- A -
Abrama
Deniz taşıtlarını yönetme
Acenta
Ticari mümessil ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak belirli bir bölge içinde daimi bir suretle ticari bir işletmeyi ilgilendiren akidlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı mesle
Açık artırma
Bir malın, teklif veren kişiler arasında en yüksek bedeli öneren kimseye satılmasını sağlayan satış biçimi.
Acir
Kiraya veren kimse
Aciz
Ödeme güçsüzlüğü.
Aciz vesikası
Alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine verilen vesika (İİK 143)
Ada
Çevresi yollarla sınırlandırılmış bulunan, çeşitli parselleri kapsayan arsa parçası.
Adâd
Adetler; sayılar
Adalet
Haklılık; hakka uygunluk
Adem-i ifâ
Yapmamak; yerine getirmemek; borcu ödememek
Adem-i iştirak
Katılmamak
Adem-i selahiyet
Yetkisizlik
Adem-i vüsuk
Gercek olmamak
Adi kira
Kiraya verenin, belli bir ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bıraktığı sözleşme.
Adi şirket
Iki veya daha çok kimsenin, ortak bir amaca ulaşmak için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri sözleşme ile kurulan ortaklık.
adli
adaletle ilgili demektir. adalet teşkilatı bünyesinde anlamına da gelir.
Adlî kaza
Cezai, hukuki, ticari, nizalı, nizasız yargı
Adlî müzaharet
Adli yardım
Ağlep
Kuvvetli, Büyük.
Ahar
Başkası; üçüncü kişi; yabancı
Ahde vefa
Söze bağlılık, sözleşmeye bağlılık
Ahit
Söz verme
Ahkam
Hükümler
Ahkâmı huzuriyye
Hakim önünde yargılanmayla ilgili yöntem hükümleri
Ahkâmı mahsusa
Özel hükümler
Ahkâmı müteferia
Ayrıntılı hükümler
Ahkâmı mütehalife
Aykırı değişik hükümler
Ahvâl
Durumlar; haller; vaziyetler
Ahval-i Şahsiye
Hakiki şahısların hukuki varlıklarıyla ilgili olan hukuki hallerdir : Doğum, evlenme, boşanma, evlat edinme, tabii bir çocuğu tanıma, ölüm vakıaları gibi (MK35 ve; Nüfus K).
Ahz
Almak
Ahzukabz
Bir miktar meblağın elden tesellüm edilmesi veya o miktar meblağın kasa hesabına kaydı
Ahzukabz
Kendine mal etme. Para tahsili yapmaya yetkili olma
Aile hukuku
Aile ilişkilerini düzeneleyen hukuk kurallarıdır.
Aile şirketi
Bir ailenin bireylerinden oluşan ortaklık.
Aile yurdu
Bir kimsenin, ailenin gereksiniminden büyük olmamak ve bizzat kendisinin veya ailesinin işletmesi ya da oturması koşuluyla, aile bireylerinin geçimi ve oturmasını sağlamak amacıyla ayırdığı taşınmaz ve ekleri.
Akamet
Neticesizlik, kısırlık, sonuç alınmama.
Akar
Taşınmaz mal; kiraya verilen ve gelir sağlayan şeyler
Akarâtı mevkufe
Vakfedilmiş, gelir getiren mallar
Akdetmek
Sözleşmek; kararlaştırmak; düzenlemek; bağlamak
Akd-i mebhusünanh
Sözü geçen akit, anlaşma, sözleşme
Akd-i mezbur
Sözü geçen akit, anlaşma, sözleşme
Akd-i muvazaa
Karşılıklı ödün verilerek yapılan akit, anlaşma, sözleşme
Akd-i sahih
Geçerli, doğru, kusursuz akit, anlaşma, sözleşme
Akit
Tarafların birbirine uygun idare beyanlarıyla husule gelen ve onlara karşılıklı vecibeler yükleyen anlaşma
alâ
çok iyi
Alâhilâf'ül-kanun
Kanun hilafına; yasaya aykırı olarak
Alâkadar
Ilgili; ilişkili
Alât
Aletler; araçlar
Aledderecat
Sırasıyla; derecesine göre
Alelhesap
Hesaplaşmak üzere; hesaba sayarak; sayışılmak üzere; doğan kârdan bir bölümünün ileride tamamı üzerinde hesaplatılmak üzere önceden ödenmesi
Ale-l-ıtlak
Genel olarak; rasgele; bir sınır ile bağlı olmayarak
Ale-l-umûm
Genel olarak; umumi bir biçimde; bütün
Alelusul
Usulüne uygun;
Aleniyet
Açıklık
Alettakrib
Takriben; yaklaşık olarak
Alonj
Ticari bir senet üzerinde ciroların veya sair muamelelerin çoğalması dolayısıyla o senede eklenen kağıt.
