Önce sözlü gelenekte oluşur. Uzun bir süreçte kuşaktan kuşağa, ağızdan ağıza aktarılırken değişir, gelişir. Bu arada adı bilinmeyen birçok sanatçının ortak katkısı ve çabası eklenir. Günün birinde bir ozan toplumsallaşan bu edebiyat ürününe kendi üslubuyla yeniden biçim verir. O ürüne kendi kişiliğini katar. Böylece ürün, toplumsal yaratıdan bireysel yaratıya dönüşür.
Destanların çoğu şiir biçiminde olmakla birlikte, şiir-düzyazı türlerinde olanlar da vardır.
Dünya edebiyatındaki doğal destanlar şunlardır:
Şinto: Japon Edebiyatı
Mahabbarata, Ramayana : Hint Edebiyatı
Şehname: Iran Edebiyatı. Firdevsi’nin
Kalavela: Fin edebiyatı.
Lönnrot’un İlyada ve Odisseia Destanı: Eski Yunan edebiyatı.
Homeros‘un Nibefungen: Alman Edebiyatı
Beovvulf: İngiliz Edebiya
tıİgor: Rus Edebiyatı
La Cid: İspanyol Edebiyatı
Chansen de Röland: Fransız Edebiyatı
Tüm dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatında da ilk örnekler destanlardır.
Türk edebiyatı geleneği içinde “destan” terimi birden fazla nazım biçimleri ve türü için kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Destanlar üç safhada oluşur:
Doğuş Safhası: Bu safhada milletin hayatında iz bırakan önemli tarihî ve sosyal olaylar, bu olaylar içinde yüceltilmiş efsanevî kahramanlar görülür.
Yayılma Safhası: Bu safhada, söz konusu olay ve kahramanlıklar, sözlü gelenek yoluyla yayılır. Böylece bölgeden bölgeye ve nesilden nesle geçer.
Derleme (yazıya geçirme) Safhası: Bu safhada, sözlü gelenekte yaşayan destanı, güçlü bir şair, bir bütün hâlinde derleyip manzum olarak yazıya geçirir. Çoğu zaman bu destanların kim tarafından derlendiği ve yazıya geçirildiği belli değildir.
Destan Çeşitleri
Tabii (Doğal) Destan: Toplumun ortak malı olan ve birtakım olaylar sonucu kendiliğinden en oluşan destanlardır. Örnek: Oğuz Kağan Destanı
Yapma (Yapay) Destanlar: Bir şairin, toplumu etkileyen herhangi bir olayı tabiî destanlara benzeterek söylemesi sonucu oluşan destanlardır. Örnek: Üç Şehitler Destanı – Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Destanların Genel Özellikleri
Anonimdirler.
Genellikle manzumdurlar. Az olmakla beraber nazım-nesir karışık olan destanlar da vardır. Bazıları, manzum şekilleri unutularak günümüze nesir hâlinde ulaşmıştır.
Olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.
Destan kahramanları olağanüstü özelliklere sahiptir.
Destanlar, tarihî ve sosyal olaylardan doğarlar. Bu eserlerde genellikle, yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir.
Bir edebiyat türü olan destan, zamanla asıl anlamını yitirmiş, âşık edebiyatında savaşları, ünlü kişileri, gülünç olayları anlatan eserlere de destan denilmiştir.
Türk destanları, İslamiyet’ten önceki destanlar ve İslamiyet’ten sonraki destanlar olmak üzere ikiye ayrılır.
İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DESTANLARI
Altaylara Ait Destanlar
Yaratılış Destanı
Sakalara Ait Destanlar
Alp Er Tunga Destanı
Şu Destanı
Hunlara Ait Destanlar
Oğuz Kağan Destanı
Attila Destanı
Göktürklere Ait Destanlar
Ergenekon Destanı
Bozkurt Destanı
Uygurlara Ait Destanlar
Türeyiş Destanı
Göç Destanı
İSLAMİYETTEN SONRAKİ TÜRK DESTANLARI
Karahanlı Dönemi – Satuk Buğra Han Destanı
Kazak-Kırgız Dönemi – Manas Destanı
Moğol Dönemi – Cengiz Han Destanı (Cengiz-Name)
Tatar-Kırım Dönemi – Timur Destanı
Tatar-Kırım Dönemi – Edige Destanı
Beylikler Dönemi – Danişmend Gazi Destanı (Danişmend-Name)
Selçuklular Dönemi – Battal Gazi Destanı (Battal-Name)
Osmanlılar Dönemi – Köroğlu Destanı