Alm. Flugzeugträger (m), Fr. Porteavions (m), İng. Aircraft Carrier, aeroplane (airplane) carrier.
Uçakların, denizlerde pist olarak kullanabileceği özellikte inşa edilmiş yüzer hava alanı olarak görev yapan büyük tonajlı savaş gemisi.
Savaş uçaklarının menzili kısa olduğu için okyanus aşırı savaşlarda uçağın savaştaki yerini alabilmesi için seyyar hava alanlarına ihtiyaç duyulmuş ve bunun neticesinde uçak gemileri inşâ edilmiştir.
1900'lü yıllarda Wright kardeşlerin insanlı uçuşu keşfetmelerinden kısa bir süre sonra uçaklar gittikçe önem kazanmışlardır. Her yeni savaş aleti gibi başlangıçta hor görülen bu aletler, kullanışlılıkları kanıtlandıktan sonra sürekli daha fazla önem kazanmışlardır.
Ancak uçakların inişi ve kalkışı için gereken pistlerin sadece karada olması kullanımlarını kısıtlıyor, komutanlar için sorun çıkartıyordu. Ayrıca uçaklar, gemiler için de bir sorundu. Hem uçakları taşıyabilmek hem de düşman gemilerine karşı kullanabilmek için uçak gemileri icad edildi.
İlk olarak bir uçağın gemiyi üs olarak kullanıp havalanması 14 Kasım 1910’da sivil bir pilot olan Engene Ely tarafından uygulanmıştır. Uçak Amerikan kruvazörü Birmingham’ın tahta kaplı güvertesinden havalanmıştır. Bu tecrübenin tersi 18 Ocak 1911 senesinde yine aynı pilot tarafından amerikan kruvazörü Pennsylvania’nın güvertesine inerek yapıldı. Bu denemeden sonra ABD Deniz Kuvvetleri uçak gemisi yapımına başladılar. Bunları Japonlar ve İngilizler tâkip ettiler. İkinci Dünyâ Savaşında uçak gemileri büyük görevler yaparak, önemli bir stratejik silâh olduğunu ispatlamışlardır. Uçak gemileri sâyesinde okyanuslarda denizaltılar rahat nefes alamamışlardır. Seyyar hava alanı görevi yaptıkları için de ulaşılması zor yerler dahi, uçaklarla bombalanarak stratejik ve lojistik noktalar imhâ edilebilmiştir.
Uçak gemileri tek başlarına bağımsız bir kara parçası gibi milletlerarası sularda devamlı yer değiştirerek faaliyetlerini sürdürürler. Bu sâyede düşman hedeflerine menzil olarak yaklaşma imkânı doğmaktadır. Nükleer silâh taşıyan uçakların bu şartlarda tesirliliği bir kat daha artmaktadır.
Uçak gemileri arızalanan uçakların denizde tâmir edilmesine, yakıt ve cephâne ikmâline de müsâittir. Uçak gemileri büyük olduğu için bir şehir gibi personelin her ihtiyacına cevap verecek tesisleri de vardır. Moral yönünden personele karayı özletmeyecek imkânlar tanıdığı için uçak gemileri uzun süre denizlerde dolaşabilir.
ABD Deniz Kuvvetlerinde 1970’lere kadar denizaltı arama, tarama ve avlama (SVS) ve hücum (CVA) olarak iki tip uçak gemileri vardı. Daha sonra iki maksatlı CV uçak gemileri yapıldı ve eskileri de bu maksada uygun olarak değiştirildi. Bu uçak gemileri geniş kapasiteye sâhip, en modern araçlarla, sistemlerle donatılmıştır. Uçak gemileri kara birliklerini takviye etmek, indirme harekâtı yapmak maksadıyle helikopter de bulundururlar.
İkinci Dünyâ Savaşından sonra uçak gemilerinde çok gelişmeler olmuştur. 273 metre boyunda ve 42.500 DWT’luk gemiler inşâ edilmiştir. Pilotlar aynadan yansıtılan ışık yardımıyla piste iniş yaparlarken, daha sonra tam otomatik iniş sistemleri geliştirilmiştir. Çok ağır hava şartlarında dahi süratli bir jet uçağının uçak gemisinin pistine inişi çok kolaylaşmıştır. Bunun için otomatik iniş radar sistemlerine ilâve olarak pistte hız kesen yakalama kanca sistemleri de vardır. Dikine havalanan uçakların yapımından sonra uçak gemilerindeki uçak sayıları da arttırılmıştır.
Günümüzde uçak gemileri yeni bir kademeyle, Süper Uçak Gemileri kademesiyle denizlerde hakimiyetini sürdürmektedir. Başı çeken Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte 9 ülke bugün çeşitli boyutlarda uçak gemilerine sahiptir. Britanya Krallığı (İngiltere), Fransa, Hindistan, Arjantin, Güney Kore, Avusturalya, Rusya, İspanya, Brezilya, İtalya ve Tayland bugün uçak gemisine sahip olan ülkelerdir. Ancak Japonya ve Çin orduları da uçak gemisi yapımıyla ilgilenmektedir. Bu yolda en somut adım, Çin'in Rusya'dan satın aldığı Varyag yüzen-kütlesidir. Ayrıca Çin, Japonya, Pakistan, Şili ve Avusturalya helikopter gemilerine sahiptirler.
Amerika Birleşik Devletleri, birçok uçak gemisi filosunu dünyanın çeşitli denizlerinde konuşlandırmıştır (Bunlardan en bilineni Akdeniz'de 6. Filo olarak adlandırılan filodur)