Yedikıta dergisi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı 7kıta

  • **
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İst@nbul
  • 56
  • +8/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Yedi kıta dergisi
Yedikıta dergisi
« : 03 Nisan 2009, 20:32:26 »


Yedikıta dergisine abone olmak için:

"You are not allowed to view links. Register or Login"

Doktor Dediğin Böyle Olmalı
Osmanlılarda ilk dönemler sağlık hizmetleri 'dârüşşifâ' denilen hastahânelerde verilmekteydi.


En önemlileri Osmanlı padişah ve aileleri tarafından Bursa, İstanbul, Edirne ve Manisa'da yapınlan bu sağlık kurumlarının yönetmelikleri ise Dârüşşifâ vakfiyeleriydi.   Bu vakfiyeler, sağlık kurumlannın kuruluş gayesinden sağlık personelinde aranan vasıllara, iş bölümünden ücretlere kadar birçok kural ve tavsiyeyi İçine alırlardı. Darüşşifâ vakfiyelerinde en çok üzerinde durulan husus ise buralarda istihdam edilecek doktorlarda aranan vasıflardır. Bunu, I. Hürrem Sultan tarafından 1550'de Mimar Sinan'a yaptırılan Haseki Dârüşşifâsı'nın ve Nurbânû Sultan taralından 1570'Ii yıllarda yine Mimar Sinan'a yaptırılan Üsküdar Atik Valide Dârtişşifâsı'nın vakfiyesinde görmekteyiz.

Çevrimdışı 7kıta

  • **
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İst@nbul
  • 56
  • +8/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Yedi kıta dergisi
Yedikıta dergisi
« Yanıtla #1 : 03 Nisan 2009, 20:33:22 »
Müze Kent: Safranbolu
Safranbolu, bugünkü ününü Osmanlı mimarî çizgisini yansıtan tarihî evleri ile kazanmıştır.

Zağferan Borlu" diye tarihe geçen Safranbolu, tarih ve kültür bakımından zengin bir yöremizdir. Adını safran bitkisinden almaktadır. Dünyada safran bitkisinin ender yetiştirildiği yerlerden biri olan Safranbolu, tarih boyunca 18. yüzyıl ortalarında "Zağferan Borlu", 19. yüzyılın ikinci yarısında kısa bir süre için "Zağferan Benderli" 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren "Zağferanbolu", son olarak da "Zafranbolu" ve "Safranbolu" isimlerini almıştır.

Çevrimdışı 7kıta

  • **
  • Join Date: Kas 2008
  • Yer: İst@nbul
  • 56
  • +8/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Yedi kıta dergisi
Yedikıta dergisi
« Yanıtla #2 : 03 Nisan 2009, 20:34:42 »
Medine Müdafaası ve Fahreddin Paşa
Birinci Dünya Savaşında, Osmanlı askerleri Hicaz bölgesi nde, Medine -i Münevvere'yi İngilizlere karşı savunuyorlardı.


Ayrıca, Mekke Emiri Şerif Hüseyin, 1908 yılında İstanbul'dan ayrıldığı andan itibaren bir taraftan devleti aldatıp "Gönüllü toplayacağım" diye aldığı 60 bin altınla topladığı adamları isyan için hazırlamakta; bir taraftan da Fransız ve bilhassa İngilizlerden hesapsız para ve silah alarak devleti arkadan vurmak için teşkilâtlanmaktaydı. Bu gelişmeler üzerine, 23 Mayıs 1916'da Fahreddin Paşa'ya denetleme görevi verilerek, seçtiği subaylarla birlikte Medine'ye gitmesi emredildi. Paşa, 31 Mayıs tarihinde Medine'ye geldi. Gelişinden beş gün sonra, 5 Haziran 1916'da Şerif Hüseyin isyanının çıkmasıyla isyan bölgesinde göreve başladı. Böylece askerleri ve subaylan ile birlikte büyük kahramanlıklar ve fedakârlıklar devri başlamıştı.

Medine Müdafası ve Fahreddin Paşa:
"Burası yalnız bir kale değil, Medine'dir. Kucağında Peygamber Efendimizin mukaddes türbesini taşıyor. Onu İslam'ın halifesine ve yüksek efendilerine karşı olan küçük bir haydut şebekesine ve bir İngiliz yüzbaşısına teslim edemem!"

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Yedikıta dergisi
« Yanıtla #3 : 15 Şubat 2010, 22:41:43 »
YEDİKITA BEŞ ASIRLIK OSMANLI PROJESİNİ AÇIKLIYOR

Aylık Tarih, İlim ve Kültür Dergisi Yedi Kıta bu ayki sıyısında 5 asırlık tarihi Osmanlı Projesine yer veriyor. Sakarya Nehri, Sapanca Gölü - İzmit Körfezi'ni birleştirecek bir kanal projesi asırladır gündemde olduğunu belirten dergi Osmanlı'nın beş asır önceki hayali acaba gerçek olacak mı diye sorarken bu projenin haritasını da Türk Basınınında yayınlayan ilk dergi oluyor.

Şubat sayısında “Beş Asırlık Kanal Projesi” başlığıyla Sakarya-Sapanca-Marmara Kanal projelerini kapağına taşıyan Yedikıta Dergisi, bunun yanısıra okurlarını 2010 Kültür Başkenti seçilen İstanbul’un geçmişine kısa bir yolculuğa çıkarıyor ve neler olduğunu gözler önüne seriyor.

Dergide, uzun zamandır gündemi meşgul eden salgın hastalıklara da yer veriliyor.”Geçmişte hastalıklar nasıl oldu, ne şekilde tedbirler alında?”sorularına dikkat çekiliyor.

TIP konusunda Ahmet Temiz'in tarih laboratuvarından semizotu tahlini konu edinen yazısı da dikkat eçekibilir.

Tarihi romanlar ile gerçek tarih arasındaki bağları irdeleyen yazıya imza atan A. Akdağ, okurlara "Tarih mi okuyorsunuz, roman mı?" sorusunu yanıtlıyor.

Tunahan Dikmen, Mescidi Konya'da mihrabı Almanya'da olan Beyhekim mescidinin dramını yansıtıyor... 

Dergide Ahmet refik'in kaleminden Topkapı Sarayı'ndan Kayan Yıldız olarak niteleten Sultan II. Abdulhamid'i konu alan duygusal bir yazı da dikkat çekiyor. 

Derginin İnternet Adresi: You are not allowed to view links. Register or Login