Nutku tutulan bir serçe...

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Nutku tutulan bir serçe...
« : 05 Kasım 2008, 03:25:30 »



Nutku tutulan bir serçe...


İsteyerek gelmişti avuç içine. Nazlanmadan, usulca bırakmıştı hür nefesini. Soluk alıp vermeleriyle duygularını ifşa ediyordu. Düşünüyordu, beklentilerinin ne zaman geleceğini bilememek, karanlığa sürüklenmenin sebebi sayılabilirdi belki...


Hezarenlerle damıtarak, müntehir duygularının esaretinde kana kana süzüyordu aşkı gözlerine... Gözyaşlarına sarılmak istiyordu; biteviye haykırmak, çığlığını duyurmak istiyordu bulutlara...


Bulutlara çıkamamanın ezikliğini yaşıyor, çıkan dostlarını görünce ister istemez kıskanıyordu... Kaç defa atlamayı düşündü uçurumlardan, kaç defa dalgalara kapılıp okyanuslara varmayı diledi. Ama yapamadı, terk edemezdi çok sevdiği güneşi...


Sonunda avuca teslim olmanın mutluluğuyla/korkusuyla rahat rahat nefes almaya başlamıştı. En azından semalara varma isteğini sonlandırmış, umutlarını sonraya saklamıştı. Ne çok umudu, ne çok özlemi vardı...


Özlemişti titremeyi, özlemişti hayallerinde olan ağlamayı... Ağlamayı istiyor, fakat ağladığı anda öleceğini bildiği için sükût ediyordu...


Karar vermişti, ağlayacaktı… Aşkı için, özlemleri için ölmüş olacak, umutları için canını vermiş olmanın hazzıyla mutlu olacaktı…


Ve ağladı… Hani diyor ya şair:


“Bir serçenin ağlarken ki öldüğü gözyaşı gibi içimde(mi?) sin…”

 

Yunus Emre TOZAL