a ) Kumlu toprak
b ) Kireçli toprak
c ) Killi toprak
d ) Humuslu toprak
CEVAP: Humuslu toprak
Humus toprak üzerindeki bitkilerin yok olarak toprak altına geçmesi ve uzun yıllar beklemesiyle oluşmuştur.
Humus’un oluşması çok uzun bir evrim sonucu meydana gelir. Ölü bitki ve hayvan kalıntıları son derece önemlidir, çünkü toprak ile bir kum yığını arasındaki fark buradan kaynaklanır.
Toprağın üst kademelerinde 10-30 cm aralığında bulunan ince bir tabakadır.
Humus’un ekolojik sistemde toprağın verimliliğini sürekli kılan bir görevi vardır.
Toprağın verimliliği, o toprağın bünyesindeki besin maddelerinin zenginliği ile ölçülür.
Besin maddelerinin zenginliğini ise, o topraktaki organik maddenin miktarı belirler.
Organik materyalin temel maddesi humustur.
Humus içerisindeki bileşimleri Hümik asitler ve Fülvik asitler olarak iki ana grupta toplayabiliriz. Biyolojik aktivasyon sonucunda Hümik asit ve Fülvik asitler ortaya çıkar. Bunlardan Hümik asitler toprakta bloke olmuş besin maddelerini çözerek kendi bünyesine alır. Fülvik asitler ise çözünen bu besin maddelerinin bitki tarafından kolay bir şekilde alınmasını sağlar.
Düzenli kullanıldığı Humus bileşimleri altta sıraladığımız fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkileri sağlar.
HÜMİK ASİTLERİN ETKİLERİ
1. Hafif, kumsal toprakların su tutma kapasitesini artırır. (Kendi ağırlığının 20 katı fazla ağırlıktaki suyu tutabilme yeteneği vardır.)
2. Ağır killi toprakların parçalanma sürecini hızlandırıp, toprağı gevşek ve havadar hale getirerek su geçirgenliğini sağlar. Toprağın gevşekliğini ve işlenebilirliğini arttırır.
3. Topraktaki aşırı sodyumu ortadan kaldırıp tuzlanmayı önler.
4. Toprakta kullanılmaz durumdaki fazla gübreyi çözüp bitkilerin istifadesine sunduğundan hem toprağın iyileşmesini hem de pH derecesinin ideal ölçülere çekilmesini sağlar.
5. Sahip olduğu Katyon Değişim Kapasitesi sayesinde makro (NPK) ve mikro (iz elementler) besin maddelerini çözümleyerek bitki kolaylıkla alınabileceği şelatlar haline getirir. Böylelikle Demir iyonlarını serbest hale getirerek klorzu önler.
6. Topraktaki iyon alışverişini artırarak kil minerallerince tutulan Fosfor, Kalsiyum ve diğer iz elementlerin serbest hale getirip, bitkinin kullanımına sunar. Böylece meyvenin şeker oranını (Brix Level), tat, sertlik, görünüm, ağırlık ve dayanıklılığını artırır. Hasat sonrası ürünün dayanıklılığını ve uzun süre muhafazasını sağlar.
7. Mineral ve organik gübrelerin suda hemen çözünüp yıkanarak yeraltı içme sularına karışmasını engelleyip kök bölgesinde şelat halinde tutarak bitkinin ihtiyacı kadarını köke verir. Bu şekilde aşırı gübrelemenin önüne geçilmiş olup, gübre sarfiyatını ciddi oranda azaltır.
8. Topraktaki kireç içersindeki karbondioksiti serbest duruma getirir. Bu serbest karbondioksitin fotosentezde kullanılması kolaylaşır. Ayrıca, karbondioksit toprakta karbonik aside dönüşerek toprağa bağlı olup bitki tarafından alınamayan bazı mineralleri çözer ve bitki tarafından alınabilmelerini sağlar.
9. Tarlada kalan anızın kısa sürede parçalanarak yarayışlı hale gelmesini sağlar.
10. Topraktaki mikroorganizma faaliyetini artırır.
11. Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır. Fidelerin daha hızlı ve kuvvetli büyümelerini sağlar.
12. Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. Kökleri kuvvetlendirir. Köklerin özellikle uzunlamasına büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır. Bitki köklerinin uzunluklarında, kesitlerinde ve özgül ağırlıklarında önemli ölçüde artış sağlar. Bunun sonucu olarak da, bitki daha fazla besini bünyesine alabilir, böcek ve hastalıklara karşı daha dirençli olur.
13. Bitkinin soğuğa, sıcağa ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını arttırır.
14. Toprağın humus oranını arttırır. Yoğun toprakları gençleştirerek eski verimli haline geri dönmesini sağlar.