Dini Nasihâtlar

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Etkinders

  • ***
  • Join Date: Mar 2008
  • 178
  • +37/-0
Dini Nasihâtlar
« : 13 Nisan 2008, 23:28:01 »
* Müslüman yol levhası gibidir. Sizi arzu ettiğiniz yere götürür. Yol levhası olmak çok kıymetlidir. Çünkü Cehenneme götüren yol levhaları da çok var. Levhanın maddi değeri yoktur. Ama gösterdiği istikamet çok mühimdirYou are not allowed to view links. Register or Login

* Allahü teâlâ bir kuluna hayır murat ederse, onun kalbine sevdiği kullarının sevgisini verir. Bir insanın ehli saadet mi ehli felaket mi olduğu buradan da anlaşılır. En sevdiği kul, Peygamber efendimizdir. Ehl-i sünnet âlimlerimiz, mezhep imamlarımız da Peygamber efendimizin vârisleridir.

* Rasgele su içmediğimiz gibi, rasgele kitap da okunmaz. Ehl-i sünnet itikadı temiz su gibidir. Ehl-i sünnet âlimleri bu suyu, içine pislik bulaştırmadan muhafaza ederek bize kadar ulaştırmışlardır.

* Her şeyin yenisi makbuldür yalnız ahbabın eskisi makbuldür.

* Peygamber efendimizin yolunu bütün dünyaya Eshab-ı kiram yaydı. Onlar Peygamber efendimizin cemaatidir. Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın yolu demektir. Eshab-ı kiramın bildirdiği yol, Peygamber efendimizin yoludur.

* İnsanlar üç gruptur. Bir kısmı ekmek, su, hava gibidir; her zaman ihtiyaç duyulur. Bir kısmı ilaç gibidir; bazen lazım olur. Bir kısmı hastalık gibidir; kaçılır.

* Mezhep imamlarımıza, ehl-i sünnet âlimlerine yani Peygamber efendimizin vârislerine karşı gelen iflah olmaz.... Ateşle oynamaktadır.

* Kendini Frenk kâfirinden üstün gören Allahü teâlâyı tanıyamaz. Nerde kaldı ki, bir mümin kendini başka müminden üstün görsün.

* Ahir zamanda feci cereyanın içinden aksi istikamete gidebilmek ferdin yapacağı iş değildir. Bir himmet, bir dua olmasa çok zordur.

* İbadet yap, cihad yap, namaz kıl, arkasından tevbe yap. Çünkü her amelimiz kusur doludur, arza layık değildir.

 

Çevrimdışı Etkinders

  • ***
  • Join Date: Mar 2008
  • 178
  • +37/-0
Ynt: Dini Nasihâtlar
« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2008, 23:28:59 »
* Şu iki kişinin çıkardığı fitneyi, şeytan bile çıkaramaz: Dünyaya düşkün âlim ve ilimsiz sofu.

* Ne söyleyeceğine ve ne zaman söyleyeceğine dikkat et!
* Kişinin kelâmı, aklının beyânı, faziletinin tercümanıdır.

* Âlimlerin ziyneti; bilmiyorum demektir. Cahiller, atar atar söyler. Âlim, her kelimeden korkar, vesika bulmadan söyleyemez. Her suale cevap vermek, bir âlim için ahmaklık işaretidir.

* İnsanların çektikleri sıkıntıların sebebi kötü din adamlarıdır. Kötü din adamları, mahsulün önündeki suyu kesmiş kaya’lara benzer. Suyu bırakmazlar ki mahsul sulansın, hayat bulsun. Taş oldukları için, kendileri de istifade edemez.

* En iyi âlim, en iyi insan nakledendir, vasıta olandır. Kendinden söyleyen ve kendine bağlayan değil. Sakın ola ki, kendinizden bir şey söylemeyin. Dinimiz nakil dinidir. İman ibadet bilgileri kıyamete kadar aynıdır, değişmez. Naklederseniz aziz olursunuz, nakle dayanmadan anlatırsanız rezil olursunuz. Ehl-i sünnet itikadını, ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetli eserlerini yayın. Doğru iman ibadet bilgilerini duymak insanların en tabii hakkıdır. Bu kıymetli ve şerefli bir hizmettir.

* Âlim kimdir? Işığı karanlığı gören kimsedir. A’maya (kör olana) hep karanlıktır. Âlim, hakkı bâtıldan ayırt eden insandır, İslam âlimlerinden nakil yapan kişidir.

