Anavatan Partisi (ANAP) - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Anavatan Partisi (ANAP) - Ansiklopedik Bilgi
« : 30 Aralık 2013, 21:20:12 »
Alm. Mutterlandspartei, Fr. Parti de la Mére Patrie, İng. Motherland Party.

Cumhuriyet devri siyasi partilerinden.



12 Eylül 1980 Harekatı’ndan sonra siyasi faaliyetlere son verilip partiler kapatıldı.
Üç senelik bir aradan sonra siyasi faaliyetlere müsaade edilince, Turgut Özal ve 38 kurucu arkadaşı 21 Mayıs 1983’de Anavatan Partisi’ni kurdu. Partinin genel başkanlığına Turgut Özal getirildi. Çok kısa bir zamanda halk tarafından benimsenen Anavatan Partisi, 6 Kasım’da yapılan seçimlerde büyük bir çoğunluk sağladı. İştirakin çok fazla olduğu bu seçimlerde, 18.214.104 geçerli oy kullanıldı. Bu oyların 7.832.827’sini (% 45.15) alan ANAP, 400 milletvekilinden 211’ini çıkararak Meclis’te çoğunluğu sağladı. Cumhurbaşkanı tarafından, parti genel başkanı olan Turgut Özal’a hükumet kurma görevi verildi. Başbakan olan Turgut Özal, kendisinin ilk, Cumhuriyetin 45’inci hükumetini 7.12.1983’de kurdu. 25 Mart 1984 yılında yapılan mahalli idareler seçiminde, geçerli oyların % 41,6’sını alarak 54 vilayet merkez belediyelerini ve 300’ün üzerinde ilçe belediyeliklerini kazandı. ANAP, 26 Mart 1989’da yapılan mahalli seçimlerde oyların % 21,8’ini aldı ve üçüncü parti durumuna düştü.

29 Kasım 1987’de yapılan seçimlerde 23.923.624 geçerli oyun 8.681.835’ini (% 36.29) olarak 292 milletvekili ile çoğunluğu sağladı. Turgut Özal, Cumhuriyet’in 46’ıncı hükumetini kurarak 31 Aralık 1987’de Güvenoyu aldı. Turgut Özal’ın 9 Kasım 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmesi ile boşalan ANAP Genel Başkanlığı’na, 17 Kasım 1989’da yapılan 1. Olağanüstü genel kongrede, kongreye katılan toplam delegelerin 739’unun oyunu alarak Yıldırım Akbulut seçildi. 15 Haziran 1991'de yapılan parti genel kongresinde, A.Mesut Yılmaz kongreye katılan 1170 delegenin 631'inin oyunu alarak ANAP genel başkanı ve Başbakan oldu. 20 Ekim 1991'de yapılan milletvekili erken genel seçiminde, ülke genelinde kullanılan oyların % 24'ünü alarak 115 milletvekili çıkardı. Büyük Millet Meclisinde iktidar partisi iken Ana Muhalefet Partisi durumuna düştü.

15 Haziran 1991'de yapılan 3. ANAP Büyük kongresinde genel başkanlığa Mesut Yılmaz 631 oy alarak seçildi. Yıldırım Akbulut'un başbakanlıktan istifası üzerine 17 Haziran 1991'de hükümeti kurmak üzere başbakanlığa atandı.

15 Haziran 1991'de yapılan olağan kongrede milliyetçi ve muhafazakarların desteğini alan Yıldırım Akbulut liberal, muhafazakar ve sosyal demokratların desteğini alan Mesut Yılmaz'a karşı yenilgiye uğradı. Seçimi yitiren Yıldırım Akbulut başbakanlıktan da istifa etti; böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan, görevi başındayken ve parti içi muhalefet hareketi sonucunda makamını kaybetti. İktidarda giderek yıpranan ANAP, 1987'de olduğu gibi zaman yitirmeden, yeni bir görünümle erken seçime gitme gereği duydu. Aynı zamanda başbakanlığa gelen Mesut Yılmaz göreve gelir gelmez erken seçim kararı aldı. Ağustosta başlayan seçim kampanyasında yeni başbakan ve ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz genç ve yıpranmamış bir önder olduğunu vurguladı; girişilen işlerin tamamlanması için ANAP'a oy verilmesini istedi.

20 Ekim 1991'de yapılan genel seçimlerde oyların yüzde 24'ünü toplayan ANAP 115 milletvekili çıkararak ikinci parti durumuna düştü. Seçim sonrasında Yılmaz halkın ANAP'a anamuhalefet görevi verdiğini söyleyerek koalisyon görüşmelerinin dışında kaldı. 1991-1995 yılları arasındaki dönemi muhalefette geçirdi. 1990'lı yıllarla birlikte parti içinde üç eğilim (milliyetçiler, muhafazakarlar, liberaller), yerini "Özalcı"-"Yılmazcı" ayrımına bıraktı. 30 Kasım 1992'de yapılan II. Olağanüstü Kongre'de birkaç milliyetçi-muhafazakar dışında ağırlıklı olarak liberal kanat tarafından desteklenen Mesut Yılmaz'ın, muhafazakarların desteklediği Mehmet Keçeciler'i yenmesiyle partinin yönetimi büyük ölçüde Yılmazcıların eline geçti.

