Keten tohumu, kefir, mürdüm eriği ve kırmızı biber vücudunuz için savaşan askerler gibi.
Sağlığınızı onlara emanet edebilirsiniz.
Bu hafta süper besinler adı altında önemli bir konuya değinmek istiyorum.
Hepimiz sağlığımızı korumak, vücudumuza gereken değeri vermek ve
en optimum dengeyi bulmak için arayış içindeyiz.
Ancak yeterli ve dengeli besin almayan kişilerin, bu süper besinlerden çok fazla tüketmesi,
onların sağlıklı beslendiği anlamına gelmiyor.
Önemli olan sağlıklı yaşamın destekleyicisi besinlerin, öğünlerinize yeterli ve dengeli biçimde eklenmesi.
Bu besinler kilo vermenize değil, içerdikleri güçlü antioksidanlar, bitkisel kimyasallar sayesinde kronik hastalıklardan korunmada etkin. İsterseniz bu süper besinlere göz atalım...
Keten tohumu:
İçerdiği omega 3-6-9 gibi yağ asitleri sayesinde, vücut sıcaklığının,
sinir sistemi ve dokuların korunmasını sağlamaktadır. Yağ asitleri, kan damarlarının genişlemesi,
kolesterol ve diğer kritik biyokimyasal fonksiyonlar dahil çeşitli vücut süreçleri için
gerekli olan prostaglandinlerin üretimi için de çok önemlidir.
Prostaglandinler hormon benzeri maddeler olup; bağışıklık sistemi,
üreme, kalp-damar ve sinir sistemi gibi sistemlerin fonksiyonlarının düzenlenmesine yardım eder.
Çeşitli bilimsel araştırmalar göstermiştir ki;
omega 3 yağ kaynaklarının tüketimi koroner kalp hastalıklarından ölüm riskini büyük ölçüde azaltmaktadır.
Keten tohumu omega-3 serisi temel yağ asitlerinden "Alpha Linolenic Acid" yönünden zengindir.
Birçok çalışma, bu yağ asitlerinden zengin beslenen bireylerde kötü kolesterol (LDL) ve
kandaki trigliserid oranının düşük olduğunu gösteriyor.
Bu asitlerin, kalp krizini, damarda veya kalpte kanın pıhtılaşmasını da önlediği bilinmektedir.
Keten tohumu yağı; menopoz ile ilgili bazı semptomlara ve menstural kramplar veya
adet öncesi sendromlara iyi gelmektedir. İçeriğindeki iltihap giderici ajanlar romatoid artrit,
sedef ve alerjilerde iyileştirici güce sahiptir. Keten tohumu yağı, kronik kabızlığa karşı da kullanılır.
Mide mukozası iltihabı ve ülseratif kolitlerde faydalıdır. İçeriğindeki lignan (SDG) göğüs,
kolon ve prostat kanserine karşı koruyucu, kanserli hücrelerin büyüme hızını yavaşlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendiricidir. Salatalara, yoğurt ve çorbalara günde iki yemek kaşığını geçmeyecek miktarda eklemek yeterli.
Kefir:
Kefir de yoğurt gibi fermente bir üründür. Mayalanması için bakteri gerekir.
Bekletildikçe tadı ekşir ve çok az olan alkol oranı artar. Kefirin bilinen bir zararı yoktur.
Kefiriniz tatlı ise ve ekşi seviy orsanız mayalanma süresini 48 saate kadar uzatın.
Kefir ekşidikçe faydası artar, alkol miktarı da yükselir.
Tatlı kefir istiyorsanız mayalanma süresin 24 saatten fazla uzatmayın ve kefiri buzdolabında saklayın.
Bu içeceği tüketmeye günde bir çay bardağı ile başlayın, miktarı giderek artırın.
Genellikle günde 250-1000 mlt. kadar tüketilmektedir. Müzmin hastalığı olanların en az bir litre tüketmesi gerekiyor.
Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır. Kronik hepatit, mültipl skleroz hastalıklarda tedavi edici niteliğe sahip, ucuz ve doğal bir seçenektir. Kefirdeki bakterilerin ürettiği laktaz,
süt şekerini sindirir. Hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır. Gevşeme ve uyku hali verir.
Depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır.
Zencefil:
Hipokrat tarafından ilaç olarak kullanılmış olan zencefilin,
kan hücrelerinin bir araya toplanmasını ve damarda pıhtı oluşmasını, dolayısıyla damar tıkanıklığını önlediği bilinmektedir. Zencefilin aspirin gibi çalışarak romatizma ağrılarını ve iltihabı azalttığı bildirilmektedir.
Yemeklerinizde maydanoz, dereotu gibi çeşni, salatalarınıza değişik bir tat verici olarak kullanılabilinir.
Çikolata:
Kalbi ve kasları uyarıcı, kalbe giden damarlarda genişletici özelliği bulunmaktadır.
Günde 3-4 küçük parça çikolata hem sizi mutlu eder hem de stearik asit sayesinde kolesterolünüz yükselmez.
Yulaf kepeği:
Betaglukan nedeniyle safra asitlerinin bağırsaklardan emilimini önleyerek kolesterolü düşürdüğü,
bağırsak fonksiyonlarını düzenlediği belirlenmiştir.
Günde 2 yemek kaşığının üzerinde tüketilmemesini öneririm.
Çünkü çok fazla kepek, minerallerin vücutta kullanımını engellemektedir.
Mürdüm eriği:
Sorbitol ve pektin nedeniyle bağırsaklarda iyi sindirilmemekte ve kolesterolü yapısına bağlayarak
dışarı atılmasına neden olmaktadır.
Kırmızı biber:
Tatlı kırmızı biber, ülser ve tansiyon tedavisinde etkilidir.
Karetenoid, flavanoid, esans yağları ve C vitamini içermesi, bu etkiyi sağlamaktadır.
Kolesterolü de düşürür. Bibere acı tadını veren kapraicin çok kuvvetli bir antioksidan olup
kalp hastalıklarına ve kansere karşı koruyucudur.