Cennet ile Cehennem arasında yer alan surun (engelin) yüksek kısımları.
Bu engel sebebiyle birinin tesiri diğerine geçmez.
Ahirette, hesab gününde A’raf'ta kalanlara A’raf eshabı denir.
Bunlar, günahları sebebiyle Cennet’e geç girecek olanlardır.
Kur’an-ı kerimde mealen buyruldu ki:
A’raf üzerinde bir takım kimseler vardır ki, onlar Cennet ehlini (mü’minleri) yüzlerinin beyazlığı ile, Cehennem ehlini, yüzlerinin siyahlığı ile tanırlar. Cennet ehline selamün aleyküm diye seslenirler. A’raf ehli (henüz) Cennet’e girmemişler, fakat oraya girmeyi (şiddetle) arzu ederler. Gözleri cehennemliklere çevrildiği zaman; “Ey Rabbimiz! Bizi zalimlerle (kafirlerle) beraber (Cehennem’e) koyma derler."
A’raf eshabı (ehli) yüzlerinin (karalığından) tanıdıkları dünyadayken kafirlerin ileri gelenlerine; “Çokluğunuz (yahud topladığınız mallar, hak söze yahut halka karşı yaptığınız) kibriniz (büyüklenmeniz) size fayda vermedi (diye) seslenirler. (A’raf suresi : 46, 47, 48)
A’raf ehlinin kimler olduğu hakkında değişik rivayetler vardır.
Bunlardan birisi şöyledir: A’raf ehli sevabları ile günahları eşit olup, iyilikleri Cehenneme girmelerine mani olan, fakat Cennet’e girmelerine de yetmeyen müminlerdir.
Sonra Allahü tealanın ihsanı ile Cennet’e girerler.
Cennet’e en son girecek olanlar bunlardır.
A’raf suresi : 46, 47, 48. ve 49. Ayeler Mealen Şöyledir:
"46- İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: 'Selam size' derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
47- Gözleri cehennem halkından yana çevrilince: 'Rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma' derler.
48- Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: 'Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı.'
49- 'Kendilerine Allah'ın bir rahmet eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? (Cennettekilere de) Girin cennete. Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksınız.'