Otomobil Terimler Sözlüğü

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Otomobil Terimler Sözlüğü
« : 30 Ekim 2013, 23:25:37 »


    ABS Fren Sistemi:
    Tekerlekleri kilitlemeden frenleme yapılmasını sağlayan sistemdir. ABS fren sistemi özellikle kaygan zeminlerde yapılan ani frenlemelerde tekerleklerin kilitlenmesini önler. Ani frenlemede tekerleklerin kilitlenmemesi ise aracın
    manevra ve kontrol yeteneğini önemli ölçüde arttırır.

    Adezyon:
    Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvete adezyon denir.

    Aerodinamik:
    Aerodinamik, araçların havanın içinde nasıl hareket ettiğini inceler. Aerodinamik genelde hava ile havanın içinde hareket eden katı kütleleri inceleyen bir bilim dalıdır. Otomobillerin hava sürtünme katsayısının düşük olması ve havanın içinden daha kolay geçebilmesi, aracın dengesini ve yakıt tüketimini olumlu etkileyen faktördür.

    Airbag (Hava Yastığı) - SRS (Suplementary Restraint System) :
    Hava yastığı çarpışmalara karşı yolcuyu koruma derecesi son derece yüksek olan bir ek koruma sistemidir. Hava yastığı bir çarpışma sırasında algılayıcılardan gelen uyarı sonunda şişerek, çarpışma yönünde yolcuyu karşılayan koruyucu bir kalkan oluşturur.

    Akıcılık Derecesi (Vizkozite) :
    Bir sıvının dar bir boğazdan akabilmesine o sıvının akıcılık derecesi denir. Bu, belli bir hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanıdır. Akıcılık derecesi vizkozite ile ifade edilir.

    Aks:
    Üzerinde bir veya daha fazla tekerleğin döndüğü otomobil eksenine dik bir mildir.

    Akümülatör:
    Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo ederek, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine çeviren araçlardır.

    Alt ölü nokta:
    Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak belirtilir.

    Alternatör:
    Şarj dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getiren araçlardır.

    Amortisör:
    Ani yaylanmaları ve yay salınımlarının devam etmesini önleyen parçalardır.

    Ana yataklar:
    Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan yataklardır.

    Antifriz:
    % 50 glycol + % 50 su karışımı bir sıvıdır. Soğutma sisteminde bulunan radyatör içindeki su, soğuk havalarda donarak genleşebilir ve soğutma sistemine zarar verebilir. Radyatörde bulunan suya ilave edilen antifriz suyun donmasını engeller. Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır.

    Atalet:
    Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.

    Ateşleme avansı:
    Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.

    Ateşleme bobini:
    Ateşleme sisteminin bir parçasıdır. Transformatör gibi görev yaparak batarya voltajını yüksek volta yükseltir.

    Ateşleme noktası:
    Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.

    Ateşleme sıçraması:
    Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına ateşleme sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir.

    Ateşleme sırası:
    Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.

    Ateşleme sistemi:
    Otomobil motorlarında silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistemdir. Ateşleme sisteminde batarya, ateşleme bobini, distribütör, kablolar ve bujiler vardır.

    Atmosferik basınç:
    Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir.

    Bakır kurşun yataklar:
    Genellikle dizel motorlarında yaygın bir şekilde kullanılan yatak çeşididir.

    Balanst rezistör değerleri:
    Elektronik ateşleme sistemi iki rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5.ohm olan yardımcı devre direncidir.

    Basınçlı kapak:
    Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen, soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır.

    Baskı yatağı:
    Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını bastırarak motor ile güç aktarma organlarını birbirinden ayıran mekanizmadır.

    Batarya:
    Otomobillerde akım kaynağı olarak kullanılan, elektrik enerjisini kimyevi enerji olarak depo eden araçlardır.

    Benzin:
    Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak kullanılan bir hidrokarbondur.

    Benzin motorları:
    Buji ile ateşlenen, benzin veya benzin türevi yakıt kullanan motorlara benzin motorları denir.

    Benzin yanması:
    Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde düzenli olarak yanmaya başlar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme odasını kat eder.

    Beraber çalışma:
    Çok silindirli motorlarda genellikle silindir veya pistonların ikişer ikişer beraber çalışmasıdır. Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir pistonları da beraber çalışır.

    Beygir gücü:
    0, 7457 kw'a eş değer güç birimidir.

    Bileşik yağlar:
    Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazı kalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır.

    Biyel cıvataları:
    Biyel cıvataları, biyel kepini biyel başına bağlayan cıvatalardır.

    Biyel kepi:
    Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır.

    Biyel muylusu:
    Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir.

    Biyel yatağı:
    Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndüğü yataktır.

    Biyeller:
    Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren parçalardır.

    Boğazlı karter:
    Yanlardan üst kartere, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan karterlere boğazlı karter denir.

    Boşluk:
    Hareketli veya sabit iki parça arasında ya da biri hareketli diğeri sabit iki parça arasındaki boşluktur.

    Boxer motor:
    Silindirleri yatay bir düzlem üzerinde bulunan yatık silindirli motora boxer motor denir.

    Buhar tamponu:
    Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt sistemindeki benzinin buharlaşması nedeniyle gecikmesi veya durmasıdır.

    Buji:
    Kıvılcım çıkarmak suretiyle benzinin yanmasını sağlayan, iki elektrodu ve porseleni bulunan bir parçadır. Motor silindirlerinde bir kıvılcım atlama aralığı sağlayacak şekilde yapılmıştır. Benzin motorlarında sıkıştırma zamanı sonunda silindir içinde sıkıştırılmış bulunan benzin-hava karışımını yakmak için meydana getirilen yüksek gerilim, buji denilen parça üzerinden geçer.

    Buji arızaları:
    Buji arızaları genellikle motora göre uygun sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından meydana gelir. Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya kırık olmasıdır.

    Buji sıcaklığı:
    Silindir içine emilen benzin-hava karışımının yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak 2000 - 2500 derece arasındadır.

    Buji tırnak aralığı:
    Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır.

    Burç açıcı zımba:
    Burçları bulundukları yerde sıkıştırmak için kullanılan alettir.

    Burç:
    Yatak görevi gören silindir bir parçadır.

    Conta:
    Mekanik aksamların birleşme noktalarında sızdırmazlık ve geçirmezlik sağlamak amacıyla, parçalar arasına koyulan parçalardır. Contalar mantardan, madeni levhalardan ve çeşitli materyallerden üretilir.

    Cruise Control (Otomatik hız kontrol):
    Sürücünün ayağını gazdan çekmesine olanak tanıyarak, otomobili belli bir hızda tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak gaz pedalından çekilir. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir.

    Çamurlu tortu:
    Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yağ ve su karışımı olan oldukça yapışkan bir tortudur.

    Çan ağzı:
    Aşınmış olan silindirik bir parçanın daha fazla aşınmış olan tarafıdır.

    Çap kumpası:
    Mil çapını, delik iç çaplarını ve parça kalınlıklarını ölçebilen bir ölçü aletidir.

    Çapak:
    Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük ****l zerreciklerdir.

    Çapraz tip kardan mafsalı:
    Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90 derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulmuş olan ve ana şafta bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir. Çapraz tip mafsalın yağlama işlemi mafsalın yapımına bağlıdır.