BBP adaylarını da listesine aldığı 24 Aralık 1995 seçimlerinden sonra Anavatan Partisi halk oyu bakımından % 19,65 ile 2. parti konumuna korusa da, koltuk bakımından üçüncü parti (132 milletvekili) oldu. Seçimlerden sonra, Refah Partisi (RP) ile ANAP arasında yürütülen koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla noktalanması üzerine, DYP ile ANAYOL hükümeti kuruldu. Refah Partisi'nin RP Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru sonucunda ANAYOL hükümetinin güvenoylamasının iptal edilmesiyle ancak 4 ay sürebildi. Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında kurulan REFAHYOL Hükümeti'nin sona ermesinin (30 Haziran 1997) ardından, 2 Temmuz 1997'de Mesut Yılmaz'ın başkanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Demokratik Sol Parti (DSP) ve Demokrat Türkiye Partisi (DTP) de yer aldı (ANASOL-D). Ancak bu hükümet de toplam 18,5 ay kadar sürdü, 25 Kasım 1998'de Mesut Yılmaz için verilen gensoru önergesinin TBMM'de kabul edilmesinden sonra Yılmaz istifa etti; Yılmaz'ın başkanlığındaki 55. Hükümet, Cumhuriyet tarihinin gensoruyla düşürülen ilk hükümeti olarak tarihe geçti.

18 Nisan 1999 genel seçimleri sonucu yüzde 13,22 ile 86 milletvekilliği kazanan ANAP TBMM'deki 4. büyük parti oldu. Anavatan Partisi, 28 Mayıs 1999'da Bülent Ecevit'in başkanlığında kurulan DSP-MHP-ANAP hükümetinin en küçük ortağı olarak 5. Ecevit Hükümeti'nde yer aldı.

2000 Sonrası:

3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimler ise ANAP için bir facia oldu; % 5,11'lik oy oranıyla tarihinde ilk kez TBMM dışında kaldı. Seçimlerden hemen sonra 11 Ocak 2003'te yapılan 3. Olağanüstü Kongre'de, aday olmayan Mesut Yılmaz'ın yerine Ali Talip Özdemir seçildi. Özdemir'in aynı yıl içinde istifa etmesiyle genel başkanlığa Nesrin Nas seçildi. Şubat 2005'te Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa eden Isparta milletvekili Erkan Mumcu, 2 Nisan 2005 tarihinde yapılan kongrede tek aday olarak genel başkanlığa seçildi. Aynı yıl içinde logosunu ve ANAP olan kısaltmasını ANAVATAN olarak değiştirdi.

ANAVATAN, 22. dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa etmiş milletvekillerinin katılımıyla TBMM'de grup kurabilcek milletvekili sayısına ulaştı ve 3. parti konumuna geldi. 2007 Genel Seçimleri öncesinde Doğru Yol Partisi ile birleşme kararı aldı, fakat daha sonra bazı nedenlerden dolayı birleşme gerçekleşemedi, aday listelerini geç verdiği gerekçesiyle de genel seçimlere de katılamadı.

25 Ekim 2008'de yapılan 6. Olağanüstü Büyük Kongre'de, genel başkanlıktan çekilen Erkan Mumcu'nun yerine Salih Uzun seçildi. 31 Ocak 2009'da yapılan tüzük kongresinde alınan kararla daha önce 1983'ten 2005 yılına kadar kullandığı logoyu yeniden kullanmaya başladı. 2009 Yerel Seçimlerinde, eski genel başkanlardan Mesut Yılmaz`ın memleketi olan Rize dışında bir varlık gösteremedi. Aldığı binde 7'lik oy oranı, siyasi tabanının tamamen eriyerek eski gunlerine nazaran artık bir tabela partisi konumuna geldiğinin en açık göstergesi oldu.

23 Temmuz 2009'da Demokrat Parti (DP) ile birleşme kararı aldı. 31 Ekim 2009 tarihinde Ankara'da yapılan 10. Olağan Büyük Kongresi'nde, kendini fesih ve Demokrat Parti ile birleşme kararı alındı.

Feshedilip Demokrat Parti ile birleştikten sonra, 16 Kasım 2009 tarihinde Büyük Anavatan Partisi adıyla Emanullah Gündüz tarafından kurulmuştur. Parti Anavatan Partisi'nin kurucusu Turgut Özal'ın görüşlerini savunuyordu. Ardından Büyük Anavatan Partisi ismini Birlik ve Huzur Partisi olarak değiştirmiştir.
7 Eylül 2011 tarihinde aynı adla tekrar kurulan partinin Genel Başkanlığına İbrahim Çelebi getirilmiştir.

Partinin genel olarak düşünceleri ve yapmak istedikleri :

Memleketin iktisadi, sosyal, kültürel refahını te’min etmek. Devletin müdahalelerini asgariye indirerek hür teşebbüsü desteklemek. Ağır işleyen bürokrasiyi azaltmak, kambiyo ve ithalata liberasyonu getirmek. Enflasyonu düşürmek, ihracatı artırmak, dış politikada Türkiye’nin itibarını artıracak tedbirleri almak. Büyük halk kitlesini meydana getiren ve “orta direk” tabir edilen kesimi kalkındırmak. Milliyetçi, muhafazakar, manevi değerlere saygılı olmak.

Parti ideoloji olarak Adalet Partisi (AP) misyonunun devamı gibi gözükse de uygulama da ve politik yaklaşımlarında AP'nin misyonundan farklılık göstermiştir. 12 Eylül Darbesi'nden sonra merkez sağ kulvarı paylaştığı Doğru Yol Partisi'ne (DYP) göre çağdaş, kentli ve bilim yanlısı bir sağ oluşum çizgisi çizmeyi istemiştir.