Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Korunması
Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatı boyunca birçok sıkıntıya maruz kalmış, hakkında tuzaklar kurulmuş, öldürülmeye çalışılmış ama her zaman mucizevî bir şekilde Cenâbı Hakk tarafından korunmuştur.
Bu gerçeğe,
“Bir vakit de o kâfirler senin elini kolunu bağlayıp zindana mı atsınlar, yahut öldürsünler mi, yahut seni ülke dışına mı sürsünler diye birtakım tuzaklar planlıyorlardı. Onlar tuzak kuradursunlar, Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal Sûresi, 8/30)
“Ey Peygamber! Rabb'inden sana indirilen buyrukları tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun. Allah seni, zarar vermek isteyenlerin şerlerinden koruyacaktır. Allah kâfirleri muradlarına erdirmez.” (Mâide Sûresi, 5/67)
Ayeleri işaret ettiği gibi, vuku bulan pek çok olağanüstü hadise de hadis ve siyer kitaplarında nakledilmiştir.
Bunlardan birkaç tanesi şöyledir:
Bedevinin Öldürme Girişimi
Hazreti Cabir (radiyAllahu anh) anlatıyor:
Biraz uyumuştuk ki, Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) bizi çağırdığını işittik ve hemen yanına geldik. Bir de ne görelim, Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanında (müşriklerden) bedevi bir arab oturuyor. Bunun üzerine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) (Bedevinin hâlini anlatarak) buyurdu ki:
"Şu bedevi Arap ben uyurken (gelmiş), kılıcımı alarak kınından çekmiş. Bu sırada hemen uyandım. Kılıç kınından sıyrılmış olarak bunun elinde idi. Bu hâlde iken bedevi bana:
-Şimdi benden korkar mısın? diye sordu. Ben:
-Hayır korkmam dedim. Bedevi:
-Benim tecavüzümden şu anda seni kim koruyabilir? dedi. Ben de:
-Allah korur, dedim. Bu sırada Cibril bunun göğsüne bir yumruk vurmuştu da kılıç elinden düşmüştü. Bunun üzerine Resûlullah kılıcı eline alarak arabiye: -Şimdi seni benden kim kurtarabilir? buyurdu. Bedevi: -Hiçbir kimse kurtaramaz, diye cevap verdi.[1]
Meleklerin Efendiler Efendisini Koruması
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
Ebû Cehil: (Secdeyi kastederek)
-Muhammed sizin aranızda hâlâ yüzünü toprağa sürtüyor mu? dedi. Kendisine:
Evet, cevabı verildi. Bunun üzerine:
-Lat ve Uzza'ya yemin ederim ki O'nu, bunu yaparken görürsem mutlaka boynuna basacağım. Yahut mutlaka yüzünü toprağa gömeceğim, dedi. Az sonra Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) namaz kılarken O'nun yanına vardı. Boynuna basmak niyetinde idi. Fakat birdenbire O'nu bırakıp geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. Kendisine:
-Sana ne oldu? denildi.
-Gerçekten O'nunla benim aramda ateşten bir hendek, korkunç bir şey ve birtakım kanatlar var, dedi. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) de:
"Bana yaklaşmış olsaydı melekler onun birer birer uzuvlarını koparırdı." buyurdular.[2]
Sahabenin Allah Resûlünü korumalarına gerek kalmaması
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), "Şüphesiz Allah seni insanlardan koruyacak."[3] âyeti ininceye kadar (Ashabı tarafından) korunuyordu. Bu âyetin nüzulünden sonra Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) 'Ey insanlar, artık dağılın beni Rabbim koruyor.' dedi.[4]
Dipnotlar
[1] Buhârî, cihad 84, 87; megâzî 31, 33; Müslim, fedâil 13.
[2] Müslim, münafıkîn 38.
[3] Mâide sûresi, 5/67.
[4] Hâkim, Müstedrek, 2/313.