    Çarpmalı yağlama sistemi:
    Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu bulundurması şeklinde çalışır.

    Çevrim:
    Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olayların toplamına bir çevrim denir. Dört zamanlı motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır. Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır.

    Çok amaçlı gresler:
    Lityum sabunlu greslerdir. Orta kıvamda, suya dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe sahiptir.

    Çok levhalı kavrama:
    Bir tür debriyaj kavrama şeklidir. Bu tür debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır. Önemli olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere aktarması ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirilmesidir. Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites mekanizmalarında görülmemekle beraber otomatik vites mekanizmalarında ana unsuru oluştururlar.

    Debriyaj:
    Şanzıman grubunu motordan ayırmak veya motora bağlamak fonksiyonunu debriyaj gerçekleştirir. Debriyajlar motor kuvvetini şanzıman sistemine dereceli olarak aktarmak ve sarsıntısız bir hareket sağlamak üzere ayarlanırlar.

    Derece:
    Dairenin 1/360'ı olan ölçüdür.

    Değişken supap zamanlaması:
    Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlemesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır.

    Detenasyon:
    Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.

    Deterjan katıklar:
    Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici özelliğini sağlar. Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir. Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.

    Dıştan yanmalı motorlar:
    Dıştan yanmalı motorlar otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır.

    Diferansiyel:
    Genellikle otomobillerde ön tekerlekler birbirlerinden ayrı olarak dönerler ve böylece hız farkları ortaya bir problem çıkarmaz. Ancak arka tekerlekler için durum böyle değildir. Arka tekerleklerdeki mekanizma, örnek olarak aracın bir dönemeci dönmesi durumunda ortaya çıkan sürat ayrılıklarını düzeltmek durumundadır. Bu işletme, istenilen şekilde düzenlenmiş dişlilerden oluşan diferansiyel tarafından yerine getirilir. Bu hareket tamamen otomatik olarak düzenlenir.

    Dinamo:
    Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek lambaları yakan, bataryayı şarj eden ve ateşleme sistemini çalıştıran bir elektrik sistemi parçasıdır.

    Dinamometre:
    Dinamometre, motorun çıkış gücünü ölçen bir alettir.

    Dingil mesafesi (Dingil aralığı):
    Dingil mesafesi, ön tekerleklerin merkezi ile arka tekerleklerin merkezi arasındaki uzaklıktır. Büyük dingil mesafesi, aracın dengesini ve sürüş özelliklerini olumlu olarak etkileyen bir faktördür.

    Diod:
    Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır. Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı voltajın etkisinden korur.

    Direksiyon:
    Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir.

    Direksiyon dişlileri:
    Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir.

    Direksiyon simidi:
    Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır.

    Dispersan Katıklar:
    Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına, supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halindeki pisliğin yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır.

    Distribütör:
    Yüksek voltajlı akımı, motorun ateşleme sırasına göre bujilere dağıtan bir elektrik sistemi cihazıdır.

    Distribütör kapağı:
    Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır. Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni uçlar bulunmaktadır.

    Distribütör Tablası:
    Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır. Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır.

    Dişli boşluğu:
    Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin arasındaki boşluktur.

    Dişli oranı:
    Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin veya milin dönme oranlarıdır.

    Dişliler:
    Bir milden diğerine dönme hareketini ileten, güç aktarımında kullanılan parçalardır.

    Dişli Yağları:
    Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan yağlardır. Bu tür dişli yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.

    Diyagram verimi:
    Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.

    Dizel çevrimi:
    Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan havanın sıcaklığı ile tutuşur. Dizel motorlarda bu şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.

    Dizel motoru:
    Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir motordur.

    Doğrusal gidip-gelme:
    Bir cisim, parça veya materyalin iki sınırlı nokta arasında ileri-geri veya aşağı-yukarı doğru olan hareketidir.

    Donma Noktası ( Yakıt ):
    Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı derecesine donma noktası denir. Bu ise yakıtın soğuk havada kullanılabilme oranını gösterir. Özellikle motorin soğuk havalarda kristalleşerek donabilir.

    Döner Pistonlu Motor ( Rotary-Wankel Motor ):
    1954 senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.

    Dörtlü karbüratör:
    Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir.

    Dört zamanlı motorlar:
    Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır. Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır.

    Düz silindir kapaklı motor:
    L tipindeki motor, düz silindir kapaklı motordur.


    Egzoz gaz analizörü:
    Egzoz sistemine çıkan gazları analiz etmek suretiyle, karbüratörün çalışmasını değerlendirir.

    Egzoz manifoldu:
    Egzoz gazlarının dışarıya atılması işleminde kullanılan, seri bir borudan yapılmış parçadır.

    Egzoz supabı:
    Egzoz gazlarının silindirden dışarı atılması işleminde, açılan ve kapanan supaptır. Egzoz supabı, alt ölü noktadan önce açılır ve üst ölü noktadan sonra kapanır.

    Egzoz zamanı:
    Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların silindirlerden dışarıya atılmasıdır.

    Eksenel gezinti:
    Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu harekete eksenel gezinti denir.

    Elektrik sistemi:
    Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru ve kablolar yer alır.

    Elektrikli yakıt pompası:
    Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak, yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır.

    Elektrot aralığı karbon ile kısa devre:
    Ateşleme odasında meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında kısa devre meydana getirmesidir.

    Elektrot göbeğinde kısa devre:
    Ateşleme odasında meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı arasında kısa devreye neden olmasıdır.

    Elektrolit:
    Sülfirikasit ve saf su karışımından ibaret olup, akümülatör içerisindeki kimyasal reaksiyona yardım eden sıvıdır.

    Elektronik ateşleme sistemi:
    Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik ateşleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.

    Emme manifoldu:
    Karbüratörden çıkarak motor silindirlerine doğru yol alan benzin-hava karışımının akımını sağlayan bir motor parçasıdır.

    Emme manifoldu ayarı:
    Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardır. Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapılmalıdır.

    Emme sistemi:
    Bir motorun tam güç verebilmesi ve yakıtını tam bir verimle yakabilmesi için iyi bir hava alma düzenine ihtiyacı vardır. Bu sistem, karbüratörde hazırlanan karışımın çeşitli silindirlere gitmesini sağlayan emme borularından oluşmaktadır.

    Emme stroku:
    Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının girmesidir.

    Emme supabı:
    Silindire hava-yakıt karışımının girmesinde rol oynayan supaptır. Bu supap emme zamanında açılarak, hava-yakıt karışımının silindire girmesini sağlar.

    Emme zamanı:
    Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte emme supabının açılmasına, emme zamanı denir.

    Emniyet kemeri:
    Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir. Endüksiyon bobini:
    Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja çıkaran oto transformatörüdür.

    Erken ateşleme:
    Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına erken ateşleme denir. Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır.


    Fakir Karışım:
    Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava karışımının fakir karışım halinde bulunmasıdır. Fakir karışım, benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha az oranlarda olması ve yanma işlemi için gerekli oranda oksijen ile birleşememesidir.

    F tipi supap mekanizması:
    Bu tip supap sistemi, L ve İ tiplerinin birleşmesinden oluşur. F tipi motorlarda genellikle emme supapları İ tipine göre, egzoz supapları ise L tipine göre çalışırlar.

