Sonbaharı, bir şeylerin sona ermesini çağrıştıran kahverengi ayakları yere basan, gösterişten hoşlanmayan kişiliği temsil eder. Aslında iletişime kapalı olmakla özdeşleştirilir. İş ortamlarında lacivertlere alternatif oluşturur. Özellikle kış mevsiminde siyahlardan sıkılan iş kadınlarının etek, ayakkabı, kemer ve kazak rengi olarak en çok rağbet ettikleri renktir. Erkek giyiminde bazı işyerlerinde ,özellikle belirtilmektedir takım kıyafetlerde ana renk olarak kullanılması önerilmez.
Mevsim farkı olmaksızın, her zaman sıcaklığı ve ateşi çağrıştıran kırmızı ise, iş ortamlarında fazla benimsenmeyen bir renktir. İş kadınları için kırmızının siyahla belirli oranlarda karıştırılmasıyla elde edilen bordo önerilmesine karşın, yine de canlı kırmızı tonlarının boydan boya kullanıldığı (kırmızı elbise, kırmızı çanta, kımızı ayakkabı) kıyafetler önerilmez. Erkekler için, takım kıyafetlerin genel renkleri olan siyah, lacivert ve grinin tüm tonlarını (kahverengi hariç, onu canlandıran renk çoğunlukla sarıdır) tamamlamak amacıyla, az oranlarda kravatlar üzerinde bulundurulabilir.
Güneşin ve İletişimin rengi olan sarı, sahip olduğu tüm iyi özelliklere karşın yine de iş ortamlarına uyan bir renk değildir. Çünkü yüzeyselliği çağrıştırmak gibi bir dezavantajlardır. Ancak yine de kırmızı rengin kullanılması gibi az oranlarda ve belirli kıyafetlerde, aksesuarların içinde kullanılabilir.
Doğanın ve umudun rengi o!an yeşil, İş kıyafetlerinde az oranlarda, örneğin kravat deseninde bulundurulabilen, fazla tercih edilmesi Önerilmeyen bir renktir.
Umutsuzluk ve ölümün sembolü olmasına karşın," İş ortamları İçin seçilen kıyafetlere bakılınca çoğunun siyah olduğu görülür. İş ortamında baştan aşağıya giyinmeye uygun değildir, ancak giysilerin üst (ceket, gömlek), orta (kemer, pantolon) ve alt (ayakkabı) bölümünde kullanılabilir. Bayanların Özellikle tercih ettikleri bir renk olmasının özünde ise, siyah rengin cisimleri "olduğundan küçük gösterme" etkisi yatar. Bunun yanı sıra kullanım açısından hemen her renkle uyum sağladığı için siyah bir takım yada etek, gardırobun "yangından ilk kurtarılacak" kıyafetidir.
Grinin bir çok kişinin favori rengi olmasının temelinde yansız, uçucu bir renk olması yatar. Saygınlığı ve olgunluğu çağrıştırması nedeniyle de iş kıyafetlerinde tercih edilir. Grinin her tonu profesyonel giyime uygundur, ama ilgi çekiciliği sağlamak için biraz renk katmak gerekir, örneğin; bayan giyiminde koyu bir griyi canlandıracak en uygun renklerden biri "şeker pembesi"dir.
Pembe, magentadan, uçuk pembeye kadar tüm tonlarıyla özellikle de kız bebeklerini çağrıştıran dişi bir renktir. Bu özelliği nedeniyle profesyonel giyimde olgunluktan yoksun, çocuksu izlenim yaratmaması için ancak koyu renkleri canlandırma amacıyla kullanılmalıdır.
Açıklığın, doğruluğun ve aydınlığın rengi olan beyaz, iş ortamlarında da kasvetli kıyafetlerin en iyi yardımcısıdır.Yanındaki renklerle güçlenir. Profesyonel kullanım açısından gömlek ve bluzlar için uygundur.
Renk kullanımlarından sonra üzerinde durulması gereken nokta aksesuarlardır. Parıltılı yüzükler, pahalı takılar, uzun küpeler kısacası abartılı aksesuarlar, iş kadınları tarafından kullanılması sakıncalı aksesuarlar arasında yer alırlar. İş kadınlarının takabilecekleri maksimum üç yüzük, ince ve zarif takılar onların profesyonel imajlarına etkisini olumlu olarak yansıtacaktır. Aynı şekilde makyaj yaparken ve saç biçimini belirlerken de sadelik ve zariflik göz önünde bulundurulmalıdır. Fazla kabartılmış bir saç itici bulunurken, düzenli bir kesim beğeni toplamaktadır. Saçlar konusu üzerinde dururken, saçların da kendilerine özgü anlamlar içerdikleri ve farklı imaj yaratmak isteyenler tarafından bilinmesi gereken özellikleri vardır. Buna göre; siyah saç; sadakat, sabır ve cesaretin, sarı saç; gururun, öfkenin ve hayal kurmanın, kumral saç; uyumun, anlayışın ve güvenin, kızıl saç; uçarılığın, güvenilmezliğin ve hırsın, kıvırcık saç; aşırı itaat ve yumuşak başlılığın ve son olarak düz saç; hassaslığın dışavurumudur.
