Alm. Parasit, Fr. Parasite, İng. Parasite.
Bir canlının içinde veya üstünde yaşayan ve onun sırtından geçinen varlıklar.
Dünyadaki bütün canlılar beslenir, çoğalır ve nesillerini devam ettirirler. Canlılar yaşayabilmek için, çok defa diğer canlılarla yarışmak ve savaşmak mecburiyetindedirler. Bazıları ise yaşayabilmek için, uyum ile başka canlılardan istifade durumundadır. Böyle canlılara asalak(parazit); bu yaşama durumuna da asalaklık (parazitlik) denir.
Parazitlik, canlılar arasındaki münasebetlerin bir çeşididir. Bir ortak yaşama şekli olup, birarada yaşayan iki bireyden biri, diğeri zararına ortaklıktan faydalanır. Asalaklığa “tufeylilik” de denir. Parazitin istifade ettiği canlıya “konak” denir. Virüs, riketsiya, bakteri, mantar gibi bitkiler dünyasının alt gruplarında da parazitlik vardır. Fakat parazitlik denince daha çok hayvanlar dünyasındaki durum anlaşılmaktadır. Bitkisel parazitlere “fitoparazit”; hayvansal parazitlere de “zooparazit” denir.
Bir parazit üzerinde yaşadığı canlının besinine ortak olarak yaşamını sürdürür. Besine ortak olması ise üzerinde yaşadığı canlının zayıf düşmesine ve hastalanmasına neden olur. Günümüzde bilinen birçok hastalık parazitler neticesinde meydana gelir.
Hayvansal asalaklar (Zooparazitler):
Parazitlerin en bilinenlerinden birisi ise kedi, köpek ve sığırlarda yaşayan şerittir.
Şerit başlangıçta kistle kaplı bir yumurta halinde iken konak canlının sindirim sistemine geldiği zaman sahip olduğu kisti kırarak erginleşmeye başlar ve hayvanın bağırsağına yerleşir. Benzeri durumlar genellikle ya konağın zarar görmesi ya da bağışıklık sisteminin uyum göstermesi ile sonuçlanır. Bazı kurt türleri nadiren de olsa beyin ve karaciğer gibi organlara zarar verebilmektedir. Gezici bir parazit olan askaris yoğun vakalarda çok yaygın olmasa da kazara akciğere girerek çıkamayabilir veya karaciğerde apseye neden olabilir. Ölümcül durumlar genelde hatalı konaklarda görülmektedir, örneğin beyaz kuyruklu geyiğin beyninde yaşayabilen Parelaphostrongylus isimli parazit mus'larda sık sık fatal nörolojik vakalarla sonuçlanmaktadır.
Parazitlerin bir kısmı, bazı hayvan ve insanlarda asalak olarak yaşarlar. Bir kısmı ise hayatlarının belirli bir bölümünü hayvan türlerinde, diğer bir bölümünü ise insan vücudunda geçirirler. Parazitler gelişmeleri esnasında morfolojik ve fizyolojik değişmeler geçirerek olgunlaşırlar. Parazitin gelişmesi için bir konağa ihtiyacı vardır. Gelişmeleri esnasında bazan bir, bazan da birden fazla konak kullanırlar. Parazitin, konak vücudunda bulunuşu üç şekil içinde gösterilebilir:
1- Bazı parazitler için ancak bir tür canlı konak olabilmektedir. Bazı sivrisineklerin yalnız insan kanını tercih etmeleri gibi.
2- Parazitlerin bazıları muhtelif konaklarda yaşayabilir. Kenelerin birçok hayvan ve insanda asalaklık yapabilmeleri gibi.
3- Birçok durumda insan, parazitin tesadüfen yerleştiği bir konaktır.