    Film dayanıklılığı:
    Madeni yağın film tabakası dayanıklılık özelliğidir.

    Filtre (hava):
    Hava filtresi, motora giren havayı süzerek toz ve pisliklerden arındırır.

    Filtre (yağ):
    Yağ filtresi genellikle motor karterinin altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.

    Filtre yağ dolaşım sistemleri:
    Basınç ayar supabı ile düzenlenen yağ dolaşım sistemleri, kısa devreli sistem ve tam akışlı sistem olarak ikiye ayrılır.

    Fren:
    Bir cismin veya makinenin hareketini yavaşlatan veya durduran mekanizmaya fren denir.

    Fren ayarı:
    Periyodik olarak fren balatalarına ve genel fren sistemine yapılan ayarlardır.

    Fren balataları:
    Fren pedalına basıldığı anda fren kampanasına sürterek yavaşlama ve durma etkisi yaratan parçalardır. Fren balataları yarım daire şeklinde kavis verilmiş ****l parçalarıdır.

    Fren kampanası:
    Dönen tekerlekleri frenlemek için araç tekerleklerine takılan madeni bir parçadır.


    Gaz basınçlı ısı göstergeleri:
    Gaz basınçlı ısı göstergesi bir ısı tüpü, gösterge kadranı ve bunları birbirine bağlayan ince borulardan oluşur.

    Gaz kelebeği:
    Karbüratörde bulunan karışım boğazının alt kesiminde, kendi ekseni çevresinde dönmek suretiyle silindirlere giden karışım miktarını arttıran veya eksilten bir parçadır.

    Gaz pedalı:
    Direkt olarak karbüratör gaz kelebeğine bağlı olan, araca verilen gaz ayarını ayarlayan bir pedaldır.

    Gaz türbini:
    İçten yanmalı bir motor çeşididir. Bu motor sisteminde yanma sonucu meydana gelen basınç, türbinin kanatlarına çarpar ve bu şekilde türbinin milini döndürür.

    Geç enjeksiyon:
    Egzozdan kara duman çıkmasına neden olan, yakıtın geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanın 12 derece sonrasında gerçekleşen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul edilir.

    Genleşme tapası:
    Genleştikten sonra istenilen ölçüde yerine oturan bir tapadır.

    Geri tepme:
    Karışımın erken tutuşması durumunda yanmanın karbüratörden geri çıkmasına, geri tepme denir.

    Gerilim regülatörü:
    Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması işleminde kullanılan bir parçadır.

    Gres yağı:
    Akışkan bir yağ ile kalınlaştırıcı bir maddenin, katı ile yarı akışkan arasında yapı değişikliği gösterdiği bir yağdır. Gres yağlarında akışkan kısım genellikle petrol esaslı mineral bir yağ veya sentetik bir akışkan olup, kalınlaştırıcı kısım ise ****lik bir sabundur.

    Grup dişli mili:
    Grup dişli mili, kamalı milin ters yönünde vites kutusunda dişliler ile birlikte dönen bir mildir.

    Güç stroku:
    Güç stroku, pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya yaptığı harekettir.

    Güç:
    Yapılan işin birim zamana olan oranına denir.


    Hacimsel (volümetrik) verim:
    Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün artmasını sağlar.

    Hararet:
    Aracın çalışması sırasında radyatör ve motor içinde oluşan sıcaklık derecelerine hararet denir.

    Hareket nakil sistemi:
    Hareket nakil sistemi şaft, kardan mafsalı ve kayıcı mafsal gibi parçalardan oluşur. Bu sistemler, motor gücünün şanzımandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanılır.

    Hava soğutmalı motor:
    Soğumanın hava ile gerçekleştiği motor çeşididir.

    Hava emme sistemi:
    Yakıtın yanması için gerekli olan havayı temin eden sisteme hava emme sistemi denir.

    Helezon yay:
    Çelik telden yapılmış olan, yaylanabilen bir yaydır.

    Hidrolik fren:
    Hidrolik fren sistemi, merkez fren silindirinde bulunan hidrolik yağı basınçla tekerlek fren silindirlerine gönderen bir fren sistemidir.

    Hidrolik basınç:
    Fren balatalarını çalıştırmak için tekerlek silindirleri içinde oluşan basınca, hidrolik basınç denir.

    Hidrolik supap iticileri:
    Genleşme ve supap yuvası aşınma durumlarında bünyesinde bulunduran yağı sızdırarak, supap sapı ile iticinin devamlı temasını sağlayan parçalardır.

    Hidrolik şasi dinamometresi:
    Motorun fren gücünü ölçen bir makinadır.

    Hidrokarbon gazlar:
    Bütan, propan gibi basma basıncında sıvılaşmaya başlayan, silindir üzerindeki yağ filmini bozan gazlardır.

    Jikle:
    Genellikle soğuk havalarda, motorun ilk çalışmasında kullanılan bir sistemdir. Jikle çekildiğinde, karbüratörün hava boğazında olan hava miktarı kısılmak suretiyle yakıtın akışı arttırılır ve bu şekilde karışım zenginleşir.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Otomobil Terimler Sözlüğü
« Yanıtla #1 : 30 Ekim 2013, 23:27:13 »
    Kapalı tip havalandırma sistemi:
    Genellikle ağır hizmet tipi araçlarda kullanılan bir havalandırma sistemidir.

    Kapış pompası:
    Karışımı kısa bir süre için zenginleştiren, karbüratörde bulunan kapış devresinin gaz kelebeğine bağlanmış olan bir parçasıdır.

    Karbondioksit:
    Karbondioksit, motordaki yanma sonucu ortaya çıkarak egzoz ile atılan bir gaz çeşididir. Karbondioksit ayrıca belli oranlarda atmosferde bulunan bir gazdır.

    Karbonmonoksit:
    Karbonmonoksit, motordaki yanma sonucu ortaya çıkarak egzoz ile atılan bir gazdır.

    Karbüratör:
    Motorda yanma işlemi için gerekli olan yakıt-hava karışımını düzenleyen ve bunu motorun ihtiyacına göre çeşitli oranlarda karıştıran bir mekanizmadır.

    Karbüratörün çalışması:
    Benzin, motordan hareket alan benzin pompası yardımıyla karbüratörün şamandıra kabına pompalanır. Pompanın hareketi çok sık bölümler halinde olur. Bu frekanslar saniyenin % 25'i gibi kısa sürelerde meydana gelir. Yüksek hızlarda bu frekans daha kısa aralıklarla gerçekleşir.

    Karbüratör devreleri:
    Motorun düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayan karbüratörde çeşitli devreler ve bu devrelerde çalışan geçit ve kanallar vardır. Bu kanallara ve geçitlere karbüratör devreleri denir. Gelişmiş bir karbüratörde bulunan başlıca devreler ise şamandra, rölanti, yüksek hız, güç, kapış ve jikle devreleridir.

    Karbüratörün kısımları:
    Karbüratör, ortasında dar bir kısım bulunan silindirik bir boru, yakıt fıskiyesi ve açılıp kapanan bir kelebek supaptan oluşur. Yuvarlak olan bölüme hava giriş boğazı, daraltılmış kısma ise Venturi boğazı denir.

    Kardan mafsalları:
    Bu parçalar, şanzıman ile diferansiyelin aynı eksende bulunmamasından dolayı değişik açı altında devir nakletmekte kullanılırlar.

