Yusuf ile Züleyha

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Halime

  • ***Sen kaldırım taşlarını dize dur önüme, ben toprağa basa basa senden uzaklaşıyorum ***
  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: İsk€nd€run
  • 2695
  • +198/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Ve Birgün Bu Dünya Gül Bahçesine Dönecek..
Yusuf ile Züleyha
« : 04 Kasım 2008, 16:01:00 »

Gel..Yol arkadaşım ol yeniden,çıktığımız sonsuzluk yolculuğunda..
Gel..Yok bir pusulam şimdi..
Gel.. Kaybetmek üzereyim yolumu sevdana çıkan ..
Gel ..Kaybolmak üzereyim..
Gel..Bir yol göster bana..
Kaybettim…!
Kayboluşum bu yüzden Yûsuf’un geçtiği sokakların çıkmazlarında!
Hâlbuki pusulam vardı benim;hiçbir zaman bırakıp da gitmeyecek bir yoldaş vermişti Rabbim,yola çıkmadan evvel..
Yanlış yollara mı saptım da şimdi böyle karanlık bir dehlizin içinde kalakalmışım..?!
Yanlış yolcular mı edindim yolun ortasında da şimdi menzil böyle uzakta?..
Olabilir mi böyle bir şey? Olur mu hiç? Hayır,asla!
Yol aynı yol değilse de, yolcun aynı yolcu değil midir? Nasıl alır bir yabancıyı yanına..?
Ahh Leylim.. YûSufi Sevdam..
Bir damlacık vuslata hasret yaşarken,yürek nasıl dayanır bu acı firaka?!..
Can yanmaz mı?..
Gönül razı mı olur çölde yanışına; ‘Leylaa’ nidalarıyla..?
Çok mu geç kalmıştın,kuyunda Rabbinle hâlleşmeye?..
Bu yüzden miydi o apansızca gidiş?..!
Öyle perişan..öyle sersefil kalakaldım işte sensizlik zindanında..!
Hiç bakmayışın,parmaklarımı kesmemden endişe duymandan mıdır?
Bak Yusuf…Hiç bıçak yok elimde..Gittiğin andan beridir saplandığı yerde duruyor o öyle,yürekte..! Gizlenme..Bir bak Yûsuf..



Bak elini uzatmış bekliyor orda garibin..Neden tutmuyorsun ? Tut hadi, çık Yûsuf..Çık artık saklandığın kuyulardan..
Ahh ..!
Hâlâ gelmeyişin neden ?! Uyu(ya)mayışımdan mı yoksa ?..
Muhtaç olunduğunu düşünmemenden midir? Uyuyuverip de sana yorumlatacak tek bir rüya göremeyişimden mi Yûsuf?
Hadi yâr.. Hadi çıkıver artık şu kuyudan … Tutuver uzattığım elimden ..tUT da çık hadi.. Hadi gel Yûsuf..Geldiğin yerde görmek istemiyorsan , itiver kuyuna bu garip bedevini..!
Senle olamıyorsa.. Yalnız kalıyorsa kuyuların başında.. Hep kuyunun dibindeyse gözleri.. Bırak bari..Kuyusunda kokusuyla kalsın Yûsuf’un..


Çevrimdışı Halime

  • ***Sen kaldırım taşlarını dize dur önüme, ben toprağa basa basa senden uzaklaşıyorum ***
  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: İsk€nd€run
  • 2695
  • +198/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Ve Birgün Bu Dünya Gül Bahçesine Dönecek..
Ynt: Yusuf ile Züleyha
« Yanıtla #1 : 26 Kasım 2008, 11:44:03 »
YUSUF OLMAK

Yusuf olmak zor çok zor
Yusuf'san önce sevmekle başlayacaksın çileye
Öyle bir seveceksin ki; şüphe olmayacak içinde.
Öyle saf, öyle temiz olacak işte.
En yakınların kesecek başını
En yakınların itecek seni karanlıklara
En yakınların yakacak her zerreni.
Ve sen güzel görecek, güzel bakacaksın her şeye

Dedim ya; Yusuf olmak zor çok zor
Bu dünya perdesinde Yusuf olmayı seçtiysen, önce dar kapılardan geçeceksin
Dört duvara dokunacaksın, her köşe başında bir kuyu olacak sen girecek - sen çıkacaksın.
Her çıkış bir başlangıç, her düşüş bir devrin bitişi olacak.
Ve O'ndan başka kimseyi imdada çağırmayacaksın.
Zindanların yakın edecek bütün yaratılmışı...
Dağlar yoldaşın, taşlar arkadaşın, kuyular sırdaşın olacak.
Önce sıla yakacak içini
Sonra adı hasret olan tüm özlemler gelecek peşinden
Sabırla başlayacak dünya sürgünün.