Parazitlerin muhtelif çeşitleri vardır. Parazit bir canlı bütün hayatı boyunca mecburi olarak bir konakta yaşayabilir, tesadüfen bir konağa yerleşebilir yahut da bütün hayatı süresince parazit olarak yaşaması gibi devamlılık arzedebilir. Mesela bit ve uyuz böceği insanda devamlı parazit halinde yaşar. Bundan başka özel olarak belirli bir hayvanın belirli dokularında ve organlarında yaşayabilen parazitler olduğu gibi, doku ve organlarda gezici olarak yaşayan parazitler de bulunmaktadır.
Parazitlerin, konağın dış yüzeyinde veya deri altında bulunmasına dış parazitlik denir. Bit, tahtakurusu, uyuz böceği gibi.
Parazitin sindirim yolları, idrar yolları, safra yolları gibi boşluklarda, karaciğer, akciğer gibi dokularda ve kanda olmak üzere konak vücudunun içinde yaşaması genel olarak iç parazitlik olarak adlandırılır.
İç parazitlerle meydana gelen parazitliğe infeksiyon denir.
Parazitlerin bulaşması; kirlenmiş toprak veya su, parazitin olgunlaşmamış dönemini ihtiva eden besin, kan emen diğer bir parazit, parazitin bulunduğu hayvan, parazitli şahıs ve bunun elbisesi, yatağı, diğer eşyası ve çevresi ile olur.
Parazitin insana bulaşması direkt veya dolaylı yoldan olur. Parazit, insan vücuduna muhtelif yerlerden girebilir. Barsak parazitleri bilhassa ağız yolundan vücuda girerler. Solunum yollarıyla veya idrar yollarından bulaşanlar da vardır.
Bir kısım parazitlerin konak organizma üzerinde zehirli ve allerjik etkileri olmasına mukabil, bazı parazitler ise yaşadıkları organizmada besin kaybı, kansızlık, şok, kanser, iltihab vb. gibi önemli etkilere sebeb olabilirler.
Sayıları çok kabarık olan asalakları kabaca sınıflandırmak mümkündür:
A) Protozoonlar: 1- Kamçılı protozoonlar: Leishmania tropica (Bkz. Şark çıbanı). Giardia intestinalis (Bkz. Lambliyazis). Trichomanas vaginalis v.s. gibi.
2- Amipler: Entamoeba histolytica (Bkz. Dizanteri). Entamoeba coli v.s. gibi.
3- Sporozoonlar: Plasmodiumlar (Bkz. sıtma). Toxoplazma gondii gibi.
4- Kirpikli protozoonlar: Balantidium coli.
B) Helmentler: 1- Trematoda’lar: Pasciola hepatica, Schistosomalar v.s. gibi.
2- Cestoda’lar: Diphyllobothrıumlatum, Hymenolepis nana ve diğer tenya türleri (Bkz. Tenya). Kist hidatik (Bkz. Kistler) v.s. gibi.
3- Nematodalar: Ascaris lumbricoides (solucan). Enterobius vemiculoris (Bkz. Kılkurdu). Trichuris trichiura, Trichinella spiralis (Bkz. Trişin).
C) Arthropodalar: Carcoptes scabiei (Bkz. Uyuz). Pediculus humanus (Bkz. Bit) v.s.
Solucanlar: En mühimi Ascaris lumbricoides’tir. Boyları 15-30 cm arasında değişir. Yuvarlaktırlar, her iki uçları sivridir. Kirli beyaz veya kırmızımtrak sarı renktedirler. Ara konakçısı yoktur. Dışkı ile çıkan döllenmiş yumurtaları dışarda uygun ısı, nem ve oksijen bulduklarında 2-3 haftada gelişirler. Bu yumurtalar, besinler ve sularla mideye gelince larvalar açığa çıkar. İnce barsaklara, oradan karaciğere, oradan da kalb ve akciğerlere gelirler. Bronşlarla gırtlağa, oradan da yutularak tekrar barsağa gelip yerleşirler ki, bu süre 90 gün kadardır. Yurdumuzda çok sık rastlanır. Barsağı tıkayabilir, kanamalara sebeb olabilir ve delebilirler. Sindirimi bozarlar, allerjik etkiler yaparlar (kurdeşen, öksürük, yüzde kızarma vb.), iltihaba sebep olabilirler. İştah bozuklukları, karın ağrıları, ishal yaparlar. Ağızdan, burundan, gözyaşı kanallarından dışarı çıkabilirler. Karaciğerde iltihaba ve sarılığa yol açabilirler. Teşhis, bizzat kendisinin veya yumurtalarının mikroskop altında görülmesiyle konulur.
