Dünyanın beşinci büyük kıtası.
Antarktika, Güney Yarımküre'nin en güneyinde bulunan ve Güney Kutbu'nu içeren kıtadır. Afrika ve Okyanusya'nın güneyinde olan ve içinde ülke bulunmayan tek kıta. Dünyanın en kurak yeridir, kıtanın bazı yerlerine 2 milyon sene yağmur yağmamıştır.
Antarktika'nın uluslararası telefon kodu +672'dir.
Yüzölçümü 14.107.637 kilometrekaredir. Güney kutbu etrafında her tarafı karla kaplı, daima fırtınalı ve buz kütleleri ile çevrili bir kara parçasıdır. Antarktika, Ross ve Wendel deniz körfezleri ile Antarktika Yarımadası hariç ana hatlarıyle hemen hemen çember şeklindedir.
Güney kutbunda ilk araştırmalar 1772-1775 seneleri arasında Kaptan James Cook komutasında bir İngiliz ekibi tarafından yapılmıştır. Daha sonra 1819’da İngiliz William Smith güney Shetland adalarını keşfetti. Amerikalı N. Brown Palmer, Ozleans geçidini ve daha sonra yarımada olduğu anlaşılarak, Palmer adını alan kuzeybatı sahilini buldu.
İlk kez Antarktika'yı yürüyerek geçen kişi: Ranulph Fiennes
1958 yılında Antarktika'yı araçlarla geçen ilk kişi: Vivian Fuchs
1820 ile 1830 yılları arasında Antarktika’nın araştırılması için daha çok çalışma yapıldı. Fabian von Bellngshausen adlı bir Rus araştırmacı kıtayı dolaşmış ve 1821 yılında bir çok ada keşfetmiştir. 1823’te İngiliz gemicisi James Weddell kendi adı ile anılan denizi buldu. Fransız araştırmacı Dumont d’Urville 1840’da Adelie Sahili’nin haritasını çizdi. ABD deniz yüzbaşısı Charles Wilkes, 1838-1842 yılları arasında yaptığı araştırma sonucunda Antarktika’nın bir kıta olduğunu ortaya koydu. Kıt’anın Hint Okyanusu kıyısında gördüğü kıyıya onun adı verildi.
Sir James Clark Ross, 1839-1843 tarihleri arasında kendi adıyla anılan, buzlardan tamamen arınmış, bir su kütlesi buldu. Daha sonra yoluna devam ederek Victoria toprağına ulaştı. Ancak Ross, karaya hiç ayak basmamıştır. 1895 yılında Norveçli Leonand Kristensen, Ceupe adası yakınında sahile bir ekip çıkardı ve bu ekip bir kış kıt’ada kalarak geri döndü.
On dokuzuncu yüzyılın son on yılından itibaren kıt’aya yapılan keşif gezileri artırıldı. Kaptan Robert Falcon Scott, İsviçreli Nils Ofto Gustar, Ernest Henry Shacleton ve Jean Charcot gibi bir çok araştırmacı kıt’anın bir çok yerlerini keşfettiler.
1911’de Norveçli Roald Amundsen, Alman Wilhelm Filcner, İngiliz Robert Scott, Avurturyalı Dauglas Mawon ve Japon It Nobu Shiruse’den meydana gelen bir ekip kıt’aya çıktılar. Hepsinin hedefi Güney Kutbu idi. Kutba ilk defa Amundsen ulaştı. Arkasından Mc Murdo Sound da kutba vardı. Ancak dönüşte yiyeceklerin bitmesi ve hayvanların yorulması yüzünden donarak öldüler.
Uçakların kullanılması Arktik ve Antarktika'nın keşfinde yeni bir devir açmıştır. Sir Hubert Wilkins ilk defa Antarktika üzerinde başarılı uçuşlar yaptı. 1928-30 yılları arasında Richard E. Byrd keşif uçakları ile seferler yapmış ve Amundsen’in üs kurduğu yere yakın bir yerde “Küçük Amerika Üssünü” kurmuştur. Kendi adıyla anılan, kıt’anın doğuya doğru olan kısımlarını keşfeden Byrd, müteaddid defalar uçak ve gemi ile kıt’aya seferler yaptı.
1926’dan 1937’ye kadar Norveçliler de çeşitli kısımların haritalarını yapmak için çalışmalarda bulundular. Queen Mand arazisinin detaylı haritasının yapılmasından sonra kayalık sahil boyunca buzlu olmayan göller bulundu. Bunlar yaz güneşinin yeter derecede buzlanmayı önlediği sahil boyundaki çöküntülere akan, eriyen karların sebep olduğu göllerdir.
1923’ten 1939’a kadar kıtada yeni yeni, geniş yerler bulundu. 1935’ten itibaren Ellworth çeşitli uçuşlar yapdı ve bu uçuşlar esnasında kendi adı ile anılan bölgeyi buldu. İngilizler bölgede çeşitli araştırmalara devam ettiler. Bu çalışmalar İkinci Dünya Harbi sırasında bir durgunluğa girdi.
