BÖBREK HASTALIKLARI
Böbrekler, fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 10 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar.
Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar. Böbrekleri ve böbreklere etki eden hastalıkları inceleyen tıbbi dal nefrolojidir.
Böbrekler bel omurlarının iki yanında yer alan vücutta çift olarak bulunan ve kandaki istenmeyen zehirli maddeleri idrar yoluyla uzaklaştırılmasını sağlayan bir çift organdır. 2 milyon civarında nefron adı verilen süzme ünitesi mevcuttur. Bunların sayısı yaşlanmayla birlikte doğal olarak azalır. Kalbin dakikada pompaladığı 5-6 litre kanın 1/5'i böbreklerce filtre edilir.
Böbrekler vücudun sıvı-iyon dengesini, asit-baz dengesini, kan basıncı(Tansiyon)nın sürdürülebilirliğini ve vücuttaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan ve vücut için zararlı olan zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Böbrekler ayrıca kan yapımı ve kemik mineral yapısı ile ilgili hormonlar başta olmak üzere daha bir çok hormonun yapım ve yıkım yeridir. Bütün bunlardan böbreklerin vücut için hayati önem taşıyan ve yürüttüğü fonksiyonlar sekteye uğradığı takdirde hayati risk doğuran organlar olduğu anlaşılır.
Böbreklerden geçen kan filtre edilip organizma için yararlı olan maddeler tekrar kana verilerek, vücuttan uzaklaştırılması zorunlu olan zehirli maddeler idrarı oluşturur. İdrar idrar yolları ile önce mesanede toplanır, daha sonra da işeme yoluyla da dışarı atılır.
Böbrek hastalıklarının çoğu bilinenin aksine son derece sinsi ve ağrısız seyreder. Halk arasında genel olarak idrarın kanlı gelmesi, idrar yaparken yanma ve acıma, belin iki veya tek tarafında yan ağrıları böbrek hastalığı belirtisi olarak bilinir. Böbreklerin işlevlerinin azalması veya kaybolması, ani başlangıçlı (Akut) veya yıllar içerisinde sessizce (Kronik) oluşabilir. Kandaki atık maddelerin atılamayıp birikmesi sonucu bütün organları etkileyen ve komaya kadar gidebilen bir zehirlenme tablosu meydana gelir.
Böbrek hastalıklarının başlıcaları
* Akut veya kronik böbrek iltihabı olarak bilinen Nefritler
* Taş hastalıkları
* Ailesel kistik hastalık
* İdrar yolları iltihapları
* Tümörleri
* İdrar yollarının daralması veya tıkanması (Prostat büyümesi)
* Kalıtımsal bazı böbrek hastalıkları
* Damarsal böbrek hastalıkları
* Gebelik zehirlenmesi
* Romatizmal hastalıklar sonucu oluşan böbrek hastalıkları
* Viral Hepatit (B,C)ve diğer enfeksiyonlara bağlı oluşan böbrek hastalıkları
* Hipertansiyon ve Diabet (Şeker) Hastalığı gibi sistemik hastalıklara bağlı böbrek hastalıkları
* İlaçlara bağlı oluşan böbrek hastalıkları şeklinde sıralanabilir.
Doğuştan bozukluklar:
* Böbreklerin oluşmaması,
* Az gelişmişlik (hipoplazi),
* Yer dışında böbrekler,
* At nalı böbrekleri olarak bilinir.
Kistli böbrek hastalıkları
* Bozuk gelişmiş kıstli böbrek,
* Çokkistli (polikistik) böbrek hastalığı (otozomal baskın ve çekinik olarak bilinen iki türü bulunmaktadır),
* Öz bölge kistik hastalıkları (öz bölge süngerimsi böbreği ve nefroftizi),
* Edinilmiş (diyalizle ilgili) böbrek kistleri,
* Yumakçık kaynaklı kistik hastalığı,
* Özekdoku dışı böbrek kistleri (havuzcuk-çanak kıstleri).
Kalıtsal düzensizlikler
* Alport sendromu,
* İnce bazal zar hastalığı,
* Fabry hastalığı.