    Kardan mili:
    Kardan mili, hareketi vites kutusundan alarak diferansiyele ileten bir mildir.


    Kare üstü motor:
    Silindir çapları, stroklarından daha büyük olan motorlara kare üstü motorlar denir.

    Karoseri:
    Aracın saçtan yapılmış tüm dış aksam ve çeperine karoseri denir.

    Karter:
    Karter motorun alt tarafını kapatarak, hareketli motor parçalarını dış etkilerden koruyan, genellikle çelik saçtan yapılmış bir parçadır. Karter aynı zamanda krank muhafazasının altını kapatır ve motor yağını bünyesinde toplar.

    Karter havalandırma sistemi:
    Kartere temiz havanın girerek, motor içerisinde dolaşımı ve ısınan havanın
    dışarı atılması sistemidir.

    Katalitik konvertör (katalizatör):
    Egzoz sisteminden atılan gazları zararsız hale getirmek için kullanılan, seramikten yapılmış bir parçadır. Katalitik konvertörün gözenekleri katalitik etki sağlayan maddeler ile kaplıdır.

    Katık:
    Katıklar genelde benzin ve yağ katıkları olarak ikiye ayrılırlar. Benzine katılan katıklar, genelde benzinin oktan sayısını yükseltmek ve yakıt deposundaki pas, tortu ve korozyonu önlemek amacıyla kullanılır. Madeni yağlara katılan katıklar ise, yağın dayanıklılık özelliğini ve performansını arttırmaya yöneliktir.

    Kavrama:
    Araçta, motor krank mili ile güç aktarma organlarını birleştiren ve ayıran bir düzendir.

    Kavrama mili:
    Kavrama mili, vites kutusu grup dişlilerini çeviren dişlinin bulunduğu mildir.

    Kayıcı mafsallar:
    Aracın ön ve arka kısmının ayrı ayrı kasislerde şaft boyunun kısalması ve uzaması durumunda, birbiri içinden kayarak çalışan, uzunluğu değişebilen birleştiricilerdir.

    Kesafet (özgül ağırlık):
    Belli bir hacimdeki bir sıvının ağırlığının, aynı hacimdeki suyun ağırlığının oranına o sıvının kesafeti (özgül ağırlığı) denir. Akaryakıtın özgül ağırlığı, yakıtın kalitesi hakkında yaklaşık bir fikir verir. Özgül ağırlığı yüksek olan yakıtlara ağır yakıtlar, düşük olan yakıtlara hafif yakıtlar denir. Ayrıca akaryakıtın özgül ağırlığı, bulunulan ortamın sıcaklığı ile doğrudan ilişkilidir.

    Kitlesel güç (güç ağırlığı):
    Motorun bir beygir gücü başına düşen ağırlığına, o motorun kitlesel gücü veya güç ağırlığı denir. Motorun ürettiği gücün bir kısmı, kendi ağırlığını taşımak için harcanır.

    Kondansatör:
    Motorlu araçlarda ateşleme sisteminin bir parçasıdır. Kondansatör, platinlerin açıldığı andan itibaren tamamen açıldığı ana kadar akıma bir yer temin ederek, platinler arasında kıvılcım meydana gelmesini önler.


    Kompresyon freni:
    Motorun kompresyon gücünden yararlanılarak yapılan frendir. Bu fren çeşidi özellikle ağır taşıtlarda kullanılmaktadır. Bu sistemde egzoz manifoldu içinde bulunan bir valf mekanik bir kol aracılığı ile kapatılarak, egzoz gazlarının silindir ateşleme odasından basınçla atmosfere çıkmasına engel olunur. Silindir içinde kalan bu yanmış gazlar, kompresyon freni yaparak aracın yavaşlamasını sağlar.

    Kompresyon ölçme aleti:
    Silindir içindeki basıncı ölçen bir alettir.

    Kompresyon kaçağı:
    Yanmış gazların veya hava-yakıt karışımının, segmanların arasından kartere sızması durumudur.

    Kompresyon segmanları:
    Silindirdeki kaçakları önleyen ve kompresyonu tutan, pistonun üst tarafındaki segmanlardır.

    Kontak anahtarı:
    Kontak anahtarı, çevrildiği zaman ateşleme ve marş devresine elektrik akımı göndererek aracın çalışmasını sağlar. Aynı şekilde araç çalışır durumda iken kontak anahtarı çevrildiğinde, ateşleme ve marş sistemine giden akım kesilerek, araç durdurulur.

    Kontrol rölesi:
    Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması görevini gören regülatörün bir parçasıdır.

    Koruyucu kılavuz:
    Krank muylusunun çizilmesini önlemek için biyel civatalarına takılan bir parçadır.

    Köpük filtre:
    Köpük filtre, sünger tipinde delikli köpükten yapılmıştır. Yağlı yapısı sayesinde hava içindeki tozları tutar.

    Krank mili:
    Krank mili, pistondan aldığı doğrusal hareketi biyel yardımı ile döner süreli dairesel harekete çeviren ve bu hareketi volan ve kavramaya ileten bir mildir.

    Krank muhafazası (üst karter):
    Motorun alt kesiminde içinde krank milinin döndüğü bölümdür. Krank muhafazasının alt bölümünde ise karter bulunur.

    Kurs (piston yolu):
    Pistonun alt ölü nokta ile üst ölü nokta arasında aldığı yola denir.

    Kurs hacmi:
    Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya kadar silindir içinde yaladığı hacme, kurs hacmi denir.


    Kurşun tetra-etil:
    Yanmanın verimini arttırmak ve benzinin oktan sayısını yükseltmek için benzine katılan bir maddedir.

    Kuru gömlek:
    Silindir bloğunda bulunan silindirik yuvalarına sıkı bir şekilde geçirilen, ince çeperli çelik veya dökme demir gömleklerdir.

    Kutup başları:
    Akümülatörün dış tarafında üzerinde ( + ) ve ( - ) işaretleri bulunan, akümülatörden pozitif ve negatif elektrik akımlarının verildiği güç noktalarıdır.

    Külbütör manivelası:
    Kam hareketinin yönünü değiştirerek, supaba ileten maniveladır.

    Külbütör mili:
    Külbütör mili çelik alaşımdan yapılmış, içi boşaltılmış ve iki başına özel tapalar takılmış düz bir mildir.

    L tipi supap mekanizması:
    L tipi supap mekanizması olan motorlarda supaplar yanma odası ve silindirlere ters dönmüş şekildedir. Bu tip supap mekanizması, bütün supapların bir tek kam mili ile çalıştırılmasını mümkün kılar. Supap iticileri, kam milinden aldığı hareketi doğrudan doğruya supap saplarına ileteceği için supapların daha sessiz çalışmaları sağlanır.

    L tipi motor:
    Motor supaplarının silindir bloğunda olduğu bir motor çeşididir.

    Lastik:
    Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidişini sağlayan temel parçalardır.

    Lastik yanağı:
    Otomobil lastiğinin yan yüzüne, lastik yanağı denir.

    Layner (pul):
    Yatak boşluklarını arttırmak için kullanılan, madenden yapılmış bir parçadır.

    Lenz kanunu (transformatör):
    Şiddeti değişen bir manyetik alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akımı meydana gelir.

