Kerâmet
„Her hâli kerâmetü'n-nebi olan yolumuzun gayrisinde, hiçbir kâr ve kerâmet aramayın.
- Yâ Rabbî, kalb gözümü açıp da beni perişan etme, diye duâ etmeli."
--------------------------------------------------------------------------------
„İmam-ı Rabbâni hazretleri, irşad için gönderdiği halifesinden gelen haberde:
- Burada bir müstedriç var: Havada uçar, suda yürür, bir anda bir şehirden bir şehire varır. Halk peşinde, diyordu.
Cevap verdiler:
- Havada uçmak marifet ve kerametse, pis sinekler, karga ve çaylaklar da uçuyor. Suda yürümek kerametse, pis kaplumbağalar, yılan ve çıyanlar, hem dibinde, hem yüzünde yürür. Bir şehirden bir şehire gitmek kerametse, iblis ve ifritler de bir anda doğudan batıya giderler. Böyle şeylerin hükmü yoktur. Hakîki keramet: efrad-ı ümmetin kalbinde nuru imanı tutuşturmaktır.“
--------------------------------------------------------------------------------
· „Zinhar keramete talip olmayınız, afaki ve enfüsi kerametler izharında yarışan bir kısım Anadolu velileri, Mülk-ü milletin tahribine sebep olmuşlar, seyirci kalmışlardır. Bizim ve sizlerin tâlip olacağımız, bir tek keramet vardır; o da Ümmet-i Muhammedi (feyz-i ilahi ile) aşılamak, din-i celil-i İslam'ı öğretip yaymaktır."