Borucuklardan kaynaklanan hastalıklar:
* İveğen borucuk doku ölümü (akut tubüler nekroz),
* Tubülointerstisyel nefrit (borucuk-dokuaralığı yangısı anlamına gelmektedir; bu genel bir durumdur, ve birçok nedenden kaynaklanabilir):
* Piyelonefrit ve idrar yolları bulaşımı,
* İveğen piyelonefrit,
* Süreğen piyelonefrit ve geriakış,
İlaçlar ve ağılardan kaynaklanan tubülointerstisyel nefrit
* Ağrıkesici nefropati,
* Ürik asit nefropatisi,
* Hiperkalsemi (yüksek kalsiyum düzeyi), ve nefrokalsinoz (böbreğin kireçlenmesi),
* Çoklu miyelom (plazma gözelerinin kemik iliğinde çoğalmalarıyle oluşan ur),
Damarlardan kaynaklanan hastalıklar
* İyicil nefroskleroz (böbreksertliği anlamına gelmektedir; böbrek damarcıklarında ve küçük damarlarda oluşan sertlikten kaynaklanır,
* Kötücül yüksek tansiyon ve hızlanmış nefroskleroz,
Böbrek atar damarı darlığı
- Damar sertliği (yaşlı hastalarda),
- Fibromüsküler displazi (bağ ve kas dokularının özellikle böbrek atar damarında bozuk gelişerek bu damarın darlığına neden olması, genç hastalarda daha çok rastlanır),
Pıhtılı mikroanjiopati (küçük damar hastalığı anlamına gelmektedir, ve bir çok nedeni olabilir)
- Alışılmış çocukluk HÜS (hemolitik üremik sendrom: kanlı ishalle tanınan, bağırsakta özel bir ağı (shigatoksin) üreten bulaşımın kana karışıp böbrek damarcıklarına zarar vermesi ve gelişen iveğen böbrek yetmezliği,
- Yetişkin HÜS (birçok nedeni olup, çoğunlukla kemoterapiden kaynaklanır),
-Kalıtsal HÜS,
TTP (trombotik trombositopenik purpura): kanın pıhtılaşmasındaki bir bozukluktan kaynaklanır.
- Orak hücreli kansızlık,
- Yaygın kabuk doku ölümü.
Böbrek taşları
* Kalsiyum oksalat ve fosfat,
* Magnezyum amonyum fosfat (strüvit taşları),
* Ürik asit,
* Sistin.
Böbrek urları
İyi huylu urlar:
* Böbrek parmaksı adenom,
* Anjiyomiyolipom (damar, kas, ve yağ gözelerinden oluşan iyicil bir ur olup, daha çok tüberoz skleroz hastalarında rastlanır,
* Onkositom.
Kötü huylu urlar:
* Böbrek gözesi karsinomu,
* Havuzcuk ürotelyum (geçiş gözesi) karsinomu.
BÖBREK HASTALIKLARINDA BELİRTİLER
Bunların oluşturacağı klinik belirti ve bulgular ise hastalığı oluşturan etmene göre farklılıklar gösterir. İdrar yollarında akımın engellenmesi ve iltihaplanma dışında böbrek hastalıklarında ağrı sık görülmez. Buna karşılık bulantı, kusma, halsizlik, iştahsızlık, inatçı kaşıntı, çok su içme, günlük idrar miktarında azalma veya aşırı miktarda idrar yapma, cildin sarımsı-kahverengi renk alması, çabuk yorulma, çarpıntı, nefes darlığı, işitme zorluğu veya sağırlık, ani ve sürekli tansiyon yükselmeleri, göz kapaklarında ve ayaklarda daha belirgin olmak üzere tüm vücutta su birikmesi(ödem), sık idrara çıkma, ağrılı idrar yapma, kanlı idrar, bulanık idrar, gece birden fazla idrara kalkma, kişilik değişiklikleri ile başlayan saldırganlık, bilinç bulanıklığı ve komaya kadar uzanan şuur ve davranış değişiklikleri, havale geçirme(Konvülsiyon), özellikle çocuklarda gece idrar kaçırmaları ve gelişme gerilikleri saptanabilir.
Yukarıda belirtilen bulguların büyük bir kısmı başka hastalıklarda da rastlanır. Bu sebeple bu bulguların başka hastalıklardan değil de böbrekten kaynaklandığının ilgili hekimlerce tetkik edilmesi gerekir. Bir böbrek hastalığına işaret eden klinik bulgular ise anemi(kansızlık), yüksek tansiyon, ödem, idrarın bol fakat yoğunluğunun düşük bulunması, idrarda kan ve iltihap hücreleri ve protein(Albumin) saptanması, kanda kan üre ve kreatinin değerlerinin yüksek bulunması(Üremi), kan albumin düzeyinin düşük bulunması, ürikasit yüksekliği, kanın çökme hızının(Sedimentasyon) artışı, kanda asitli maddelerin yüksek ölçülmesi (Asidoz) , kalp büyümesi, akciğerde su toplanması, idrar miktarının günlük 400 ml. altına düşmesi, kanda Hepatit B ve C virüsü saptanması, derinin kuruması ve renk değişimi gibi muayene bulgularına rastlanır. İlgili hekimler Nefrologlar , Dahiliye uzmanları veya Ürologlarca kanın biyokimyasal tetkikleri yapılarak bazı maddelerin artma veya azalma olup olmadığı araştırılır.
