır hamuruna. Ve kelimeler bile dize gelmiştir karşısında.
Niyetim sadece hava almaktı… İçimden geçen cümleler beni boğacak neredeyse.
Tamam, sakladığım güzel günleri çıkarıyorum şimdi cebimden, hüznü attım gitti, çok ciddiyim, hatta mp3 çalarımda çıkan, hüzünler güzelini bile değiştirdim. Bir şey itiraf edeceğim ama gülme, çocuk parkının önünden geçerken bir anneden rol çaldım. Elindeki telefonu isteyen çocuğuna ‘attım gitti’ dedi, çocukta inandı… Güldü, cebimdeki hayallerim kadar güzeldi yüzü. Bende hüznü attım gitti. İnan sende. Sakın telefonu saklayan elimi görme!
Bu arada şarkı dinlememe kararı aldım. Bu şarkılar cebimdeki hayalleri yoldan çıkaran. Bana umutlu şarkılar söylediğinde, bütün sıradan günler gibiydi. Tanpınar’ın dizesine yakışacak kadar güzel bir gündü. Bu yürüyüş bana iyi geldi, boğulacakken, nefesimi sabitledi. Nefes sabitlenmesi heyecan kaybına sebep olur mu dersin?
Lafı uzatmadan ve vakit ilerlemeden, hala kasımda olduğumuzu belirtir, bakmaya doyamadığım gözlerine gizlediğin hüznünü babaannem misali ‘gadalarını alır’ gibi geceden çeker, bu kadar uzun cümleler kurup, düşük cümle ihtimalini göze alacak kadar çok sevdiğimi, sadıkane yârime arz ederim, faslım tutuldu, affet… Krizantemler solmadan diyorum, mümkünse sarı olsun…
Sevgiyle…