* Âlimleri hafife alanların ahireti, ümerâyı hafife alanların dünyası, dostlarını hafife alanların mürüvveti yıkılır.

* Ahirette en bedbaht insan, hak diye gidecek öbür tarafa, bir de bakacak ki bâtılla uğraşmış, yani Cenab-ı Hakkın razı olmadığı bir yolda bulunmuş, razı olmadığı, sevmediği, beğenmediği bir şekilde amel etmiş, eyvaah ne olacak benim hâlim şimdi diyecek. Hak, ehl-i sünnet itikadı ve gereklerini yapmaktır. Bâtıl, buna uymayanlardır.

* Her ne olursa olsun, insanın iki şeyden birine tâbi olmak durumu vardır. Ya kendine tâbi olur ya bir âlime tâbi olur. Kendine tâbi olan kendi gibi olur. Ama bir âlime tâbi olan, bir âlimin sözüne mesela İmam-ı Rabbani hazretlerinin sözüne göre hareket eden insan, olgunlaşır, yavaş yavaş zamanla fazilet sahibi bir insan olur. Çünkü tâbi olunca, adeta onun kalbi ile sizin kalbiniz arasında bir hat kurulur ve onun kalbinden fışkıran iman dolu ihlas, muhabbet, Allahü teâlâya karşı olan muhabbeti, Peygamber efendimize olan tâbiiyeti size inikas eder, size de akseder. Aynı, karpuzun güneşin karşısında olgunlaşması gibi olur da, karpuzun haberi bile olmaz.

* Hiç kimse yağmura tepsi tutarak su biriktirmez. Cenab-ı Hak bu yağmuru toprağa indirir. Toprakta bu yağmur süzülüyor, kanallar meydana geliyor. Bu kanallar tekrar dünyaya çıkıyor. Tertemiz su belirli bir yerde toplandıktan sonra dağılıyor ve herkes bir musluğa gelip su içiyor. Yani esasında her yere yağan rahmet, su, bir musluktan içilmek ihtiyacına haiz. Musluğa gitmeyen suya kavuşamaz. Onun için kavuştuğumuz muslukların yani mezhep imamlarımızın, ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetini iyi bilelim. Su orda var çünkü. Evet su her yerde var ama dereden de akıyor, yoldan da akıyor, havadan da akıyor. Temiz su, kontrolden geçmiş sudur. İdarenin tasdik ettiği, izin verdiği suyu ancak içebiliyorsun, diğerlerini mühürlüyorlar çünkü. Mühürlenmiş suyu içemezsiniz. Arzu ettiğiniz suyu içemezsiniz. Size verilen suyu içeceksiniz. Onun için bu suyun kıymetini bilin, bu muslukların kıymetini bilin. Ancak böyle kurtulmak mümkün olacaktır.

Çevrimdışı Etkinders

  • ***
  • Join Date: Mar 2008
  • 178
  • +37/-0
Ynt: Dini Nasihâtlar
« Yanıtla #2 : 13 Nisan 2008, 23:30:25 »
* İhlas, ben Rabbimden isterim, ben Rabbime güvenirim, herşeyi Rabbim için yaparım demektir.

* Dünyada iki gram altın için iki ton toprak elenir. Ahirette de böyledir. Niyet altın gibidir. Çok amel değil, ihlaslı amel lazımdır. O kadar amelde hep niyet aranır, niyete bakılır, Allah için olanlar seçilir diğerleri atılır.

* Sakın sakın ben hakkımı ahirette senden alırım demeyin. Dünyada iken tatlılıkla helalleşmeye çalışın. Nice alacaklı orada borçlu çıkacaktır.

* Huzur, parayla malla mülkle olmaz, kesinlikle olmaz. Ölümle ahiretle olur, daha doğrusu Allah demekle olur.

* Mıknatıs içinde cevher olanı çeker. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher olanları kendisine çeker.

* İman nimetinin elde kalmasının en önemli şartı, hubbu fillah buğdu fillahtır.

* İmanın kıymetini bilin. Allahü teâlânın vaadi vardır, Nimetlerin kıymetini bilmezseniz alırım buyuruyor. Bu vaadi ilahidir. Alırım şiddetli azap ederim buyuruyor. Bu da vaadi ilahidir. Allahü teâlâ vaadinden dönmez, vaad ettiğini elbette yapar, çok korkmak lazım.

