Katılan bir yerışmacıyla Sohbet.
"Nasıl katılınıyor, zor oldu mu?" "İnternet sitesinden öylesine form doldurmuştum. İki hafta sonra telefon edip çağırdılar. " dedi
"Ne kadar kazandınız" "Yarışamadım ki... Önce 260 kişiydik. Herkesle yarımşar dakika görüştüler. O arada tipine falan bakıyorlar. Sonra seçilenlere bir sınav yaptılar. Sorular bayağı zordu. Ben 20 sorudan 10 sını yapmışım, çok iyiymiş. Söylediklerine göre bu sınavı bilmediğin konuları tespit edip gerekirse o konulardan sormak için yapıyorlarmış. Sonra editör, yapımcı, yönetmen üç kadın bir daha görüşme yaptılar." dedi
"Hepsi kadın mıydı?" "Evet hepsi tipik Nişantaşı kadınlarıydı. İnsanı hiç önemsemiyorlardı. Genelde öyle bir tavır vardı zaten. Makyözler mesela seni oturtuyorlar, hiç sormadan yüzünü boyuyorlar, pembe rujlar sürüyor, kafalarına göre nişan başı yapıyorlar. İtiraz edecek oldum, bu televizyon makyajı dediler. E bir milyon ikiyüzellli bin kişi başvurmuş, sırada bekleyen çok." dedi
"Makyaj yaptıklarına göre seçildiniz yani" "Evet sabah saat 9 da stüdyoda olmam söylendi. Format gereği mutlaka bir de yakının olması gerekiyormuş. İstanbul'dan bir arkadaşıma rica ettim, benimle geldi. Sabah bizi ayırdılar, yarışacak 19 kişi bir odada , yakınlar salonda izleyici olarak akşam sekize kadar bekledik. Bir haftalık programı toptan çekiyorlarmış" dedi
"İçerde ne yaptınız o kadar saat? Yiyecek, içecek verdiler mi" "Sohbet, muhabbet. İçerden sorular duyuluyordu, onlardan konuştuk. Başımızda editör vardı zaten. O sürekli bizi izleyip kimin katılacağına karar veriyordu. Bir de ilgimi çeken; herkes telefon jokeri için evde teşkilat kurmuş. Bilgisayarlar hoperlörler tanıdıklar hazır bekliyormuş. Editör de 'İsterseniz yakınlarınızın Google'da arama yapabilmesi için kelimeyi kodlayabilirsiniz' dedi. Yani onlar da bunu teşvik ediyorlardı. Öğleyin karavana verdiler, masada bisküvitler ve su vardı" dedi
"Size sıra mı gelmedi?" "Aslında bizim gurup pek başarılı değildi. Zaten hep şık, güzel ama tıntın gençleri seçmişler. 40 yaşının üstünde 2-3 kişi vardı. Çoğu bir milyara varmadan elendi böylece 20 kişiden 14'i yarışabildi. Bir kişi 125 milyar kazanınca 'Artık para vermezler' dediler, çünkü her gün vermeye razı oldukları belli bir miktar varmış." dedi
"Kenan Işık'ı gördünüz mü?" "O geleceği zaman büyük olay oluyor Kenan Bey geliyor kaçılın diye koridorlar boşaltılıyor. Emekli polis gibi bir koruması var onunla geziyor, kimseyle konuşmadı." dedi
"Kalan 6 kişi bir dahakine çağrılmıyor muymuş?" "Hayır her hafta taze 250 kişi çağırıyorlarmış. Harcadığımız para ve zamana yazık oldu. Editör bizi uğurlarken 'Nasibinizde varsa mutlaka yine çağrılırsınız' dedi, yani kendilerini ilahi bir güç olarak görüyorlar." dedi.