Fal - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Fal - Ansiklopedik Bilgi
« : 08 Ocak 2014, 13:38:46 »
Alm. Vorzeichen (n), Wahrsagen (n), Fr. Augure, bonne aventure, Présage, pronostic (m), İng. Augury, omen, sooth-saying.

Gelecek veya bilinmeyen geçmiş hakkında haber verme iddiâsı.

Fal, bazı alet ve araçlarla ya da bazı yöntemlerle, içinde bulunulan zamanla veya gelecekle ilgili yorumlar yapma ve tahminlerde bulunma işidir. Fal bakan kişiye falcı denir. Yüz falı, tarot, iskambil falı, bakla falı, el falı, kahve falı gibi birçok fal çeşidi bulunur.

Câhil halk arasında pek yayılmış ve îtibâr görmüştür. Fala bakmayı meslek hâline getirenler, yere bakla atmak, iskambil kâğıdına, kahve fincanındaki telve şekillerine, avuç çizgilerine bakmak sûretiyle bunlardan mânâ çıkararak, bahta, geleceğe âit bilgiler ileri sürerler. İnsanın isteklerine yakın şeyler anlatarak, dinleyenleri kendilerine hemen inandırmaya çalışırlar. Hakîkatleri bilen ve ilmi olan, bunları işitince, tekerleme, tahmînî ifâdelerden başka bir şey olmadığını anlar.

Falcılığın târihi çok eskidir. M.Ö. 4000 yıllarında, Mısır, Çin, Kalde ve Bâbil’de, İslâmiyetten önce Arap Yarımadasında falcılık yapıldığını gösteren belgeler mevcuttur.Târih boyunca falcılık, hekimliğin tamamlayıcı unsuru olarak kullanıldığı gibi, bâtıl (insanlar tarafından uydurulan) dinlerin mensuplarınca çok rağbet görmüştür.

İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilikte fal bakmak günah sayılmaktadır.



Günümüz modern anayasalarında serbest bırakılmıştır. Hatta modern şehir hayatında bazı kişiler bunu karar verme aracı olarak kullanmaya başlamış, falcılar da işi ticarete dönüştürmüştür.

İslâm dîninde sihir, büyü yasak edildiği gibi, fala bakmak ve inanmak da yasak edilmiştir. İslâm dîninde, hesabın ve tecrübenin bildirmediği şeylere gayb denir. Gaybı, Allahü teâlâ ve O’nun bildirdiklerinden başkası bilemez. Bunlar peygamberler ve Allah’ın velî kullarıdır. Bu sebeple gaybı bilirim diyen kâhinlere, falcılara inanmak, kendini kandırmak, dînî emirlerden uzaklaşmak olur.

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde fal ile ilgili olarak meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler, içki, kumar, (tapmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır (pis şeylerdir). Onun için bunlardan kaçının ki murâdınıza eresiniz (kurtulasınız). (Mâide sûresi: 90)

Peygamberimiz sallAllahü aleyhi ve sellem fal ile ilgili olarak buyurdu ki:

Tevekkül edenler, falcılık, efsun ve dağlamak ile hastalığı tedâvî ettirmez.

Cebrâil (aleyhisselâm) bana geldi. Kalk, namaz kıl ve duâ et! Bu gece Şâbân’ın on beşinci gecesidir (yâni Berât gecesidir) dedi. Bu geceyi ihyâ edenleri, Allahü teâlâ affeder.Yalnız müşrikleri, büyücüleri, falcıları, hasisleri (cimrilik edenleri), alkollü içki içenleri, fâiz yiyenleri ve zinâ yapanları affetmez.