Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) mübarek isimleri çoktur. En meşhur ismi
Muhammed'dir.
Dedesi Abdülmuttalib ona bu ismi koyduğunda,
"Senin atalarında olmayan bu ismi niçin verdin" dediler.
"Gökte ve yerdekilerin onu çok öğeceklerini ümid ediyorum" demiştir. Zira Muhammed çok hamd ve senâ olunmuş; öğülmüş demektir.
Diğer bir ism-i şerîfi
Mustafâ'dır. Allâhü Teâlâ Hz. Âdem evladından Hz. İsmail'i, onun evladından Kinâne'yi, ondan Kureyş'i, ondan Hâşimoğullarını, ondan da Resûlullâh Efendimizi (s.a.v.) seçtiğinden adı Mustafâ'dır.
Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) ismi Kur'ân'da Muhammed, İncil'de
Ahmed, Tevrât'da
Ahyed'dir. Bütün semâvî kitaplarda Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) isim ve sıfatları var idi.
Bütün peygamberler Resûlullâh Efendimize (s.a.v.) iman etmiş ve Allâhü Teâlâ onlardan şöyle ahid almıştı: Ümmetlerinden Resûlullâh Efendimizin vaktinde bulunmak her kime nasîb olsa hepsi ona uyacak; ona yardım ve itaat edeceklerdir.
Bazı meşhur isimleri şunlardır:
Dâî: Allâh'ın rızâsına davet eden demektir.
Sâhibü'l-Hâtem: Mübârek iki omuzları arasında güvercin yumurtası büyüklüğünde Peygamberlik mührü var idi.
Fâtih ve Hâtem: hayır kapılarını ve rahmet hazinelerini açan, peygamberliği tamamlayıp tekmil eden demektir.
Miftâhu'l-Cennet: Cennetin anahtarı. Cennet Resûlullâh'dan (s.a.v.) önce kimseye açılmayacaktır.
Resûlü'r-rahmet: Rahmet peygamberi, onun hürmetine kâfir ve müşriklerin azâbı ahirete bırakıldı. Zira o, âlemlere rahmet olarak gönderildi.
Câmi': Bütün peygamberlerdeki kemalatı kendisinde toplayan demektir. Ümmetinden olan hakîkî âlim ve sıddîklar da bu vasfa sahiptirler. Zira onlar Resûlullâh'ın (s.a.v.) halifeleridirler. Bütün kemalatı Peygamberimizin nurundan almışlardır.
Nebiyyü't-tevbe: Onun hürmetine mü'minlerin ruhları boğazlarına dayanıncaya değin tevbeleri makbuldür.
Tayyib: Mübarek cesetleri, zâhiri ve bâtını, içi ve dışı pâk idi. Mübârek vücudlarından misk ü anberden daha güzel kokular yayılırdı. Bir çocuğun başını okşasa o çocuk diğer çocukların arasında güzel kokusuyla bilinir, buna Resûlullâh (s.a.v.) dokunmuş denirdi. Bir kimseyle musâfaha etse o gün o kimsenin elinde güzel kokusu kalır idi. Bir yerden geçseler onun geçtiği, güzel kokusundan bilinir idi. (Aleyhissalâtü vesselam)
Kaynak: You are not allowed to view links.
Register or
Login