Arasat Meydanı - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Arasat Meydanı - Ansiklopedik Bilgi
« : 20 Mart 2014, 14:00:27 »
Kıyamet gününde insanların toplanacağı yerin bir adı.

Arsa kelimesinin çoğulu olan arasât, “Üzerinde bina bulunmayan boş arazi parçaları” anlamına gelir.
Kur'an'da zikredilmeyen bu kelime, hadislerde sözlük manasıyla kullanılır.
(bk. Buharı, “Meğâzî”, 8.)

Arasat, ilk devir kelâm kaynaklarında (bk. Kâdî Abdülcebbâr, s. 425.) ve daha sonraki bazı eserlerde, kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların dünyada yaptıkları bütün fiillerden sorguya çekilmek üzere sevkedilecekleri yerin adı olarak kullanılmış ve dinî kültürümüzde bir terim haline gelmiştir.
(bk. İbn Kesîr, en-Nihâye, I, 261: a.mlf., Tefsîr, III, 470.)

“Arasâtü'l-kıyâme”, “Arsa-i mahşer” ve “Yevm-i Arasât” şekillerinde hem toplanma yeri hem de toplanma gününün adı olarak kullanılan arasât, Türk din kültüründe özellikle mevlid okunurken veya dua yapılırken, “Şefîü'l-arasât” (arasât gününün şefaatçisi.) veya “Şefîü'l-usât fî yevmi'l-arasât” (arasât gününde günahkârların şefaatçisi.) söyleyişlerinde Hz. Peygambere (sav) verilen unvanlar arasında zikredilir.
(bk. Yusuf Şevki Yavuz, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1991: 3/335.)

Kıyâmet günü eshâbımdan herbiri, kabirlerinden kalkarken, vefât ettiği memleketin bütün mü'minlerinin önlerine düşerek ve onları nûr ve ışık saçarak Arasât meydanına götürür.
(Hadîs-i şerîf-Tirmizî)

Kıyâmette herkes Arasât meydanında elli mevkıfte (yerde) durdurulur. Her mevkıfte bin sene kalırlar. (Kadızâde Ahmed Efendi)

Arasât meydanında meşakkat (zorluk) ve sıkıntıda olanlar, kâfirler ile fâsıklardır (günahkârlardır). Onların hâlleri çok korkunç olup, güneş başlarına bir mil kadar yakın gelir. Herkes günâhı kadar terler. Kimi dizine, kimi boğazına, kimi tepesine kadar ter içine gömülürler. (İmâm-ı Birgivî)

Üzüntü ve pişmânlık ve kendine yanmaktan,
Bir hasrettir yükselir, Arasât meydanından,
Anne, gözünün nûru evlâdını tanımaz,
Kardeş, ciğer pâresi kardeşini aramaz.

(Mevlânâ Muhammed Rebhâmî)