    LPG:
    Sıvılaştırılmış halde bulunan petrol gazına L.P.G denir.

    Malafa:
    Bir eksen üzerinde bulunan parçaları, aynı eksende tutan bir mildir.

    Manifold ısı kontrol supabı:
    Emme manifoldu üzerinde bulunan ısı kontrol supapları, motor soğuk iken açılmak suretiyle sıcak egzoz gazlarının, emme manifoldu etrafındaki karışımı ısıtmasını sağlar.


    Mantar tipi supap:
    Mantar tipi supap, otomobil motorlarında kullanılan mantar şeklinde bir supaptır.

    Marş motoru:
    Kontak anahtarı çevrilerek otomobil çalıştırıldığında, motora ilk hareketi veren bir motordur.

    Mayi kavrama:
    Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da adlandırılabilen mayi kavrama, hidrolikle çalışan bir mekanizmadır ve mekanik debriyajın gördüğü görevi görür.

    Mekanik avans sistemi:
    Mekanik olarak işleyen avans sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki ağırlık vardır. Bu ağırlıklar, motor dönme hızı çoğaldıkça santrifüj kuvveti yardımıyla açılırlar.

    Mekanik verim:
    Motorda esas güç olan faydalı gücün, iç güce oranıdır.

    Merkez pompası:
    İçinde hidrolik yağı bulunan, silindirik yapıda bir pompadır.

    Merkez yataklı iki parçalı şaft:
    Merkez yataklı iki parçalı şaft kamçılama, silkeleme ve titreme hareketlerini önlemek için kullanılır.

    Metall yorulması:
    Bir Metalin çatlaması ya da karıncalanması durumudur. Bu şekildeki bir arıza, birçok kereler tekrarlanan etki sonucunda meydana gelir.

    Mikrometre:
    Hassas ölçüm yapabilen bir ölçü aletidir. Genellikle parçaların iç ve dış çaplarını ölçme işleminde kullanılır.

    Moment (tork):
    Moment, motorlarda kuvvet doğrultusu ile bu kuvvetin uygulandığı piston kolu ekseni arasındaki açının, 180 dereceden küçük olduğu durumda gerçekleşen harekettir.

    Motor:
    Aracın hareketi için gerekli gücü sağlayan makinadır. Hareket için gerekli güç, motorda yakıtın yanması sonucunda ortaya çıkar. Motorlar bu şekilde, ısı enerjisini mekanik enerjiye çevirirler.

    Motor ayarı:
    Bir araç üzerindeki motora, belli aralıklar dahilinde yaptırılması gerekli olan ayarlamalardır.

    Motor çeşitleri:
    İçten yanmalı motorlarda sekiz adet motor çeşidi vardır. Bu motorlar; sıra silindir, v-silindir, karşılıklı silindir, baş aşağı silindir, baş aşağı v-silindir, x-silindir, çift v-silindir ve yıldız motor olarak adlandırılmaktadır.

    Motor durdurulduktan sonra ateşleme:
    Kontak anahtarının kapatılmasından sonra, motorun çalışmaya devam etmesi durumudur. Bu şekilde buji ile ateşleme olmadığı halde, araç çalışmaya devam eder. Bunun başlıca nedeni ise, yanma odasında fazla karbon birikintisinin olmasıdır. Bunun dışında soğutma sisteminin arızalı oluşu, sıcaklığın yüksek olması, yakıt kalitesinin düşük olması (oktan sayısının az olması) gibi nedenler, kontak kapatıldığı halde motorun çalışmaya devam etmesine neden olur.

    Motor yağı:
    Motor içine konan, gerek petrol hammaddesinden gerekse de sentetik olarak üretilen yağdır. Motorun işlev görüp, tam bir performans göstermesi ancak teknik ve rasyonel bir yağlama ile mümkündür.

    Motor yağının görevleri:
    Motor yağının başlıca görevleri motoru yağlamak, kompresyonu tutmak, motoru soğutmak ve motoru temizlemektir.

    Motor yatağı:
    Motor yatağı, dönerek hareket eden motor parçalarını gerekli durumda tutar. Motor yatağı ayrıca, motorda meydana gelen mekanik kuvvetler oranında yüzeyine binen yükleri bozulmadan taşır.

    Motor güçleri:
    Motorlarda iç güç (indike güç) ve faydalı güç olmak üzere iki çeşit güç bulunmaktadır.

    Motor iç gücü:
    Silindirlere girmiş olan karışımın yanması ile meydana gelen ısı enerjisinin mekanik enerjiye dönüşmesi, motorun silindirleri içinde olmaktadır. Motorun silindirleri içinden veya piston üzerinden alınan güce iç (indike güç) denir.

    Motor faydalı gücü:
    Faydalı güce aynı zamanda efektif güç ve fren gücü de denir. Bu güç, motorun gerçek gücüdür. Silindirler içinde elde edilen iç güçten, motorun çalışması için harcanan gücün çıkarılmasından sonra, motorun volanından veya kasnağından ölçülen bir güçtür.

    Motor supapları:
    Motordaki çalışma zamanının sırasını ve devam süresini ayarlayan parçalardır.

    Motor yağı SAE sınıflandırması:
    SAE rumuzu "Society of Automotive Engineers", (Otomotiv Mühendisleri Derneği) kelimelerinin baş harflerinden meydana gelmiştir. SAE sınıflandırmasında yağlar, kalınlıklarına göre en çok yedi sınıfta toplanır. Bu sınıflandırmanın yağların kalitesi ile ilgisi yoktur.

    Motor vuruntusu:
    Motorda, ana ve biyel yatakları vuruntusu olmak üzere iki çeşit yatak vuruntusu görülür. Yatak vuruntusu ana yataklarda, rölanti ve rölantinin üzerindeki devirlerde derinden gelen boğuk bir vuruntu şeklinde gerçekleşir.

    Motorin:
    Motorin, dizel motoru yakıtıdır. Ham petrolün birinci kuledeki damıtılması sırasında, 200 - 380 derece arasında kaynama aralığından alınan üçüncü ana ürün, motorindir.

    Negatif kutup:
    Akümülatör üzerindeki ( - ) işaretli olan, negatif akımın geçtiği kutup başıdır.


    Parlama noktası:
    Yakıtın parlama noktası, yakıtın aleve yaklaştırıldığı zaman buhar çıkararak parladığı en düşük sıcaklık derecesidir.

    Pas önleyici katıklar:
    Motor çalışırken kendi bünyesinde meydana gelen ve dışarıdan giren nem ve suyun pas yapmasını önlemek için kullanılan katıklardır.

    Petekli radyatör:
    Petekli radyatörler, ikişer ikişer ince borular oluşturacak şekilde birbirine lehimlenmiş ****l şeritlerin, arı peteğine benzer bir şekil oluşturduğu radyatörlerdir. Bu radyatörlerde, su geçitleri ince ****l şeritlerden yapılan hava kanatçıkları ile birbirinden ayrılmıştır.

    Piston:
    Piston, silindir içinde iki ölü nokta arasında hareket ederek zamanları meydana getiren, silindirin alt tarafında hareketli bir kapak görevi gören ve yanmış gaz basıncını biyel yardımı ile krank miline ileten mekanizmadır.

