Greg Thompson ve ailesi
Şu tür ricalara sıklıkla rastlarız “X dilini öğrenmek istiyorum. Biri bana iyi bir ders kitabı tavsiye edebilir mi?” yada “civarda X dilinin öğretildiği kurslar var mı?”
1.1.1 İnsanlarla bir araya gelme
Dil akademik bir konu değildir. Dil insanlar arasında, yaşayarak gerçekleşen birşeydir. Bireyler dünyayı bireysel olarak tecrübe eder ki buna algı diyoruz. Toplumlar dünyayı beraber tecrübe eder; bu dildir. Böylece akıllıca prensiplerden ilkini insanlarla biraraya gelme olarak belirleyebiliriz. Ve bunu gerçekleştirmenin altın kuralı:
Tecrübeler etrafında, dili kullanarak insanlarla bir araya gelin.
Mesela bir dili öğrenmeye yeni başladınız ve birisi size odadaki nesneleri işaret ediyor ve isimlerini söylüyor, bu kişiyle dili kullanarak tecrübe paylaşıyorsunuz. Yada bu dilde daha ileri bir seviyedesiniz ve birine babanızın mağazasının fotoğrafını gösteriyorsunuz. Arkadaşınıza tarif etmeye çalışıyorsunuz. Sizi tam olarak anlayamıyor ve daha iyi ifade edebilmeniz için size yardım ediyor. Bu kez siz onun ne dediği anlamakta zorlanıyorsunuz. Bu şekilde olay sürüyor. Buna bazen anlamın müzakeresi de denir. Fotoğraf etrafında anlamı müzakere ederek dili kullanarak insanlarla tecrübe paylaşmış oluyorsunuz. Veya çok daha ileri bir seviyede olduğunuzu varsayalım, birisi size katıldığınız yeni çevrenin geçmişine dair sizin bilmediğiniz bazı şeyler anlatıyor. Bu toplumun tecrübesidir. Toplumlar yalnız dil yoluyla olmak kaydıyla dolaylı olarak birçok tecrübe paylaşırlar. Şu anda siz de toplumun tecrübe ve bilgilerini sinizle paylaşacak insanlarla bir araya geliyorsunuz. İnsanlarla dil vasıtasıyla tecrübeleri paylaşmak üzere bir araya geldiğiniz müddetçe ilerleme kaydeceksiniz.
“X dilini öğrenmek istiyorum; nereden ders kitabı bulabilirim” diyen insanlara dönersek, sorulabilecek daha iyi bir başlangıç sorusu “X dilini öğrenmek istiyorum; bu dili konuşan insan nasıl bulabilirim.” İnsanlar bu soruyu ne kadar da seyrek soruyorlar. Ne tuhaf.
1.1.2 Anlama
İkinci prensip anlama prensibi. X dilinde insanların ne dediğini anlamanız gerekir. Buradan ikinci altın kurala ulaşabiliriz:
İnsanların söylediği, anlayabileceğiniz herşeye dikkat edin.
Şu anda, henüz bilmediğiniz bir dilde söylenenleri nasıl anlayacağınızı merak edebilirsiniz. İnsanların size anlayabileceğiniz birçok şey söyleyeceği aktiviteler düzenleyebilirsiniz.
Bu kuralın neden önemli olduğunu biliyor musunuz? X dilini o dili konuşanlar gibi konuşabilmeyi istiyorsunuz. O halde, insanların neler söylediğini dinlemeniz gerekir. Hiçbir dil ders kitaplarından öğrenilemez. Bu şekilde devam ederek sonunda, saatlerce bu dili konuşan insanları anlayacaksınız. İnsanların söylediği şeylere aşina olacaksınız. Hatta, sık sık kendi kendinize “ A, demek ki bunu böyle diyorlarmış” diyeceksiniz. Henüz başlamadı iseniz bunu hayal etmezi zor gelebilir.
Kelime ve cümle ezberleme konusunda birşey söylemediğimizi farketmişsinizdir. Ezberleme belirli amaçlar için önemli bir aktivite olabilir. Ancak çoğu insan için ezberleme vakit kaybı anlamına gelir ve bu işe harcayacağınız vakit insanlarla birarada olma ve anlama eylemlerinden çalınmımş vakit demektir. Ezberlemek yerine insanlarla bir arada bulunur ve anlamaya çalışırsanız daha hızlı ilerlersiniz.
1.1.3 Konuşma
Üçüncü önemli prensip konuşma. Üçüncü altın kuralın birçok farklı şekilde ortaya konabilir:
Konuşmanızı geliştirebilmek için çokça konuşmanız gerekir, kendi düşüncelerinizi kendi kelimelerinizle ifade etmek.
Birşeyi anlamak ile, gerektiğinde bu şeyi söyleyebilmek arasında katedilmesi gereken ek bir adım mevcuttur. Doğru hareket ettiğiniz takdirde anlama beceriniz üretkenlikten daha yüksek olacaktır.
Ancak, dil öğrencisi insanlarla bir araya gelme, anlama ve konuşma yerine “lüzumlu ifadeler”, kelimeler, örnek cümleler ve kuralları ezberleme ve sonra konuşma, insanlarla bir araya gelme ve sonra anlama yolunu seçerse anlama becerisi üretkenlik kadar kuvvetli olmayacaktır.
1.1.4 Evrilme
Önemli kuralların sonuncusu evrilmedir. Bunun anlamı, dili kullanma becerinizin zamanla değişmesidir, buna paralel olarak, insanlarla birlikte olma, anlama ve konuşma etkinliklerine olan yaklaşımınızı değiştirmeyi isteyeceksiniz. Son altın kural şu:
Dil öğrenme aktivetelerinizi dil becerisinde ulaştığınız en son seviye doğrultusunda belirleyin.