* Öfke nefsani, gayret rahmanidir, çok çok iyidir. Gayret, bir müslümanın zararını önlemek için ona kızmaktır.

* Aldanan kârdadır, aldatan düşünsün.

* İbadetlerin en kıymetlisi namazdır. Çünkü her gün Allahü teâlâyı hatırlatıyor. Allahü teâlâyı hatırlamak zikretmektir. 5 vakit namaz, 5 defa hatırlatmıyor ki. Ne kadar var namaza, bir saat var, yarım saat var, 10 dakika var, hep bunları böyle hatırladıkça, Allahü teâlâ günde 5 defa, fakat herbirinde kaç defa hatırlanıyor. Ha abdest alacağım, ha kılacağım, vakit geliyor, vakit geçiyor derken, hep Allahü teâlâ hatırlanıyor. Allahü teâlâyı zikretmeye sebep oluyor namaz.

Kalblerin ilacı zikirdir. Allah sevgisi, Allah’ın zikri olan kalblerde bulunur. Allah’ı zikreden kalblere yerleşir Allah sevgisi. Buna da sebep namaz. Allah’ı zikreden kalblerden dünya muhabbeti çıkar. Dünya muhabbeti kalbden çıkınca, Allah muhabbeti kendiliğinden gelir. Nasıl bir şişenin içinden su çıkınca boş kalmaz hava dolarsa, yani hava kendi gelirse, dünya muhabbeti de kalbden çıktı mı, Allah muhabbeti kendi gelir.

* Nefs Allah’ın düşmanıdır. Herkesin en büyük düşmanı nefsdir. Nefs-i emmare. Bu nefs-i emmare ölmez. Hiç kimsenin nefsi yok olmaz. Niçin? Çünkü o nefs işe yarıyor. Ölür mü? Onunla cihad yapınca insanlar, meleklerden daha yüksek oluyor. Melekten daha yüksek olmak nefs sayesinde olur. Nefsle cihad sayesinde. Onun için nefs ölmez. Ama nefs zayıflar, kuvveti kalmaz. İnsanı aldatamaz zayıflayınca. Nefsi zayıflatmak ibadet etmek ile olur. Evet, nefsin en büyük düşmanı ibadet. Allahü teâlâ müslümanları çok sevdiği için namaz kılmayı emretti. Namaz kılmak öyle bir lutf-ü ilâhidir ki, her namazda nefs kahrolur, insanın kalbini aldatamaz olur. Nefsin şerrinden kurtulur insan.

* İbadetler şartlarına uygun yapılırsa sahih olur, Allah rızası için yapılırsa makbul olur. Makbul olması için sahih olması yani şartlarına uygun olması lazımdır. Niyet bozuksa, sahih olabilir ama makbul olmaz.

* Önce Allahü teâlânın sevdiklerini öğrenmek lazım. Onlar, farzlar, vacipler, sünnetlerdir, bunları öğrenip yapmak lazım. Sonra Allahü teâlânın sevmediklerini öğrenip yapmamak lazımdır. Onlar da haramlar ve mekruhlardır. Müslüman her şeyden önce Rabbinin sevdiklerine sevmediklerine dikkat etmeli.

* Bir mümin Kâbe’yi ilk gördüğü anda ettiği dua kabul olur. Mümin de bir mümini görünce ettiği dua kabul olur. Yani selamlaşınca; selam verene ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü demek lazımdır. Aynı dua sana da olsun demektir.

* Rızk çalışmakla artmaz. Çalışmakla mal çoğalabilir. Herkes rızkını yiyip bitirmeden ölmez.
 

Çevrimdışı Sümeyye Sude

  • ****
  • Join Date: Mar 2009
  • Yer: izmir
  • 787
  • +219/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • BAKMA SUSKUN DURDUĞUMA DAĞLARINDA SESİ ÇIKMAZ
Ynt: Dini Nasihâtlar
« Yanıtla #3 : 17 Mayıs 2008, 16:42:13 »
Lokman_hakim  hocam  çok  güzel  bir  paylaşım 103     aarroo

                             goody

Çevrimdışı Asilzade

  • Asilzade
  • *****
  • Join Date: Tem 2008
  • Yer: Kahramanmaraş
  • 1247
  • +108/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Asalet Ahlakın Temelidir
Ynt: Dini Nasihâtlar
« Yanıtla #4 : 17 Temmuz 2008, 22:59:31 »
s.a

 aarroo     103   


 ggüüll ggüüll ggüüll


       (+++.......+)