    Piston çeşitleri:
    Benzin motorlarında kullanılan pistonlar düz etekli, düz diyagonal yarıklı, T yarıklı, U yarıklı ve oto termik pistonlarıdır.

    Piston eteği:
    Piston eteği, pistonun alt kesimidir.

    Piston pimi:
    Biyel ve pistonu birbirine birleştiren bir pimdir.

    Piston pimi burcu:
    Piston pimini, biyel ayağı ve piston pim yuvasında yuvalandıran bir burçtur.

    Piston vuruntusu:
    Piston vuruntusu, aşınmış olan pistonun silindir yuvasına çarpması ile ortaya çıkan vuruntudur.

    Pitman kolu:
    Direksiyon hareketinin tekerleklere geçirilmesi işleminde, ileri ve geri hareket ederek dişli mil ile yön çubuğunu birbirine birleştiren bir parçadır.

    Platin:
    Distribütör içinde bulunan ve geçen akım ayarını kontrol eden bir parçadır.

    Port:
    Hava-yakıt karışımı ve yanmış gazların geçtiği deliklere denir.

    Proni freni:
    Motorun fren gücünü (çıkış gücü) ölçen bir cihazdır.

    Propan:
    Atmosferik basınçta - 42 derecenin altında sıvı halde bulunan bir tür sıvı petrol gazı çeşididir.

    Radyal lastikler:
    Radyal lastikler, kemer ve karkas katları lastik çevresine dik açı yapacak şekilde paralel olarak dizilen ve çeşitli katlardan oluşan lastiklerdir. Radyal lastiklerde yere temas eden ve yükü taşıyan taban katı yüksek dirence sahiptir. Bu lastiklerin düz lastiklerden temel farkı, kemer ve karkas katın binlerce çelik tel elemandan örgülü olarak imal edilmesidir.

    Radyatör:
    Soğutma sisteminin temel bölümü olan radyatör, motordan sıcak suyu alarak soğutur ve daha sonra motora gönderir. Radyatörler, su geçişlerini sağlayan boruların ve bu borular arasına lehimlenen ince saçların aldığı şekillere göre isimlendirilir.

    Radyatör arızaları:
    Radyatör arızaları genellikle, radyatörün yol darbeleri ile sallanması nedeniyle ek yerlerinin ve lehim dikişlerinin kopması ve giriş çıkış borularında çatlaklar şeklinde gerçekleşir..

    Radyatör çeşitleri:
    Borulu tip ve petekli radyatörler olmak üzere iki çeşit radyatör vardır.

    Regülatör:
    Regülatör, alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması için kullanılır.

    Rezistör:
    Bujinin orta elektrotu üzerinde bulunan, yüksek ateşleme voltajının radyo üzerinde meydana getirdiği parazitleri önleyen bir parçadır.

    Rotlar:
    Direksiyon sisteminde, pitman kolunu tekerleklere birleştiren parçalardır. Rotlar içi dolu ve boş olmak üzere iki çeşit imal edilirler.

    Rot başlığı:
    Beraber hareket eden rot ve deve boynu parçalarını birbirine bağlayan pimli bir mafsaldır.

    Rölanti sistemi:
    Rölanti sistemi, zengin karışımın rölanti ayar vidası ile ayarlanmak suretiyle motor devrinin yükseltilebildiği sistemdir. Bu sistemde ince kanallar bulunduğundan periyodik zamanlarda temizlenmelidir.

    Rölantide düzensiz çalışma:
    Kaçıran ve sızdıran supaplar, silindirlerde balanssız bir çalışmaya sebep olurlar. Bunun nedeni ise her silindirden eşit güç alınmamasıdır.

    Rulman gresi:
    Genellikle sodyum sabunlu olan aks rulman gresidir.

    S.A.E Beygir gücü:
    S.A.E beygir gücü, Amerikan motorlu araç mühendisleri birliği ( Society of Automotive Engineers ) tarafından kabul edilmiş bir güçtür. Bu güç silindir sayıları, mekanik verim, ortalama güç ve motorun tam yükteki hızı esas alınarak basit bir formül ile bulunmuştur.

    Segman:
    Segmanlar, sıkıştırma ve yanma basıncını sağlamak için pistonla silindir arasındaki boşluğu kapatan ve silindir yüzeyine yüksek hızdaki kompresyonu tutabilecek yağı sağlayan parçalardır. Segmanlar ayrıca, ısıyı kontrol eden ve bunu silindir duvarına ileten elemanlardır. İki adet segman çeşidi vardır. Bunlar, yanma odasındaki kompresyonun kaçmasını önleyen kompresyon segmanları ve silindir duvarlarındaki fazla yağı sıyırarak yağın yanma odasına çıkıp yanmasını önleyen yağ segmanlarıdır.

    Segman ağız aralığı:
    Silindirde bulunan segmanların ağızları arasında kalan boşluktur.

    Segman yuvası:
    Segmanlar için pistonda açılmış olan yuvalardır.

    Senkronize şanzıman:
    Her dişli çiftinin bir dişlisinin gurup miline sabit olarak bağlı olduğu şanzımandır.

    Sente:
    Pistonun silindir içinde sıkıştırma zamanını bitirip, ateşleme zamanı başlangıcında üst ölü noktada bulunduğu anda her iki supabın kapalı olması durumuna sente denir.

    Sentetik yağlar:
    Sentetik yağlar, bazı olefinlerden hidrokarbonların molekül yapısına eş yapıda bir akışkan oluşturacak şekilde üretilirler. Sentetik yağların sıcaklık etkisi ile incelmeleri petrol esaslı yağlara oranla daha az, sıcak ortamlarda film oluşturma kabiliyetleri ise yüksektir.

    Serbest pistonlu motor:
    İçe ve dışa hareket ederek çalışan çift pistonlu bir motordur.

    Setan numarası:
    Setan numarası, dizel yakıtının tutuşma kalitesini gösterir. Yüksek setan numarası, dizel yakıtın daha kolay tutuştuğunu gösterir.

    Sıra tip motor:
    Sıra tip motor, silindirlerin hepsinin aynı düzlemde ve aynı eksen doğrultusunda dikey olarak sıralanmış olduğu motordur.

    Sıvılaştırılmış petrol gazı:
    Sıvılaştırılmış petrol gazı, ham petrol veya tabii gazdan elde edilen bir yakıt çeşididir. Bu yakıt, atmosferik basınç altında gaz haline dönüşür.


    Sıkıştırma oranı:
    Benzin motorlarında iyi bir yanma ve yanma sonucu basıncı elde edebilmek için, karışımın sıkıştırılması ve sıkıştırıldıktan sonra ateşlenmesi gerekir. Benzin motorlarında sıkıştırma oranı istenildiği kadar arttırılamaz. Bunun nedeni ise, yükselen sıcaklık nedeni ile benzinin kendi kendine yanmaya başlamasıdır. Bu nedenle benzin motorlarında sıkıştırma oranı, karışımın kendi kendine tutuşmasına neden olmayacak şekilde gerçekleşir.

