"Aşık oldum"
Bu cümleyi duymayanımız yok.
BELKİDE KENDİ YAŞANTIMIZDA KULLANMIŞIZDIR.
Peki nedir bu aşk?...
Derinlemesine tefekkür edip hiç düşündünüz mü?
Özde mi aşık olunur?, sözle mi aşık olunur?
Biliyorum aşkı tarif etmek çok zor.
Aşk, kimini veli,kiminide deli eder; onuda biliyorum.
Ama yinde aşkı anlatmak isiyorum.
Yunus Emre'de aşkı anlatmaya çalışmış:
"Ölürse ten ölür, aşklar ölesi değil."
Nedim'e göre aşk daha başka.
Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedim,
Bir peri suret görünmüş, bir hayal olmuş sana...
Dedim ya aşkın tarifi yok.
Bana göre aşk, aşık maşukunu bulunca başlar.
Ona kavuşmak için, üç süzgeçten geçmek gerek.
Aşk, teslimiyet ister.
Aşk, sabır ister.
Aşk, tevekkül ister.
Bu üç filtreyi geçenler zafere erenlerdir.
Bu dünyada kavuşmasalar bile...
Onlar yanıp kavrulsalarda, onları ayakta tutan bir aşkları vardır.
İstanbul'daki sevgilisinin başı ağırdığı zaman, Ankara'da beynine sancılar giren aşığın da arzusu güzel ölmektir.
Ölmek, onlar için kavuşmak değil mi?
Aşıklar karanlık çökünce ve güneş doğarken gözyaşı dökerler.
Teslimiyet, sabır ve tevekkül içinde.
Teslimiyet, ben seninim duygusu ile,
Sabır, kavuşamamanın verdiği acı ile,
Tevekkül ise, Allah'ın bizim için yazdığı kadere rıza göstermek ile...
Yanaklardan süzülen gözyaşları dualara karışır.
Buna tüm kainat şahittir.
Melekler bile gıpta ile bakarlar bu gözyaşlarına.
Eller SEVGİLİYE açılmışır, sevgiliye kavuşmak için.
Mezarlıklarda kaç aşık yatıyor bilinmez.
Lakin ölüm bizede gelecektir.
Ya kavuşmak için...
Ya da ayırmak için...
Şimdi sorarım size, siz aşık mısınız?
Selam ve dua ile...
Lokman Hakim - 30 Nisan 2013