7.Sınıf Sosyal Bilgiler - Ekonomik ve Sosyal Hayat - Devletler Nasıl Gelişir?

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
DEVLETLER NASIL GELİŞİR?

Ülkeler arasında veya ülke içinde kâr ama­cıyla yapılan alışverişe ticaret denir.

Ticarette ham madde kaynaklarına yakın olmak çok önemlidir. Çünkü bir ürün çok el de­ğiştirdiğinde bedeli artar.

ilk Çağ’dan itibaren devletler ticaret yol­larını kontrol etmek istemişlerdir. Bunun için dev­letler birbirleriyle savaşmışlar, aralarında anlaş­malar yapmışlardır.

Dünya ticaretinde önem kazanan yollar Kral Yolu, İpek Yolu ve Baharat Yolu’dur.
 
Kral Yolu

Kral Yolu, Lidyalıların başkenti Sardes’ten başlayarak doğuya doğru ülkemizin orta kuzey kısmından Irak’ın Musul şehrine varmakta, Bağdat şehrinden geçerek Mezopotamya’daki Ninova şehrine ulaşmaktadır.

Asya kıtasından getirilen ticaret malları Ege üzerinden gemilerle Avrupa’nın önemli liman­larına taşınmaktadır.

Lidyalılar Kral Yolu sayesinde ekonomik alanında önemli kazançlar elde etmişlerdir.

Lidyalılar ticaret sayesinde komşu devlet­lere göre bilimde, sanatta ve teknolojide üstün bir konuma gelmişlerdir.

Lidyalılar tüccar bir toplumdu. Sosyal taba­kalar içerisinde tüccarlar, asiller ve büyük zenginler üst sıralarda yer almıştır. Bu da toplumun ekono­mik olarak gelişmesine katkı sağlamıştır.

Baharat Yolu

Baharat Yolu Hindistan’dan başlamaktadır. Uzakdoğu ülkeleriyle Batı ülkeleri arasında önemli bir görev üstlenmiştir.

■Baharat ürünleri önceleri Asya ülkelerinde kullanılmaktaydı. Daha sonraları ise Avrupa ülke­lerinde de kullanılmaya başlayınca bu ürünlerin önemi artmıştır.

■Baharat ürünleri pahalı olduğundan ancak zenginler satın alabilmekteydi.

■Baharat ürünleri Avrupa’ya iki yolla ulaş­maktaydı. Bunlardan birincisi Orta Asya üzerinden geçen ipek yol’uydu. Diğer yol ise Hindistan ve Seylan’dan Kızıldeniz’deki Akabe Körfezi’ne, Ye­men kıyılarına ya da Basra Körfezi’ne gelen deniz yoluydu. Bu kıyılardaki limanlarda, gemilere bo­şaltılan baharat, kara yoluyla Fenike ve Filistin kıyılarına, Mısır’dan İskenderiye’ye ve Karadeniz’e ulaştırılırdı. Oradan deniz yoluyla Avrupa’ya ta­şınırdı.

Baharat Yolu Bağdat’tan itibaren ipek Yolu ile birleşerek devam etmektedir.

■Fatih Sultan Mehmet zamanında ipek Yolu’nun denetimi Osmanlı Devleti’nin eline geçmiş­tir.

■Yavuz Sultan Selim döneminde de Baharat Yolu’nun güvenliği Osmanlıların eline geçmiştir.

■Osmanlı Devleti’nin eline ipek ve Baharat yollarının denetimi geçince Avrupalılar yeni yollar bulmak amacıyla coğrafi keşiflere yönelmişlerdir.

COĞRAFİ KEŞİFLER

Avrupalıların çeşitli nedenlerle XV. yüzyılın sonunda bilinmeyen yerleri keşfetmek için yaptıkları gezilere coğrafi keşifler denir.

Nedenleri:

■Avrupalıların doğu ülkeleri gibi zengin olabilmek amacıyla yeni ticaret yolları arama­ları,

■İstanbul’un fethinden sonra Türklerin Doğu ticaret yollarına hakim olmaları,

■Avrupalıların açık denizlere çıkma ihtiyacı hissetmeleri,

■Avrupa’da değerli madenlerin az bulunma­sından dolayı kralların (İspanyol, Portekiz) gemici­leri desteklemeleri,

■Avrupalıların Hıristiyanlık dinini yaymak istemeleri,

 ■      Avrupalıların dünyayı tanımak istemeleri,

 ■Avrupalıların pusulayı öğrenmeleri, gemi­cilik ve coğrafya bilgilerinin artmasıdır.
 

Keşifler

■Portekizli gemici Bartelmi Dias, Afrika’nın güney ucundaki Ümit Burnu’nu keşfetti (1486).

■İspanyol gemici Kristof Kolomb dünyanın yuvarlak olduğuna ve daima batıya gidilirse Hin­distan’a ulaşılacağına inanmaktaydı, ispanya’dan Atlas Okyanusu’na açıldı. Amerika kıtasına ulaştı (1492), buranın Hindistan olduğunu zannetti.

■1507′de Amerika Vaspuçi buranın yeni bir kıta olduğunu keşfetti. Yeni kıtaya Amerika adı verildi.

■Portekizli gemici Vasko Da Gama Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan’a ulaştı ve Hint De­niz Yolu’nu keşfetti.

■Portekizli Mücellan 1519′da dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamak için Atlas Okya­nusu’na açılarak Büyük Okyanus’a ulaştı. Filipinler’de ölünce arkadaşı Del Kano tarafından dünya turu tamamlandı (1522). Böylece, dünyanın yu­varlaklığı ispatlandı.

