Abdullah bin Selâm (r.a.), Yûsuf aleyhisselâm neslindendir.
Müslüman olmadan önce ismi Husayn idi, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Abdullâh olarak değiştirdiler. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Medîne'ye hicret ettiklerinde Müslüman oldu, hicri 43 yılında vefat ettiler.
Abdullah bin Selâm, müslüman olduğu zaman dedi ki: "Yâ Resûlallâh! Yahudiler bilir ki ben onların âlimlerindenim. Babam da onların âlimlerinden idi. Halbuki şimdi ben şehâdet ediyorum ki sen Allâh'ın hak resûlüsün ve onlar seni Tevrat'ta yazılı görürler. Şimdi filâna filâna ve daha Yahûdîlerden adlarını saydıklarıma adam gönder ve beni evinde gizle de onlara benden ve babamdan sor. Çünkü onlar sana benim kendilerinin en âlimi olduğumu, babamın da en âlimlerinden bulunduğunu şübhesiz söyleyeceklerdir. Ben de o vakit çıkarım, senin Resûlullah olduğuna ve onların seni Tevrat'ta yazılı olarak gördüklerine ve hakikaten senin hidayet ve hak din ile gönderildiğine şehadet ederim."
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) de onu evinde gizledi, Yahudileri çağırttı, yanına girdiler ve Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: "Sizin içinizde Husayn bin Selâm kimdir?" "Kendisi bizim en âlimimizdir. Babası da." dediler. "O halde o Müslüman olduysa ne dersiniz?"
"Olmaz" dediler, üç kerre tekrar ettiler. Bunun üzerine Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Abdullah'ı çağırdı, o da çıktı ve "Ben şehâdet ediyorum ki muhakkak sen Allâh'ın hak resûlüsün. Onlar da seni Tevrat'ta yazılı görürler" dedi. Yahudiler; "Biz senden bunu beklemezdik" dediler, iman etmeden çıktılar. Abdullah bin Selâm (r.a.), kardeşinin oğullarından Seleme ile Mühâcir'i İslâm'a davet etti. Seleme (r.a.) îmâna geldi, Mühâcir ise iman etmedi.
Abdullah bin Selâm'ın (r.a.) rivâyet ettiği bir Hadîs-i Şerîfte:
Resûlullah (s.a.v.) buyurdular: "Ey insanlar selâmı yayınız, yemeği yediriniz, sıla-i rahim yapınız, insanlar uykuda iken geceleri namaz kılınız ki cennete selâmetle girebilesiniz."