Birkaç âyet-i kerime de şu mealdedir:
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Bu âyete inanan, yalnız Kur’an demez.)
(O, kendiliğinden konuşmaz. Onun [dine ait] her sözü vahiyledir.) [Necm 3-4]
(O hâlde Resulullah'ın sözleri vahye istinat ettiğine göre niye kabul edilmez ki?)
(Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmez, tükenmez, sonsuz mükâfat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin.) [Kalem 2-4] (Bundan daha üstün bir peygamber var mıdır?)
(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe 28]
(Resulullah’ta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]
(Kur’ana inanmakta samimi iseler, niçin ona uymazlar?)
Duha sûresinin, (Sen razı olana [yeter diyene] kadar, her dilediğini vereceğim) mealindeki 5. âyeti, Allahü teâlânın, Peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, İslamiyet’i, düşmanlarına karşı yardım ve ümmetine Kıyamette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini vaat etmektedir. Bu âyet-i kerime gelince, Cebrail aleyhisselama bakıp, (Cehennemde bir müminin kalmasına razı olmam) buyurdu. Yine buyurdu ki:
(O kadar çok kimseye şefaat ederim ki, Rabbim Allahü teâlâ, bana, “Razı oldun mu?” diye sorunca, “Evet razı oldum” derim.)
[Beyhekî, Bezzar, Taberanî]
(Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin!)
[Ahzab 56]
Gerçekten Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. (Şeref ve şânını yüceltirler. Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler. Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salât ve selam getirin) deniyor. Fellah Rashat ve yandaşları, bu âyet-i kerimeyi de çarpıtmaya çalışıp, (Resule destek verin ve saygı gösterin) diyorlar. Hâlbuki tevile hiç gerek yok. Açıkça (Salât, salevat getirin!) buyuruluyor. Onların tevil ettiği gibi bile olsa, niye saygı duymuyorlar? Hürmet ifadesi kullanmadan niye ismiyle hitap ediyorlar? Allah ve melekler Resulünü destekliyorsa, Fellah’ın yandaşları ve (Yalnız Kur’an) diyenler niye desteklemiyorlar? Niye hiçbir hadis-i şerifi kaynak almıyorlar? Demek ki, kendi tevillerine de inanmıyorlar.
İnşirah sûresinin (Senin şânını, şöhretini yücelttik) mealindeki âyetinin tefsirinde deniyor ki:
Ezan, ikamet, teşehhüd, hutbe gibi birçok yerde benimle beraber adını andırmak sûretiyle şânını yücelttik. (Celâleyn)
Senin ismini doğuda, batıda, yeryüzünün her yerinde yükselttim. (Sâvî tefsiri) [Batıya doğru, bir tul [boylam] derecesi gidilince, namaz vakitleri 4 dakika gecikiyor. Her 28 km gidişte, aynı vaktin ezanı birer dakika sonra tekrar okunuyor. Böylece, yeryüzünün her yerinde, her an ezan okunmakta, Muhammed aleyhisselamın ismi, Allahü teâlânın ismiyle beraber her an, her yerde işitilmektedir. Resulullah'a düşman olanlar buna nasıl tahammül ederler ki?]
Öyle bir yükseltme, yüceltme ki kendi ismini Habibinin ismiyle birlikte andırdı, Ona itaati kendisine itaat olarak gösterdi, melekler Ona salât etti, müminlere de, Ona salevat getirmeyi emretti, Onu ismiyle değil, hep (Resulüm), (Habibim) gibi güzel sıfatlarla andı. (Beydavî)
Cenab-ı Hak, Resulünün namını dünya ve âhirette de yükseltti. Hiçbir şehadet getiren, hiçbir namaz kılan yoktur ki, şehadet kelimesini ve Resulullah’ın mübarek adını zikretmiş olmasın. (Katâde)
Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ben anıldıkça Habibim sen de benimle birlikte anılmak sûretiyle şânını yükselttim.)
[Ebu Ya'la, İbni Hibban]
Allahü teâlânın övdüğü Resulünün, Mevlit Kandili’nde veya başka zamanlarda övülmesinden ancak sapıklar rahatsız olur.
Kur’an-ı kerime inanmış olsalar, Resulullah’ı öven âyetlere de inanırlardı. Mesela, İbni Abbas hazretleri,
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik) mealindeki âyetin tefsirinde, (Muhammed aleyhisselam, bütün insanlara rahmettir) buyurmuştur.
(Kurtubî)