Yusuf olmak zor çok zor.Nurunda hoş, narında diyeceksin.
Tüm ateşleri gül diye tutacaksın.
Kor önce avucunu, sonra yüreğini yakacak, susacak susacaksın
Ah demeyi bile çok göreceksin diline.
Şikâyet kapılara gelip gelip gidecek eski yerine..
Sevmenin ne zor olduğunu elbet anlayacaksın.

Yusuf olmak zor çok zor
Köle olup önce pazarlarda satılacaksın
Saraylara ayağında kelepçeyle gireceksin.
Toprak değecek tenine, rüzgâr savuracak tanelerini gözlerine
Kimse inanmazken sana, yitirmeyeceksin hiç ümidi.
Hamken yanacak, yandıkça pişeceksin,
Elhamdülillah kemerini kuşanacaksın,
Çileden geçmeden gidilmez hiçbir yere..
Çekecek çekecek hep pişeceksin
İmtihanı öyle kolay olmayacak aşk yolunun
Her adımda bir kez daha bileneceksin.

Yusuf olmak zor çok zor
Her yanışında anlayacak; Yusuf olmak zor diyeceksin.
Sonra aşkın ne zehir olduğunu tadacaksın,
Kılıçtan keskinliğini, nankörlüğünü, acizliğini
Yolun zindanlara düşecek, edep perdesinin ardında bekleyeceksin.
Beyaza değen siyah temizlenene kadar sürecek bekleyişin.
Öyle kolay olmayacak siyahtan arınmak,
Yani seneler sürecek bekleyişin.
Kapılara asılacak Yusuf gömleğin,
Bakıp bakıp, eğeceksin başını
Ama mahcubiyetten değil, yine edepten olacak sakınışın.
Ne zamanki sebepler kapısını kapatıp tümden,
Dönünce yüzünü Rahmana bir haber gelecek gaybtan:
Yusuf tertemizdir günahtan
Sultanlığın yolu zindandan geçecek bileceksin

Dedim ya; Yusuf olmak zor çok zor..
Yusufken sultan olmakta zor
Hele Yusuf'un Yakup'u olmak, işte o hepsinden zor

Alıntı

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Yusuf ile Züleyha
« Yanıtla #2 : 21 Aralık 2008, 13:37:50 »
Zannediyor musunuz ki Yakup için Yusuf sadece bir evlattı...
Zannediyor musunuz ki Mecnun için Leyla sadece bir sevgili idi...
Zannediyor musunuz ki Bülbül için Gül sadece bir çiçekti...
Eğer sadece Yakup için evlat.. Mecnun için sevgili.. Bülbül için çiçek olsaydı anlam
Ne Yusuf için gözler kör edilirdi... ve gelene kadar dünyaya küsülürdü..
Ne Leyla için çöllere düşülür ölümü ile ölünürdü..
Ne de Gül için onca dikenine rağmen gözyaşı dökülür ve hala üzerine konulup kokusu koklanırdı...
.. .
Yakup... ne güzel oldu Yusuf ile....
Mecnun... ne güzel oldu Leyla ile..
Bülbül... ne güzel oldu Gül ile..
Aslında hepsi en güzel bir güzel ile güzel oldu MEVLÂ ile...
O'nun için yaşamak.. O'nun için sevmek.. O'nun için olmak.

Alıntı

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Yusuf ile Züleyha
« Yanıtla #3 : 21 Aralık 2008, 14:08:53 »
“Rabbim, Fattah-ı Kerem olansın,
iyilik etmesini sevensin ve dahi kapalı olanı açansın ki
kalbimin kapısını aç ki
Zûleyha kuyusundan çıksın.”