Böbreklerin Ultrasonografik incelenmesi ile böbreklerde yapısal bir değişiklik olup olmadığı, böbrek boyutlarının küçülüp küçülmediği incelenir. Gerekirse ilaçlı tetkikler yapılır. Basit bir idrar tetkiki incelemesi ve Ultrasonografik tetkik ile kanın biyokimyasal incelemeleri 1.basamak tetkik aşamasını oluşturur. 2.Aşamada böbreklerin süzme oranı 24 saatlik idrar toplanarak hesaplanır.
Böbrek fonksiyonlarında ne kadar kayıp olduğu ve böbrek fonksiyonlarındaki bozulmaların akut mu yoksa kronik mi olduğu ayırt edilerek saptanan hastalık türüne göre spesifik tedavisine yönelinir. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kalp hastalıkları böbrek hastalıklarını başlatabildiği gibi, böbrek hastalıklarının kendisi de kalp akciğer hastalıklarına ve yüksek tansiyona yol açabilir. Eğer böbrek fonksiyonları kalıcı olarak kaybedilirse, ömür boyu diyaliz (Suni böbrek)makinaları ile tedavi edilmesi gerekebilir.
Her türlü hastalıkta olduğu gibi böbrek hastalıklarında da şikayetler oluşmadan veya başlangıcında periyodik tetkikler büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde bilinçsiz kullanılan ilaç ve özellikle ağrı kesiciler sebebiyle meydana gelen böbrek yetmezliklerinin hiç de azımsanmayacak sayıda olduğunun vurgulanması yerinde olur.
Böbrek hastalıklarından korunmanın yolları
Yaşam tarzınızı değiştirin..
Böbrek yetmezliği belirli bir süreci aştıktan sonra diyalizin şart olduğunun altını çizen Dr. Kayuka, "Sadece diyaliz değil tabii ki transplantasyon, yani böbrek nakli de gerekebiliyor. Bu süreci uzatmak için diyet ve ilaçların büyük önemi bulunuyor" diyor. Diyette kişinin alacağı tuz ile protein miktarının büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Jan Klod Kayuka, hastaların yaşam tarzlarını değiştirmesi gerektiğini söylüyor. Bunların başında sigarayı bırakmak geliyor. Sigaranın böbrek fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi, tıp dünyası tarafından artık kanıtlanmış durumda. "Sigara içilmesi, kronik böbrek hastalarında böbrek yetersizliği gelişmesini hızlandırır. Ayrıca, bu hastalardaki en sık ölüm nedeni olan kardiyovasküler hastalıkların oluşma riskini artırır. Bu nedenle sigaranın bırakılması konusunda hekimlere büyük sorumluluk düşmektedir" diyor.
Bol bol su içmeyi ihmal etmeyin
* Her gün 2 litreden fazla sıvı tüketilmeli. İdrar üretimi ise, 2 litre civarında olmalıdır. Maden suyu, kaynak suyu ve tesisat çeşme sularını, ot çaylarını tercih edin. Alkol, kola, aşırı tatlı içecekler ve aşırı sütten kaçının. Kahve ve uyarıcı maddeler bu amaçla içilemez.
* Spor yapanların daha fazla sıvı alması gerekir. Özellikle spor, terleme ve güneş banyoları yoluyla kaybedilen sıvının, yeterli miktarda sıvı alınması yoluyla dengelenmesine dikkat edin.
* Geceleri tuvalete çıktıktan sonra bir şey içmeyi unutmayın.
* Beslenmenizde çeşitli vitaminler yönünden zengin bir mönü kullanın. Süt ve süt ürünleri gibi kalsiyum içeren ürünleri abartmadan yiyin. Ispanak, pancar gibi sebzeleri azaltın.
* Bol bol dans edin. Düzenli vücut hareketleri ile yeni böbrek taşı oluşumundan vücudunuzu koruyun.
* Soğuk algınlığına dikkat! Ayaklarınızı ve böbrek bölgenizi sıcak tutun. İdrar yaparken yanma, sık idrar, kasık ağrısı, bel ağrısı, ateş, titreme, üşüme olursa derhal üroloğa görünün.