Ayırma Diyetleri
Bu diyet protein ve karbonhidrat kaynağı besinlerin aynı öğünde yenilmemesi esasına dayanmaktadır. Ancak diyetin sonlandırılması ile eski beslenme alışkanlıklarına geri dönüldüğünde verilen kilolar hızla geri alınmaktadır. Çünkü, Türk mutfağındaki etli dolma, mantı gibi yemeklerde protein ve karbonhidrat kaynağı besinler beraber kullanılmaktadır. İşin tuhaf tarafı; süt ve yoğurt hem karbonhidrat hem de protein içermektedir. O halde bu diyette hiç yer almamaları gerekir. Bu durumda kişi mi zayıflar, yoksa kemikleri mi?
Karbonhidrat Diyeti
Besinler içerdikleri karbonhidrat değerine göre puanlandırılmaktadır. Günde 60 gram karbonhidrat önerilmektedir. Aynı zamanda ketojeniktir. Enerji, ağırlıklı olarak proteinlerden sağlanmaktadır. Karbonhidratı çok sınırlı ve proteini çok yüksek olan mönüler özellikle karaciğer ve böbrek için çeşitli sağlık risklerine neden olabilir. Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmadığı için ağırlık kaybı da kalıcı olmamaktadır. Doğru beslenme alışkanlığı kazanamayan ve diyet bittiğinde ne yapacağını bilemeyen kişiler verdikleri kiloları hızla geri alırlar.
Ketojenik Diyetler
Diyetle alınan karbonhidrat miktarının (50 gr/gün'den daha az) aşırı kısıtlanması ile kanda keton cisimciklerinin artmasına neden olan diyetlerdir. Ketojenik diyetler besin öğeleri yönünden dengesiz olmaları ve önemli sağlık sorunları oluşturabilmeleri nedeniyle kesinlikle önerilmemektedir. Ayrıca hızlı ağırlık kaybı nedeniyle özellikle vücut suyunda azalmaya neden olur, vücudun asit - baz dengesini bozarak beyne zarar verirler. Ketojenik diyetlerin yol açtığı sağlık sorunları: Sıvı - elektrolit dengesinde bozukluk, hiperürisemi, hiperlipidemi (koroner kalp hastalığı riskini artırır), kardiyak aritmiler (ölüm riskini artırır), kalsiyum atımını artırması nedeniyle osteoporoz riski şeklinde sıralanabilir.
* Keton cisimcikleri beynin ihtiyaç duyduğu glikozun yeterince alınamadığı durumlarda yağdan enerji eldesi esnasında üretilen "masum!" öğelerdir. Bu tür diyetler "ketojenik diyet" olarak adlandırılmaktadır.
Kan Grubu Diyetleri
Yapılan araştırmalar kan grupları ile zayıflama diyetlerinin etkinliği arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını göstermiştir. Bu diyette birtakım besinlerin bazı kan gruplarında kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir. Örneğin "A kan grubundakiler et ve türevlerini, 0 kan grubundakiler süt ve türevlerini tüketmemelidir" gibi... Halbuki bu besin gruplarının eksikliği sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Süt ve türevlerini tüketmeyen bir bireyin ileride kemiklerinin sağlıklı olması beklenemez. Kişi, hatalı diyetlerin diyetini ödemek istemiyorsa "bilimle bağdaşmayan" böylesi diyetleri uygulamaktan kaçınmalıdır.
Çok Düşük Kalorili Diyetler
Vücut ağırlığının kilogramı başına 10 kkal/gün enerji sağlayan diyetlerdir. Hızlı ağırlık kaybına neden olurlar. Vücut ağırlığının hızlı kaybı; yağsız vücut kitlesinin daha çok kaybına, bazal metabolizma hızının azalmasına, kaybedilen ağırlığın korunmamasına, laktat, serbest yağ asitleri ve keton cisimlerinin artmasına, iyonize Ca, Na, K, Mg, Zn düzeylerinin düşmesine neden olmakta ve ölümle sonuçlanabilmektedir.
Merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem, gastrointestinal sistem ve genitoüriner sistem başta olmak üzere ÇDKD'lerin pek çok sistemle ilgili komplikasyonları vardır. Bunlar şu şekilde gruplandırılabilir:
Merkezi sinir sistemi: Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, uyuşukluk
Kardiyovasküler sistem: Kardiyak aritmiler, miyokardial atrofi, hipotansiyon
Gastrointestinal sistem: Bulantı, kusma, konstipasyon, diyare, abdominal şikayet, safra taşları
Genitoüriner sistem: Menstrüasyon düzensizliği, libido kayıpları, renal taşlar
Diğer: Yorgunluk, soğuk intoleransı, kuru cilt, saç dökülmesi, negatif azot dengesi mineral ve elektrolit dengesizliği, kolesterol ve ürik asit düzeyinde artış
Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Dengeli diyetlerde yağ, ketojenik diyetlerde su ve açlık halinde kas kaybı olmaktadır.
Sonuç olarak; zayıflama programı kişiye özel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.