    Sıkıştırma zamanı (kompresyon):
    Sıkıştırma zamanı, pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya yaptığı hareket olup, hava-yakıt karışımının sıkışmakta olduğu andır. Emme supabı kapandıktan sonra krank mili dönmeye devam edeceği için, piston karışımı sıkıştırmaya başlar. Sıkıştırma zamanında piston, alt ölü noktadan üst ölü noktaya ilerlerken, emme ve egzoz supapları kapalı olduğundan karışımın dış hava ile ilişkisi kesiktir. Sıkıştırma anında birbirleri ile sürtünen karışım molekülleri arasında sürtünme ve hacim küçülmesi nedeni ile basınç ve sıcaklık artması olur. Bu artış, motorun sıkıştırma oranına ve silindirlerin doldurulabilme özelliğine göre değişir.

    Silindir:
    Motor içinde bulunan pistonun içinde hareket ettiği bölümdür.

    Silindir başı contası:
    Silindir başı contası, egzoz gazlarının su devir daim sistemine sızmasını önleyen bir görev yapar.

    Silindir bloğu:
    İç ve dış kısmına diğer motor parçalarının monte edildiği, motorun temel bölümüdür. Tüm silindirler ve krank muhafazası burada bulunur.

    Silindir deformasyonu:
    Pistonun silindir içinde üst ölü nokta ile alt ölü noktalar arasında sürekli hareketi sonunda silindirler aşınır, deforme olur. Aşınmış silindirlerde segmanların çevre basıncı yetersiz kaldığı için, segmanlar sızdırmazlık görevlerini yapamaz hale gelirler.

    Silindir gömlekleri:
    Silindir duvarlarını oluşturan parçalardır.

    Silindir kapağı:
    Silindirlerin üstünü örten bir kapaktır.

    Soğutma sistemi:
    Motorun içinde yanma sonucunda meydana gelen sıcaklığı düşürerek, motorun aşırı ısınmasını önleyen sistem, soğutma sistemidir. Radyatör, su pompası, termostat soğutma sisteminin ana parçalarıdır.

    Son hareket aktarma organları:
    Motor gücünü şanzımandan tekerleklere ileten parçalar olup, diferansiyel, aks, kardan mili ve tekerlekleri içine alır.


    Sterling motoru:
    Bu motorlar bir kap içinde bulunan gazın ısıtıldığı zaman basıncının artması, soğutulduğu zaman ise basıncının azalması özelliğinden yararlanılarak yapılmıştır. Çalışma şekli, termostatın çalışma şekline benzer. Motorun içine belli miktarda özel bir gaz konulup kapatılmıştır. Motor bu gazın devamlı olarak ısıtılıp soğutulması ile çalışmaktadır. Gaz ısıtıldığı zaman basıncı yükselir ve güç pistonunu aşağı doğru iter.

    Strok:
    Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı harekete strok denir.

    Su dağıtım borusu:
    Soğutma sisteminde bulunan suyun sürekli akışını sağlayan bir parçadır.

    Su pompası:
    Soğutma sisteminin bir parçası olarak çalışan su devir daim pompasıdır.

    Supap:
    Açılıp kapanmak suretiyle bir sıvının, gaz veya buharın akışını düzenleyen veya akışını durduran makina parçasıdır.

    Supap bindirmesi:
    Pistonun, egzoz zamanı sonunda emme zamanı başlangıcında üst ölü noktada bulunduğu sırada, emme ve egzoz supaplarının birlikte bir süre açık kaldıkları ana, supap bindirmesi denir.

    Supap boşluğu:
    Supap boşluğu, supap sapı ile itici arasında bulunan boşluktur.

    Supap boşluğu sessizleştiricisi:
    Bir merkez çevresinde hareket ederek, supap sistemi arasındaki boşluğu alan parçadır.

    Supap çeşitleri:
    Motor supapları, L tipi silindir kapak üzerindeki supaplar, üstten supaplar ve F tipi supaplar olarak üçe ayrılır.

    Supap iticisi:
    Supabın açılması işleminde görev alan ve kam mili ile etkileşimli çalışan bir parçadır.

    Supap kafasında çanaklaşma:
    Yüksek supap harareti nedeniyle meydana gelen deformasyondur.

    Supap kılavuzu:
    Supapların takıldığı yere supap kılavuzu denir. Supap kılavuzu silindirik bir parça olup, silindir bloğu ya da silindir kapağına takılır.

    Supap kırılması:
    Supap kırılmaları genellikle supap kafası ile supap milinin birleştiği noktada veya supap kafasında meydana gelen kırılmalardır.

    Supap sapı:
    Supabın supap kılavuzuna geçen, ince silindirik kısmıdır.

    Supap sapı contası:
    Supap sapı contası, motor içindeki yağın sızarak yanma odasına girmesini önleyen, supap sapına takılan bir contadır.

    Supap sıkışması:
    Supap milinin kafaya yakın kısmında veya supap kılavuzunda toplanan birikintilerin neden olduğu sıkışmalardır.

    Supap sistemi:
    Supabı çalıştıran sistemdir.

    Supap tırnağı:
    Supap tablasını supap sapına bağlayan parçadır.

    Supap yanması:
    Supap yanması, sıcak gazların supap üzerinde korozyon, karıncalanma, çatlama ve malzeme üzerinde eritme durumları meydana getirmesidir.

    Supap yayı tablası:
    Supap yayınının, supap sapına takılması işleminde kullanılan parçadır.

    Supap zamanlaması:
    Bir supabın, üst ve alt ölü noktalardan tam olarak kaç derece önce açılması ve kapanması işleminin zamanlamasıdır.

    Supap zaman ayarı:
    Motordaki çalışma zamanları sırasının ve devam süresinin ayarlarıdır.

    Susturucu:
    Egzoz gazlarının egzoz borusunda yapmış olduğu sesi azaltan parçadır.

    Susturucuda yanma:
    Kaçıran sıkışık veya sızdıran egzoz supaplarının, yanmanın susturucuda devam etmesine neden olmasıdır.

    Şaft:
    Şaft, vites sistemi ile diferansiyeli birbirine bağlayan parçadır.

    Şamandıra kabı:
    Karbüratör içindeki yakıtın bulunduğu bölümdür. Yanma işlemi için gerekli karışım, hava ile benzinin birleşmesinden meydana gelir. Şamandra kabı, yanma işlemi için gerekli benzini sağlayan benzin kabıdır.

    Şasi:
    Aracın karoseri dışında, bütün parçalarını kapsayan ana bölümüdür.

    Şarj dinamosu:
    Doğru akım motoru olup, kollektörü ve statör sargıları paralel çalışan bir jeneratördür. Dinamo aküyü şarj eder ve araçların elektrikli aletlerine gerekli akımı sağlar.

    Şarj sistemi:
    Dinamo ve regülatör olmak üzere iki ana parçası olan, motorun meydana getirdiği mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren sistemdir.

    Şasi gresi:
    Genellikle kalsiyum sabunlu yapışkan bir yapıda olan grestir. Özellikle makas küpelerinde ve dingil pimlerinde kullanılır.

    Tam akışlı yağ sistemi:
    Bu sistemde, pompanın gönderdiği yağ önce filtreden geçer ve yataklara gider. Motor devrinin yükselmesiyle birlikte ayar supabı açılarak, basıncın istenilenden daha fazla olmasını önler.

    Tekerlek silindiri:
    Tekerlek silindirinde bulunan pistonlar, merkez pompasından gelen basınç yardımıyla fren sistemini harekete geçirir.