Ey Zûleyha …
Sevdasını yüreğine katık eden sevgili…
gözlerinden gelen yağmurla yüreğindeki ateşi söndürmeye çalışıpta
her damlada bin yürek yakan…

“Ben su serptikçe senin alevin artacak,
sendeki ateş arttıkça ben daha çok yaş akıtacağım”

Sen ki suretin güzeline bir sınav oldun…
O ki sana cennet vesilesi….
Ömrün ki Yû’suf ila aslına bürünmüş, gerçeği bulmuştu ki gelmiş ve geçmiş en gerçek sevdayı yaşamıştı…

“Zûleyha ki Leyla’dan, Aslı’dan, Şirin’den, Zühre’den ve hatta Zahide’den sahici…”

Sabrın sevgiliyi getirdiğinin en açık kanıtı değil misin?
Sevgiyi dilde yaşatmak kolay ve gerçekten uzaktı….
oysa sen sevgiyi önce yüreğinde yaşadın öylesine büyüttün ki
kaldırmadı küçücük görünen ama kocaman olan o yüreğin
sonra göklere saldın
Rabbine ulaştın

Ey Zûleyha … Gör Zûleyha … Bil Zûleyha …
Senden yüzyıllar sonrasında yaşıyoruz.
İnsanların küfrünün ve azgınlığının her geçen gün arttığı bir dönemdeyiz…
Sokaklarımız ölü kaynıyor, insanlar kokuşmuş ruhlarıyla geziniyorlar…
kim kimi sevdiğini bilmeden yürüyor sokaklarda…
aşk sözleri her ağızda herkese söyleniyor…
sevdayı sadece beşeri -bedeni- yaptılar…
ki seni bilen şunu da biliyor ki bu insanların yaşadığı sevgi değil!!

İnsanlığın olmadığı bir yerde Aşk nasıl yaşasın ki…
kendini bilmez olan insanlar sevgiyi nasıl bilsinler ki…
sevmek yok olmak değil aksine var olmaktı…
varlığın olmadı yerde
sevgi olur muydu ki?

“Aşık olmayanlar Zûleyha ismine dokunmasınlar”

Ey Zûleyha … Gör Zûleyha … Bil Zûleyha …
yüreklerimiz bir kez daha aşkından değil…
utanıcından eriyerek söylüyor…
biz aşkı senle gömdük toprağa,
ne sevecek
ne de sevilecek
bir yürek kaldı ortada….

bil Zûleyha …
artık sevdalar göklere çıkmıyor…
daha ilk engelde takılıp geri dönülüyor…
hala Leyla faslındalar ki Mevla’ya nasıl ulaşsınlar…
bir çocuk yürümeden koşamaz ki,
İnsan sevginin ne olduğunu bilmeden
Mevla aşkıyla nasıl yansın
hiç yanmamış ki ne bilsin
bir yürek nasıl erir sevgili uğruna nûr olur…
o sevgi nasıl göklere ulaşsın ki Zûleyha …

“Sevgili!... Kapına geldik; AŞK’ı öğret bize
ve AŞK’ını ver yüreklerimize..”

ama Zûleyha
bil ki;
adını yazdık yüreğimizin en kör noktasına
Aşk deyince
kulaklarımızda sen çınlıyorsun
ilk önce Yûsuf diye eriyişin
ki Rabbim sana lütfedince Yûsuf’u
Yûsuf’tan ilahiye dönen aşkının büyüklüğünü anıyoruz

bil Zûleyha
senden yüzyıllar sonrada yaşıyoruz

ne ömrünü Yûsuf uğruna adayacak Zûleyha var…
ne de uğruna ömür adanacak bir Yûsuf…

hal böyleyken nasıl göklere ulaşsın sevdalar
…!

“Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar
sökülmez imiş.
Aşk ile insan elbet güneşe benzer ve aşksız gönül misali taşa benzer
Hayatı aşka bölünce aşk çoğalır;
bütün hayatları toplasan geriye Aşk kalır….”
Alıntı

Çevrimdışı drfm

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: Antalya
  • 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Yusuf ile Züleyha
« Yanıtla #4 : 21 Aralık 2008, 20:38:51 »
Yaşandı bu aşk sadece kağıda dökülmedi.
Yusuf(a.s.) zindandayken Züleyhada dışarıda zindandaydı.
Bir züleyha olmak,bir yusuf olmak kolay değil.
Zevkle okudum  tşkk adminim  frrr