Geçenlerde bir gönül dostum sordu:
"WhatsApp (mesajlaşma yazılımı) kullanıyor musun?" diye.
İlk kez duyduğum bir terimdi.
O güne kadar duymamıştım.
"Oda neymiş" diye sordum doğal olarak...
Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki.
İlerledikçede acizliğimizi anlıyoruz.
Bildiklerimizin azlığı karşısında dehşete düşüyoruz.
Bildiklerimiz deniz içinde bir damla.
Bizde yine damlamızdan bir damla alıyoruz hazinemize.
"Whatsapp a ulaşılamıyor" "WhatsApp çöktü"
şeklinde haberleride okuyunca konuya iyice yoğunlaşıyorum.
Sanki biraz teknolojiye bağımlı yaşıyoruz.
Ona esir olmuşuz gibi, öyle değil mi?
Bu yüzden haberleri fazla okumuyorum.
Ruh sağlığımı bozuyor sanki.
Zaten önemli haberler istemesemde kulağıma geliyor.
Isıtılıp ısıtılıp önüme konulan haberler, bana ne veriyor ki?
Ama sohbet etmeyi seviyorum.
Bilhassa konusunda uzman kişleri konuşturmaya bayılıyorum.
Mesleklerinin püf noktalarını öğrenmeye çalışıyorum.
Teknoloji çağında yaşıyoruz dedim ya.
Osmanlı, uzun yıllar ipekyolu ile gıda kontrolünü elinde tutarak yaşadı.
Dünyaya hakim oldu...
Daha sonra sanayi inkilabı ile üstünlük Avrupaya geçti.
Amerikayı kuran fırsatçılar ise işi ehline verdiler.
20 yy'da dünyaya onlar hakimler. Devir değişti artık.
Teknolojiye hakim olanlar cihana hakim oluyor.
Şu anda ABD'de kişi başına 4 bilgisayar düşüyor.
Hâlâ hava teknolojisi ellerinde.
Bilgi çağını en iyi anlayan yine onlar.
Bize gelince aile ve cemiyetimizde yoğun bir karmaşa ve güvensizlik var.
Toplumumuz tarihte hiç olmadığı kadar bunalım içinde.
Facebookla yatıp WhatsApp ile akşam ediyoruz.
Osmanlının son günlerinde Fransa'ya gönderdiği aydınlar ne yaptılar?
Sanayi gelişmelerini getireceklerine şehvet ve eğlence tuzağına düştüler.
Buda malesef Osmanlının sonunu hazırlamadı mı?
Bugünkü aydınlarımız gençlerimiz ne alemde dersiniz?
Selam ve dua ile...
Lokman Hakim - 20 Aralık 2013 Cuma