    Tek devreli fren:
    Tek devreli fren sisteminde, ön ve arka tekerlekler merkez fren sistemi devresine bağlıdır. Bu sistemde, fren pedalına basıldığı anda hidrolik fren dört tekerleğe de aynı anda etki eder.

    Tek silindirli motor:
    Tek silindirli motor, otomobillerde kullanılan motor çeşidi değildir. Genellikle motosikletlerde, sandallarda ve su tulumbalarında görülen motorlar tek silindirli motorlardır.

    Tekleme:
    Silindirlerde gerçekleşen ateşlemenin, yanlış olması ya da hiç ateşleme olmaması durumudur.

    Temizleyici (deterjanlı) yağlar:
    Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir. Deterjanlı yağlar gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.

    Termik verim:
    Silindirlere girmiş olan karışımın yanması ile oluşan enerjiye karşılık, motorun bu enerjiyi faydalı iş haline çevirme oranına termik verim denir.

    Termostat:
    Termostat, motor sıcaklığını ayarlayan otomatik bir ısı anahtarıdır.

    Tevzi makarası:
    Ateşleme bobininden gelen yüksek voltajı distribütör kapağındaki uçlara ileten parçadır.

    Titreşim damperi:
    Krank milinde oluşan titreşimleri önlemek için krank miline takılan bir parçadır.

    Tork:
    Tork, motorlarda kuvvet doğrultusu ile bu kuvvetin uygulandığı piston kolu ekseni arasındaki açının, 180 dereceden küçük olduğu durumda gerçekleşen harekettir.

    Transistör:
    Araçlarda bir çeşit elektrik anahtarı görevi gören elektronik bir parçadır.

    Transistör çeşitleri:
    Transistörlerin emitter, baz ve kollektör transistörleri olarak üç çeşidi vardır.


    Transistörlü ateşleme sistemi:
    Yüksek devirlerde ateşlemenin aksamadan olabilmesi için bujilerde yüksek voltajlı kıvılcım meydana getiren ateşleme sistemidir.

    Transistör yapısı:
    Transistörler, üzerlerinde hiç hareketli parça bulunmadan yüksek gerilimli elektrik devresini açıp kapayabilen yapıya sahiptirler. Transistörler normal ateşleme sistemindeki platinlere göre 30 kat daha çok akım iletebilmektedirler.

    Tubeless (iç lastiksiz) lastik:
    İç lastiği olmayan dış lastiklere tubeless lastik denir.

    Türbulans:
    Yanma işleminde, hava-yakıt karışımının silindir içinde yapmış olduğu hızlı dönüş hareketine türbulans denir.


    Vakum:
    Silindir içindeki basıncın, atmosferik basınçtan düşük olması durumudur.

    V tipi motor:
    Silindirleri iki eğik düzlem üstünde olup, V şeklinde olan motorlara V motorlar denir.

    V-8 motoru:
    İki eğik düzlem üstünde dörtlü sıra yapısında olup, V şeklinde olan motorlara V-8 motoru denir.

    Venturi:
    Karbüratörde havanın hızını arttırarak vakum meydana getiren parçadır. Venturi, karbüratörün hava boğazı bölümünün daraltılmış olan kısmıdır.

    Verim:
    Otomobil motorlarında çevrim verimi, hacimsel (volümetrik) verim ve diyagram verimi olarak üç ayrı verim vardır.

    Viskozite:
    Sıvıların akış kapasitelerini gösteren bir birimdir.

    Vites:
    Motordan alınan gücün tekerleklere iletilmesi işleminde, aracın bulunduğu hıza göre değiştirilen mekanizmadır. Araç düşük hız ile gidiyorsa vites küçültülmeli, daha yüksek hızlara çıkıldıkça büyük viteslere alınmalıdır.

    Vites kutusu:
    Geri ve ileri vites dişlilerinin bulunduğu bir kutudur. Bu kutu içindeki dişliler birbirleri ile etkileşimli şekilde çalışırlar.

    V kayışı:
    Volan, şarj dinamosu ve marş dinamosunu birbirine bağlayan kayıştır.

    Volan:
    Volan krank miline bağlanarak, kavramaya yataklık eden ve kavrama diskine hareket veren bir kavrama parçasıdır.

    Volümetrik (hacimsel) verim:
    Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve basınç altında girmiş olan karışım hacminin, kurs hacmi oranına volümetrik verim denir. Motor gücüne etki eden nedenlerin başında volümetrik verim gelir. Bu verimin artması motor gücünün artmasını sağlar.

    Vuruntu (detenasyon):
    Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine, vuruntu (detenasyon) denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.

    Yağ basıncı:
    Motor çalışır durumda iken ortaya çıkan yağ basıncıdır.

    Yağ basıncı ayar supabı:
    Motor devri yükseldikçe motor yağ basıncının yükselmemesi için, ana yağ kanalının herhangi bir yerine yerleştirilen supaba, yağ basıncı ayar supabı denir.

    Yağ filtresi:
    Yağ filtresi genellikle motor karterinin altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.

    Yağ keçesi:
    Yağ keçesi, parçaların ve millerin arasına yağ sızıntılarını önlemek için yerleştirilen bir çeşit contadır.

    Yağ pompası:
    Motor içinde bulunan yağı karterden emmek suretiyle diğer bölümlere gönderen pompaya yağ pompası denir.

    Yağ segmanı:
    Motor içindeki yağın silindirden yanma odasına sızmasını önleyen segmandır.

    Yağ seviye çubuğu:
    Motor içindeki yağın miktarını kontrol etmek için kullanılan bir çubuktur.

    Yağ tahliye supabı:
    Motorun içindeki yağın fazla olması durumunda, fazla yağı dışarıya atan bir supaptır.

    Yağlama sistemi:
    Motor içinde aşınmayı önlemek için hareketli parçalara gerekli yağı sağlayan sistemdir.

    Yakıt deposu:
    Araçlarda yakıtın depo edildiği bölümdür.

    Yakıt fıskiyesi:
    Yanma işlemi için gerekli olan hava-yakıt karışımının hazırlanmasında gerekli olan benzini, karbüratörün şamandıra kabından hava boğazına akıtan bir parçadır.

    Yakıt ayar çubuğu:
    Motorun çalışma durumuma göre ihtiyacı olan hava-yakıt karışımının hazırlanmasında, ana emme fıskiyesine yakıt gönderen ve gönderilen yakıtın oranını ayarlayan bir parçadır.

    Yakıt pompası:
    Yakıtı, depodan karbüratöre gönderen pompadır.

    Yakıt püskürtme sistemi:
    Yanmanın püskürtme sistemi ile gerçekleştiği araçlarda karbüratör bulunmaz. Bu sistem, yakıtın basınçla silindirlere püskürtülmesi şeklinde çalışır.

    Yanma odası:
    Motor içinde hava-yakıt karışımının yandığı bölümdür.

    Yatak:
    Motor içinde dönerek hareket eden motor parçalarını gerekli durumda tutan bölümdür.

    Yatak çeşitleri:
    Ana ve biyel yataklarında döküm ve kusinetli tip olmak üzere iki çeşit motor yatağı vardır.

    Zengin karışım:
    Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava karışımının zengin karışım halinde bulunmasıdır. Zengin karışım, benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha çok oranlarda olmasıdır.