Kesiflerin Sonuçları:

■Keşifler dünya tarihinde önemli sosyal, si­yasal, ekonomik ve dini değişikliklere neden ol­muştur. Bu durum keşiflerin evrensel yönünü orta­ya koymaktadır.

■Eski ticaret yolları değişti, ipek ve Baharat yollarının denetimi Avrupalıların eline geçti.

■islam dünyası ekonomik yönden zayıfladı.

■Keşfedilen yerlere özellikle Amerika’ya Avrupa’dan birçok insan göç etti.

■Amerika kıtasının eski bir medeniyet merke­zi olduğu öğrenildi.

■Akdeniz limanları eski önemini kaybetti.

■Atlas Okyanusu limanları önem kazandı.

■Keşif yapan milletler, keşfettikleri ülkeleri ele geçirerek sömürge imparatorluklar kurdular.

■Keşfedilen ülkelerde bol miktarda bulunan altın ve gümüş gibi madenler Avrupa’ya getirildi.

■Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti.

■Burjuvalar, soyluların topraklarını satın ala­rak soyluların önemini kaybetmelerine neden oldu.

■Zenginleşen Avrupalılar, Rönesans’ın doğ­masına ortam hazırladı.

■Hıristiyanlık yayıldı. Kilise ve din adamlarına duyulan güven azaldı.

■ Coğrafi keşifler evrensel bir olay olduğu için birçok toplumu etkilemiştir.

■Coğrafya bilgisinin artması

■Pusulanın geliştirilmesi

■İpek ve Baharat yollarının Müslümanların eline geçmesi

Yukarıdaki gelişmeler aşağıdakilerden han­gisinin meydana gelmesine neden olmuştur?

A) Rönesans hareketleri

B)  Reform hareketleri

C) Coğrafi keşifler

D) Sanayi inkılâbı

Yukarıda verilen gelişmeler coğrafi keşiflerin meydana gelmesine neden olmuştur. Doğru yanıt C seçeneğidir.

■ Avrupa’da Rönesans hareketleriyle bilimsel gelişmeler başladı ve sonraki dönemlerde de de­vam etti.

■ Avrupalı bilginler, pratik bilgiler üzerinde çalışmalar yaptılar. Bu gelişmeler sonucunda bi­lim ve teknoloji ilişkisi sanayi inkılâbının doğması ortam hazırladı.

Sanayi İnkılâbı

El ve kas gücü yerine makinelerden faydalan­ma işine denir.

Nedenleri:

Sanayi inkılâbı 1950′de İngiliz James VVatt’ın buhar gücünü keşfetmesiyle tüm dünyaya yayılan teknolojik gelişme hareketidir. Bu teknoloji ilk olarak dokuma sektöründe kullanılmaya başlandı. Sonraki yıllarda ulaşım, madencilik, taşımacılık gibi alanlarda da kullanılmaya başlandı.

Sanayi inkılâbına kadar üretim insan ve hayvan gücüne dayanmaktaydı. Bu da doğal olarak hem zaman hem de daha fazla güç kay­bına neden olmaktaydı.

İngiltere’de başlayan makineleşme kısa sü­rede diğer ülkelere yayıldı. Fransa, Hollanda, Al­manya ve Avusturya’da sanayi hızla gelişti.

Sonuçları:

■insan gücünün yerini makine gücü almıştır.

■Küçük imalathaneler, yerlerini büyük fabri­kalara bırakmıştır.

■ Buhar gücüyle çalışan lokomotifler ve çelik gemilerin yapılmasıyla ulaşımda büyük ilerlemeler sağlanmıştır.

■Pazar ve ham madde ihtiyacı artmıştır.

■Sömürgecilik gelişmiştir,

■işçi sınıfı ortaya çıkmıştır.

■Teknolojik gelişmeler sonucunda yeni yol­lar ve kanalların açılmasıyla (Panama ve Süveyş kanalları gibi) uluslararası ticaret canlanmıştır. ■Avrupa’da refah düzeyi yükselmiştir.

■Köyden kente göç başlamıştır.

■!. Dünya Savaşı’na neden olmuştur,

■İşçi ayaklanmaları başlamıştır.

■Kapitalizm, sosyalizm ve emperyalizm gibi akımlar doğmuştur.

Sanayi inkılâbı sonucunda günlük hayatta kul­landığımız birçok sanayi ürünü hayatımızı kolay­laştırmıştır. Evlerimizdeki elektronik eşyalar, giysi­ler, kırtasiye malzemeleri bunlardan bazılarıdır.

Avrupa’da sanayi inkılâbıyla birlikte küçük atölyeler yerlerini büyük fabrikalara bırakmış, bu durum üretimin artmasına neden olmuştur.

Sanayi inkılabıyla birlikte fabrikalar için gerekli ham madde ihtiyacının artması aşağı-dakilerden hangisine neden olmuştur?

A)  ipek ve Baharat yolları önemini kaybet­miştir.

B)  Soylular güç kaybetmiştir.

C) Devletler arası sömürgecilik yarışı hızlan­mıştır.

D)       Osmanlı Devleti’nin ihracatında artış ol­muştur.

Sanayi inkılabı sonucu devletler ham madde ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sömürgecilik yarışına girmişlerdir.

Doğru yanıt C seçeneğidir.

 Sendika

İşçilerin veya işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel çıkarlarını korumak ve geliştirmek için aralarında kurdukları birliğe sendika denir.

■Sendikalar, işçilerin ekonomik, sosyal ve toplumsal haklarını korur.

■Sendikalar işçilerin birlik ve beraberlik için­de; dil, din, ırk ve inanç farkı gözetmeksizin bir araya geldikleri örgütlerdir.