Lafza-i Celâl İsm-i A'zam'dır
„Esmâ-i İlâhiye'nin içinde Lafza-i Celâl'in rütbesi başkadır. Çünkü müsemmâsı, zât-ı ehadiyet-i mücerrede-i ilâhiyedir. Diğer esmâ ise, ef'âl ve sıfât-ı ilâhiyenin isimleridir.
Bu İsm-i Celâl, aynı zamanda bütün esmâyı câmi' olan bir İsm-i A'zam'dır. Yani lafzatullah, zât-ı ilâhî ile İsm-i A'zam, "el-Hayyü'l-Kayyûm" da sıfat ile İsm-i A'zam'dır.
"Allah" ism-i celâlinde, diğer esmâ-i ilâhiyede olmayan bir takım hâssalar vardır. Bir defa hiçbir lisanda tercümesi yoktur. Eğer bir çocuğa isim olarak verilse, o çocuk yaşayamaz. Harflerinin müfredâtını teker teker alsak, yine sırr-ı ehadiyet-i mücerredeyi ifade eder. Meselâ;
"Allah, Lillah, Lehû, Hû" gibi. Burada "vav" zâidedir. Aslı "Hu"dur. Eğer "Hû" da alınsa, o zaman yaşayabilmek için aldığımız "hava"yı dışarı verirken "Hû" diye yine onu isbat ederiz.
Hazret-i Mevlâ'nın tasarrufunu, eşyanın üzerinden bir an uzak tutmak kabil değildir.
"İllâ Hû", ismiyyeti ifade eder; çünkü "Hû", ilm-i nahve göre zamir, ilm-i tasavvufa göre isimdir. Hiçbir isim yoktur ki âhiri "vav", mâkabli mazmum olsun. Ancak "Hû" ism-i şerifi müstesnâdır. O da Hazret-i Mevlâ'ya mahsus bir isimdir.
Bugüne kadar Hazret-i Mevlâ'nın 99 esmâsından, 1001 esmâsından bahsedenler olmuştur. Lâkin, âlem-i semâda 4000 esmâsı daha vardır ki, bundan bahsedip konuşan olmamıştır. Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde, küre-i arzı bu 4000 esmâ-i ilâhiyesi kadar genişleterek, bütün insanları orada cem' edecektir.
"el-Hayyu'l-Kayyûm": On sekiz bin âlemi yok iken îcâd edip hayat veren demektir. Yalnız hayat kâfi değildir; onu tutup muhâfaza etmek îcap eder. Hazret-i Mevlâ, "Kayyûm" ism-i şerifiyle tutmaktadır. Îsâ aleyhisselam mevtâyı ihyâ için, "Yâ Hayyu yâ Kayyûm" diye duâ ederdi. Tecrübesi kolaydır. Batmak üzere olan bir gemide, insanlar hep birden "Yâ Hayyu yâ Kayyûm" diye feryat etseler gemi batmaz, batamaz."