Erkekler açısından konuya bakıldığında ise, işlerinin daha kolay olduğu söylenebilir. Fazlı aksesuar kullanımı erkekler açısından da sakıncalıdır. Erkeklerin saat, gözlük, kravat, kravat iğnesi, pantolon askısı, kol düğmesi, kemer, çorap ve ayakkabı seçimlerinde, işlerinde sahip oldukları konuma göre seçimler yapmaları ve alyans dışında takı kullanmamalın, oluşturdukları yada oluşturmak istedikleri imajları yönünde alabilecekleri olumlu adımlardır. Bu konuda ayrıca renk kullanımı ve uygun tarzın belirlenmesinde; profesyonel hizmet sunan "renk finalistleri" ve "stil analistleri "nin yardımından yararlanılması da önerilmektedir.
Özetle; işe başlarken ve tüm iş hayalı süresince gardırop yönetimine gösterilecek olan özen, başarılı imaj çalışmalarının çıkış noktasıdır. İnsanları yalnızca giydikleri ile yargılamanın ya da değerlendirmenin herkes tarafından hala olarak görülmesine karşın, yine de insanların görünüşe dayanarak, önyargılı davrandıkları bir gerçektir. Olaya bu açıdan bakıldığında yapılması gerekenler; görünüşün pozitif bir ilk izlenimdeki rolünün göz önünde bulundurulması ve konu üzerinde dikkatle durulmasıdır.
Mimikler
Sözsüz iletişim konusunda yapılan çalışmalar, mimiklerin birinden hoşlanılıp, hoşlanılmadığım belirtmede güçlü bir dışavurum biçimi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Karşılaşılan kişiler, onlara yansıtılan mimiklere göre pozitif yada negatif yönde tepkiler gösterirler.
Bir kişinin duygulan Öğrenilmek isteniliyorsa, yapılabilecek ilk şey onun mimiklerini izlemektir. Çatılmış kaşlar "bir şeylerin kötü gittiğini", içten bir gülümseme ise, "her şeyin yolunda olduğunu" ifade etmektedir. Mimikler sözcükler aracılığıyla dışa vurulandan çok daha fazla duyguyu, daha doğru biçimde aktarabilmektedir.
Birçok iş ortamı için, içten, neşeli bir gülümseme, olumlu imaj yaratma yolundaki ilk adımdır. Diğer taraftan rahatsız edici ve/veya dikkatli bir bakış ya da kaşların çatılması gibi negatif duygular içeren mimikler ise, olumsuz imajın çıkış noktalarındandır.
Gözler de beden dili açısından incelendiğinde, duyguların iletiminde mimiklerin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Çözler sözlere dökülmeyen mesajları aktarabilen en iyi kanallardır. Örneğin; iletilen mesajın dinlenmediğine dair verilebilecek en basit tepki, ters bir dönüş yaparak, konuşanla olan göz temasının kesilmesidir. Aynı hareket bazı durumlarda, ''bana güvenmez" anlamına da gelmektedir.
Konuşma Tarzı
İnsanlar özgüven, istek, içtenlik ve optimizm gibi duygularını konuşmaları içinde karşısındakilere aktarabilmektedir. Bu pozitif özelliklerin her biri olumlu izlenim yaratmada birer yardımcı rol oynamaktadır. Sesin tonu, konuşmanın hızı ve sesin yüksekliği sözlü mesajlara ek anlamlar yüklemektedir, özellikle telefon konuşmalarında, diğer kişinin mimiklerinin, jestlerinin ve genel olarak diğer beden hareketlerinin görülmemesi, sesin niteliğimi daha da önem katmaktadır.
Tim iş görüşmelerinde etkili olabilecek ideal sesin nasıl olması o " tam olarak bilinmese de, özgüven, heves, dikkat, iyi niyet ve ,şeklinde sıralanan beş niteliği taşıyor olmasına dikkat edilir. Bu yüzden konuşurken sesin etkisinin ölçülebilmesi İçin kaydedilip, daha sonra belirtilen temel niteliklere sahip olup olmadığı İncelenmelidir.
El Sıkışmak/Tokalaşmak
Karşılaşan iki kişinin aralarında kuracakları ilk fiziksel kontakt selamlama aşamasındaki el sıkışmaktır. El sıkma ile sıcaklık, karşıdakine duyulan ilgi kişinin gücü ve bunlara ek olarak tam tersi duygular yani uzaklık, sıradanlık, zayıflık aktarılabilmektedir. Temas kurulan kişiye el sıkışma ile iletilen mesaj, sıralanan faktörlerden oluşan bir kombinasyona dayanmaktadır:
1.Güç düzeyi. Genel olarak eli güçlü ve sıkı biçimde kavramak, karşıdakine olan ilgiyi, tam tersi olan zayıf, ve güçsüz bir tarzda kavrayış İse "kayıtsızlık" içeren bir mesaj aktarır.
2.Ellerin nemlilik düzeyi. Islak yada terlemiş avuç içleri sadece hoş olmayan değil, sinirliliği de.dışa vuran bir durumdur.
