Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
Gül yüzlülerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır…Ve damla damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır.
Tohumu eken bilir
Göz yaşın döken bilir
Gül kadrin diken değil
Çileyi çeken bilir
Ve ey gözyaşım,
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uğurlar gibi git…
Bir atımlık mesafede yalnızlığın kurşunlanan coşkusuyla gel, geleceği savaşa mecbur annelerin korkusuyla git…
Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel; goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git…
Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git.
Yalınkalem savaşlara meftun acılarla gel, pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git…
Ve ağlamaktan korkma gözüm!.