A) İlmiye
B) Kalemiye
C) Seyfiye
D) Reaya
E) Şehirliler
CEVAP: Seyfiye
Seyfiye Sınıfı (Ehl-i Örf, Ehl-i Seyf, Ümera) :
Padişahın örfünü uygulayıcısı olan koldur. Diğer bir deyişle yürütme gücünü temsil eden koldur. Seyfiyeden olan her derecedeki görevliler, reayanın huzurlu yaşayabilmesi ve adaletle yönetilebilmesi için merkezde ve taşrada görev yaparlardı.
Seyfiyenin iki temel görevi vardı: Yönetim ve Askerlik.
Seyfiyenin divandaki temsilcileri ve görevleri şunlardır:
a) Sadrazam (Vezir-i Azam):
Günümüzde başbakan konumundaki sadrazam, padişahın mutlak vekili olup yönetimde padişahtan sonra en yetkili kişidir. Devletin en yüksek rütbeli memuru durumundadır. Fatih’ten itibaren Divan’ın da başkanı olan sadrazam çoğu zaman padişah adına devleti idare etmiştir. Padişah bulunmadığı zamanlarda orduya da Serdar-ı Ekrem unvanıyla sadrazam komuta ederdi.
b) Kubbealtı Vezirleri:
Günümüzdeki devlet bakanları konumunda olan vezirler daha çok askeri ve siyasi işlerden sorumluydular. Zaman zaman değişik işlerde görevlendirilirlerdi.
c) Yeniçeri Ağası:
Vezir olan Yeniçeri Ağaları Divan’ın daimi üyesiydiler. Ancak vezir olmayan Yeniçeri ağaları ise ihtiyaç duyulduğunda görüşmelere katılırlardı.
d) Kaptan-ı Derya:
Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren denizlerdeki bütün işlerin sorumlusu ve Donanmay-ı Hümayunun başkomutanıdır.
16. yüzyıldan itibaren İstanbul’da bulunduğu zamanlarda divan çalışmalarına katılmıştır.
Kalemiye Sınıfı
Kalemiye (Ehl-i Kalem) : Osmanlı idari ve mali bürokrasisini oluşturan gruptur. Kalemiyenin divandaki temsilcileri ve görevleri şunlardır:
a) Nişancı :
Divanda çıkan belgelere, padişah adına yazılacak fermanlara, beratlara ve namelere hükümdarın imzası olan tuğrayı çekerlerdi.
Nişancının görevleri şunlardır:
1. Fethedilen arazileri tahrir defterlerine yazmak.
2. Dirlikleri dağıtmak, tapu defterlerine işlemek ve kayıtları düzenlemek.
3. Padişahın tuğrasını çekmek.
4. Örfi kanunları iyi bilmek ve gerektiğinde yorumlamak.
5. Divanda alınan kararları düzelttikten sonra tamamlamak, fermana uygun olarak emirleri yazmak, padişaha ve sadrazama gelen mektupları tercüme ettirerek bunlara cevap hazırlamak.
Nişancıya Reisülküttab başkanlığında, çeşitli kalemlerden oluşan bir teşkilat vardı. Bu kalemler: Beylikçi Kalemi, Tahvil Kalemi, Ruus Kalemi ve Amedi Kalemi idi.
b) Defterdar :
Maliye işlerinden sorumlu bakanlar idi. İlk defterdar I. Murat döneminde atanmıştır. Mali işlerin artmasından dolayı Fatih döneminde Anadolu ve Rumeli Defterdarı olmak üzere sayıları ikiye çıkarılmıştır.
Defterdarın görevleri şunlardır:
1. Hazine ile ilgili işlerde hüküm yazmak
2. Rütbe ve dirlik verilecek kimseleri hükümdara teklif etmek
3. Akçenin değerini korumak
4. Bütçeyi hazırlayarak hükümdara sunmak
Defterdarlığa bağlı başlıca kalemler şunlardır; Ruznamçe Kalemi, Maliye Emirleri Kalemi, Tarihçi Kalemi, Gelir ve Giderler kalemi.
c) Reisülküttap :
Divandaki kâtiplerin şefi olan Reisülküttap nişancıya bağlıydı. 17. yüzyıldan sonra önemi artmış ve devletin dışişlerinin sorumluluğu Reisülküttaplara verilmiştir.
İlmiye Sınıfı
İlmiye (Ehl-i Şer) :
Devletin temel ideolojisini savunan gruptur. İlmiye sınıfı, medreselerde yetişen bilgili kişilerden oluşuyordu. İlmiyenin devlet yönetiminde ve toplum içinde üç önemli görevi vardı: Bunlar Tedris ( Bilgi aktarma yani eğitim-öğretim görevidir), Kaza ( İslam hukukuna göre hüküm verme yani yargı görevidir) ve İfta ( Yapılan işlerin şeriata uygun olup olmadığı konusunda fikir belirtme yani fetva görevidir). İlmiyenin divandaki temsilcileri ve görevleri şunlardır:
a) Kazaskerler:
I. Murat döneminde kurulmuş Fatih döneminde Anadolu ve Rumeli Kazaskerlikleri olmak üzere sayıları ikiye çıkarılmıştır. Kazaskerler Divan’da büyük davalara bakarlar, kendi bölgelerindeki kadı ve müderrisleri atama veya görevden alma işlerine karar verirlerdi.
b) Şeyhülislam (Müftü):
İlmiye sınıfının başıdır. Yükselme dönemine kadar divan üyesi değildi ve gerektiğinde çağrılırdı. Kanuni’den itibaren divana üye olmuştur. Divan’da alınan kararların İslam Dini’ne uygun olup olmadığı konusunda fetva verirdi. Yükselme döneminde protokoldeki yeri hızla arttı ve sadrazamla eşit duruma geldi. Fetva verme yetkisi vardı. İlk şeyhülislam II. Murat döneminde görev yapan Molla Fenari’dir.