Bir odaya giren veya telefon edenin, önce selam vermesi, söze selamdan başlaması gerekir.
Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçının meali şöyledir:
(Selam, kelamdan öncedir.) [Tirmizi]
(Selam vermeden söze başlamayın. Selam vermeden konuşana cevap vermeyin.)
[Hakim]
(Selam, sualden öncedir. Selam vermeden sual sorana, cevap vermeyin.)
[İ.Neccar]
(Mümin, önce selam vermek için atılır; münafık ise önce kendisine selam verilmesini bekler.)
[Dare Kutni]
(Önce selam veren, Allah’a ve Resulüne daha yakındır.)
[Ebu Davud]
(Allahü teâlânın rahmet ve affına en layık olan, önce selam verendir.)
[Ebu Davud]
(Önce selam veren kibirden uzak olur.)
[Beyheki, Hatib]
Selamlaşmayı yaymak çok sevaptır. Birkaç hadis-i şerif meali:
(Selamlaşmayı yayarsanız Cennete girersiniz.)
[Taberani]
(Selamlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, [salih] akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selametle Cennete girin.) [Darimi]
(Yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevebilmenin yolu, aranızda selamlaşmayı yaymaktır.)
[Tirmizi, İ.Ahmed]
(Amellerin en iyisi, selamlaşmayı yaymaktır.)
[Eşiat-ül-lemeat]
(Yalnız tanıdıklara selam vermek kıyamet alametidir.)
[Taberani]
(Karşılaştığınız arkadaşa selam verin. Eğer aranıza ağaç, duvar, yahut taş gibi bir engel girip de, sonra karşılaşırsanız tekrar selam verin.)
[Ebu Davud, İbni Mace]
(Bir yere giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.)
[Tirmizi]