Amerikalı Richard H. Cruzen askerlerle birlikte kıtaya gitti. Antarktik Yarımadası ve Wedali Denizi kısmı dışında bütün Antarktik sahillerini içine alan sahanın havadan haritasını çizdi.
Daha sonra İngilizler, Norveçliler, İsveçliler, Fransızlar çeşitli araştırmalar yaptılar ve Antarktik’te çeşitli üsler kurdular.
Uluslararası Jeofizik Yılı münasebetiyle yapılan toplantılarda araştırma ekiplerinin kurulması teklif edilerek bu ekipler için bir çalışma programı hazırlandı. Kurulan ekiplerde çeşitli devletlerden ilim adamları katıldı ve kıt’anın bir çok yerleri keşfedildi. Programın 31 Aralık 1958’de başarıyla bitmesinden sonra, ilmi araştırmaların devam ettirilmesi için “Antarktika’yı Araştırma Özel Komitesi” (SCAR) denilen milletlerarası bir komisyon kuruldu.
Antarktika Antlaşması döneminde, uluslararası işbirliğiyle düzenlenen ilmi projeler artmıştır. Ayrıca ülkeler tek tek düzenledikleri projelerle araştırmalarını sürdürmektedirler. Kıta kıyılarında yaşayan hayvanları korumak için 1982 senesinde Antarktika Deniz Hayatını Koruma Konvansiyonu kuruldu.
Günümüzde var olan antlaşmalar çerçevesinde, kıt’ada bulunan kaynaklardan düzenli biçimde faydalanmak için bazı çalışmalar yapılmaktadır.
Kar ve buz örtüsü dışındaki yerlerin ortalama yüksekliği diğer kıt’alara göre iki misli olup, ortalama 1830 metredir. karaların üzerindeki buz ve kar kütlesinin kalınlığı ortalama olarak 2000 m civarındadır. En yüksek nokta 4270 metreyi bulur.
Antarktika dünyanın en soğuk bölgesidir. Sahil kenarları, iç kısımlara ve yükseklere göre daha sıcaktır. 1960 yılında 3962 metre yükseklikteki Vostok istasyonunda -88,3 derece okunarak dünya soğukluk rekoru tespit edilmiştir. En soğuk aylarda ortalama sıcaklık kıyıda -20°C ile -30°C, iç kesimde ise, -40°C ile -70°C arasında değişir. Yağışlar kar şeklindedir.
Sıcaklık donma noktasının üstüne pek çıkmadığından bitki ve hayvan yönünden en kısır kıt’adır. Sadece kuzeye bakan, güneşe doğru olan kaya ve yamaçlar üzerinde son derece küçük bitki şekilleri bulunur. Botanikçiler kıt’anın kenarları boyunca ve dağların yakınlarında 400 kadar çeşitli yosun türüne rastlamışlardır.
Kıtanın 20° ve 80° boylamlarıyla Antarktika yarımadası ve Shetland arası İngiltere egemenliği; Ross Dependency bölgesi Yeni Zelanda egemenliği; Avustralya Antarktik Bölgesi, Macquarie Heard ve Mc Donald Avustralya egemenliği; Marion ve Prens Edward adaları Güney Afrika Cumhuriyeti egemenliği; Kerguden ile Crozet takımadası, yeni Amsterdan, Adelie arazisi Fransa egemenliği; Bouvet, S. Pierre adası Norveç egemenliği; Ross ve Falklanda arasındaki bölge ise ABD egemenliği altındadır.
Güney Kutbu'nda yeryüzünün en soğuk ve en fırtınalı iklimi egemendir. Ortalama sıcaklık yaz aylarında -20° C’dir ve bu, güneyden fırtınalar estiğinde -70 °C'ye kadar düşebilir. Coğrafi Güney Kutbu noktasında bulunan ABD gözlem istasyonunda yapılmış ölçümlerde sıcaklığın yıllık ortalamasının -50° C olduğu, en sıcak ayda ancak -29° C'ye yükseldiği belirlenmiştir. Yani yeryüzünün bu en büyük buzdolabının sıcaklığı Kuzey Kutbu'ndan ortalama 22 derece daha düşüktür. Bu durum doğal olarak yaşam koşullarını etkilemektedir. Kuzey Kutbu'nda 400'e yakın çiçek açan bitki türü sayılabilirken, Güney Kutbu'nda bir tane bile olmaması bunun bir belirtisidir. Buna karşılık kıtanın kıyılarında ve açık denizlerinde çok sayıda hayvan yaşar. Penguenler, martılar, foklar ve balinalar soğuk, ama besin maddesi açısından zengin Güney Kutbu denizlerindeki planktonları ve balıkları yiyerek yaşamlarını sürdürürler.