3.El sıkışma süresi. Bu konuda genel kabul görmüş ideal bir süre tespit edilmemiştir, ama gereğinden uzun tutulan bir el, daha fazla ilgi ve karşıdaki kişiye gösterilen özeni yansıtmaktadır.
4.Ellerin birbirine kenetlenmesindeki içtenlik. Dolu dolu, içten bir kavrayış karşıdaki kişiye duyulan yoğun dostluk ve güç duygularını aktarabilir.
5.Göz teması. Göz teması, el sıkışmanın pozitif etkisini artırıcı bir unsurdur. İki kişi el sıkışırken, göz temasının sağlanması hem etkinliği artırmakta, hem de kişiler arasında yakınlık hissi oluşturmaktadır.
Gün boyunca karşılaşılan insanlarla e! sıkışılır ve bunun ilk izlenime olan etkisi çoğu zaman göz ardı edilir. Diğer tüm kişiler arası ilişki becerileri gibi el sıkışma da pratik yapılarak geliştirilebilir.
Davranışlar
Davranışlara yönelik bir çalışma, olumlu bir ilk izlenime engel oluşturabilecek potansiyel alanları ortaya çıkarmıştır. Jonathan Swith, olumlu yaklaşımları temel alan davranışların önemini, insanların kendilerini rahat hissetmelerine yardımcı olan bir sanat olarak tanımlamıştır. İnsanların kendilerini rahat ve huzurlu hissetmelerini sağlamak, iyi insan ilişkilerinin de özünü oluşturmaktadır.
İnsanlarla ilişki kurmadaki en iyi yollardan birisi, karşıdaki kişiyi savunma konumuna getirebilecek davranışlardan uzak durmaktır. Konuya bir şirket ortamından örnek verildiğinde, etkili olabilecek bazı davranış kuralları şöyle sıralanabilir:
1.Yeni tanışılan kişilerin ilk isimleriyle çağrılmaları doğru değildir. Arada belirli bir samimiyet temellendirmeden ya da karşınızdaki istemediği sürece kullanılabilecek en uygun hitap şekli bay, bayan, doktor vb. tiplerdir.
2.Rahatsızlık verebilecek yada saldırganlık içeren yorum ve hikayelerden uzak durulmalıdır. Günümüzde her ne kadar argo ve küfür İçeren kelimeler yaygın bir biçimde sarf ediliyor olsa da, rahatsızlık yaratabilecek kelimeleri içeren bir konuşma, müşteri, üst düzey yönetici hatta iş arkadaşları tarafından uygunsuz olarak nitelendirilmektedir. Küfürlü konuşmalar ve üstü açılmadık hikayeler, kişiler arası İletişimde tamiri mümkün olmayan sorunlara neden olabilmektedir.
3.İtilaftı konularda, güçlü kişisel yargılar ortaya atılmamalıdır. Yakınlık kurabilmek için siyaset ve din gibi kişiden kişiye farklılık gösteren konuların konuşulup, tartışılması çatışma ortamı yaratabilmekledir. Bu tür bir soruna meydan vermemek için yapılması gereken en kolay şey kişiler arasında çatışma İle sonuçlanmayacak konular üzerinde konuşmaktır.
4.Rahatsız olmayacaklarından emin olmadan müşteri, yönetici ya da iş arkadaşlarının yanında sigara içilmemelidir. Bazı kişilerin sigara kaynaklı hastalıkları, dumana karşı alerjileri varken, bazıları ise sadece külü bîr alışkanlık olarak gördükleri için sigara içmemektedir. Nedeni ne olursa olsun sigara içmeyenlerin bu tercihlerine gösterilecek itina taktirle karşılanacaktır.
5.Randevu alınmadan iş görüşmesine gitmek ya da alınan randevuya zamanında gitmemek kabalık olarak nitelendirileceğinden, konuya gereken özenin gösterilmesi gerekir.
6.Kişiye duyulan taktir doğru zaman ve ortamlarda dile getirilmelidir.
7.Diyor insanları irili: edebilecek alışkınlıklardan vazgeçilmelidir. İnsan ilişkilerine ket vuran bu tür alışkanlıklara; çiklet çiğnemek, tırnak yemek, parmak çıtlatmak, baş kaşımak ya da topluluk önünde saç taranması örnek verilebilir.
Sonuç olarak, ilk izlenimlerin yarattığı etki, kişiler arası iletişimin kurulduğu her ortam ve zaman için aynı derecede önem taşımaktadır. Bu yüzden de temeli sağlam, olumlu ilişkiler kurmada yapılması gereken ilk şey, kişinin iletişim kurduğu ya da kurabileceği kişiler üzerinde olumlu ilk izlenimler' temel alan bir kişisel imaj yaratmasıdır. Bir çok unsurun karması olan ve her birine dikkat edilerek şekillendirilen kişisel imaj, sonuçta kişinin kendisine ve sahip olduğu özelliklere dayanmak Kişiler olumlu imaj yaratma çalışmalarında bu unsurları sürekli göz önünde bulundurmalıdır. Unutulmamalıdır ki, insanlar kendilerine gösterdikleri ilgi kadar karşılarındakilerden iyi görürler.