Tedavide; en çok piperazihe tuzları kullanılır. Hekim tavsiyesine göre hareket etmelidir.
Korunmada; temizliğe riayet, çiğ sebze ve meyvelerin iyi yıkanıp yenilmesi ve sağlık eğitimi önemlidir.
Bitkisel asalaklar (Filoparazitler):
Kendilerine lüzumlu olan organik besin maddelerini üzerinde yaşadıkları diğer bitkilerden, onların zararına sağlayan organizmalardır. Parazit bitkiler havstor (emeç) adını alan sömürme organlarını besleyici bitkinin iç kısımlarına gönderirler.
Bitkiler aleminde parazit organizmalara başta bakteri ve mantarlar olmak üzere, bazı kamçılılar, su yosunları ve yüksek bitkilerde rastlanır.
Parazitler ekseriya, belirli bitkilerde, hatta bazan tek bitki türünde yaşayacak tarzda özelleşmişlerdir.
a) Yarı parazitler: Klorofil ihtiva eden ve fotosentez yapabilen bitkiler olup üzerinde parazit olarak yaşadıkları bitkiden (konaktan) yalnız su ve suda erimiş maddeleri alırlar. Birçok meyve ağaçlarına zarar veren ökseotu böyle yarı parazit bitkilere misaldir.
b) Tam parazitler: Bütün besinlerini üzerinde yaşadığı konak bitkiden alan, klorofilsiz ve yaprakları puslu gelişme gösteren bitkilerdir. Cistus (laden) türlerinin altında yaşayan kırmızı renkli puslu yaprakları ile dikkati çeken gelin parmağı da tam bir parazittir. Tarla ve bahçe bitkileri üzerinde yaşayarak bu bitkilere zarar veren canavar otu da önemli parazit bitkilerdendir.
c) Parazit mantarlar: Parazit mantarlar konak bitkinin ya üzerinde dış parazit veya dokuları içinde iç parazit olarak yaşarlar. Asma yapraklarında külleme hastalığına sebep olan külleme mantarı bir dış parazittir. Bu mantar yaprakların yüzeyini örümcek ağı gibi örterek emeçlerini doku içine gönderir. Yine asmalarda “mildiyo” adı ile anılan önemli bir hastalığa sebep olan mildiyo mantarı bir iç parazittir.
d) Parazit bakteriler: Bakterilerden bir kısmı insan, hayvan ve bitkilerde parazit olarak yaşayarak önemli hastalıkların sebebi olurlar. Meyve ağaçlarındaki bitki kanseri, sığır ve koyunlardaki şarbon, ruam, insanlarda verem, kolera, zatürre, difteri hastalıklarına sebeb olurlar.
Netice olarak asalaklar, insan, hayvan ve bitkiler üzerinde yaşayan ve yaşadığı canlının aldığı gıdalara ortak olarak onunla birlikte beslenen canlılardır. Genellikle bütün ömürlerini bu canlılar üzerinde yaşıyarak geçirirlerse de hayatının belli bir bölümünü bir canlı sırtında geçirdikten sonra o canlıyı terkederek başka canlılar üzerine geçen parazitler de vardır. Dış parazitler dediğimiz parazitler genel olarak bu çeşittendirler.
Ekosistemdeki Rolleri
Doğada'ki diğer dominat türlerin rekabetini azaltarak türlerin varolmasını sağlarlar. Besin zincirinde hem av hem avcı konumundadırlar. Pek çoğu yaşam döngüsünü sürdürebilmek için birden çok hosta ihtiyaç duyar ve Ekosistemin sağlıklı kalmasını sağlarlar.