Amade
Bir işi yapmaya hazır; hazırlanmış
Amel
Iş; edim; fiil
Amele
Işçi; emekçi, ırgat
Amelî
Işe dayanan; iş üstünde; tatbikî; pratik; uygulamalı
Amenajman
Doğal kaynakların işletilmesi
Amme
Kamu
Amme intizamı
Kamu düzeni
Anagayrimenkul
Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın bütünü.
Anayapı
Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın esas yapı kısmı.
Angaje
Sözle veya yazılı olarak bağlanan; bağımlı
Ani edim
Bir anda yapılan belli davranış ya da davranışlarla yerine getirilen edim
Anmuhakemetin
Muhakeme yaparak; yargılama yoluyla
Antrepo
Gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer; ardiye; ambar
apostille
5 Ekim 1961 tarihli Lahey Sözleşmesi hükümleri uyarınca, kararda imzası olan hakimin, o yargı yerinde yetkili ve görevli olduğunu gösterir tasdik şerhi.
APPEL
İstinaf
Arazi mahlule
Mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölümü ile mahlûl olan arazi-i emiriyye
Arazi-i emiriyye
Beytülmâle ait olarak devlet tarafından kişilere dağıtılan yerler, topraklar; beylik arazi
Arâzi-i haraciyye
Haraca bağlı arazi;
Arâzi-i memlûke
Mülk; timar toprağı; mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler
Arâzi-i metrûke
Halkın gereksinimi ve kullanımı için terk edilen arazi
Arâzi-i mevât
Hiç kimsenin tasarrufu altında olmayan ve halka terk ve tahsis edilmemiş bulunan,yüksek sesli bir kimsenin sesi işitilmeyecek derecede köy ve kasabalar gibi yerlerden uzak bulunan kıraç, taşlık, pırnallık gibi yerler
Arazi-i mevkufe
Geliri belirli bir konuya tahsis olunan yer; vakıf olunmuş arazi
Arâzi-i mezrû‘a
Ekilen arazi
Arazi-i miriye
Devlete ait arazi
Arâzi-i öşriye
Ürününden onda bir Devlet payı alınan ve üzerinde her türlü mülkiyet tasarrufları bulunan arazi
Arâzi-i selîha
Çıplak arazi
Ariyet
Menkul ve muayyen bir malın karşılıksız olarak kullandırılmasının başka bir şahsa bırakılmasını ve kullanıldıktan sonra geri verilmesini tazammun eden akit(BK: 299 vd.)
Arîz ve amîk
Genişlik ve derinliğine; enine boyuna;
Arsa
Belediye sınırları içinde, belediye tarafından parsellenerek üzerine inşaat yapmak için ayrılan arazi parçası.
Arsa payı
Kat mülkiyetinde arsanın, kanunda belirtilen esasa göre bağımsız bölümlere ayrılan ortak mülkiyet payı.
Arz
Sunma; gösterme; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)
Arzuhal
Dilekçe
Arzuhal
Dilekçe
Asgarî
En az; en aşağı; en azından; en düşük; en küçük
Ashab-ı intikal
Verasetin geçişinde hak sahipleri
Asrî
Zamana uygun; çağdaş; modern
Ateh
Bunama; bunaklık
Atıf
Yollama; yöneltme; yükleme; bağlama; eğme; meylettirme; ilişkili bulma
Aval
Bonoya imza atarak sorumluluk altına girmiş kişiler lehine verilen bir tür kefalettir.
Avans
Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme; öndelik
Avârız
Kazalar; belâlar; borçlanma ve hak kazanma yeterliliğini kısan veya yok eden haller
Avdet
Dönüş; geri gelme; dönme
Ayn
Para dışında, kazanılabilen bütün servet öğeleri
Aynî
Mala ilişkin; eşyaya bağlı; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen
Ayni haklar
Eşya üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar.
Azamî
En çok; en büyük; en yüksek
Azil
Verilen temsil yetkisinin ortadan kaldırılması
Azimet
Gidiş; yola çıkma