Alm. Kamel, Fr. Chamedu, İng. Camel. Familyası: Devegiller (Camelidae).
Yaşadığı yerler: Asya, Afrika ve Amerika’nın çöllük bölgeleri.
Özellikleri: Açlığa, susuzluğa günlerce dayanır. Vücuduna su depolar, hörgücünün yağını yedek besin deposu olarak kullanır. Ömrü: 40-50 yıl. Çeşitleri: Asya devesi, Afrika devesi vs.
Çöl bölgelerine uyarak uzun süre susuz yaşayabilen, geviş getiren iri cüsseli, memeli bir hayvan.
Devegiller âilesinden olup, dişleri tamdır. Mîdeleri üç gözlü olup, kırkbayır bulunmaz. Öd (safra) kesesi de yoktur. Alyuvarları oval (elips) şeklindedir. Uzun ve eğri boyunlu, uzun bacaklı hayvanlardır. Ayakları iki parmaklı tabanı geniş ve yumuşaktır. Yastıklı ayak tabanlarının sâyesinde kuma batmadan yürürler. Sallana sallana yol aldıklarından “çöl gemisi” denmiştir. Sırtı hörgüçlüdür. Hörgüçlerinde yağ depo edebilirler. Hörgücündeki yağı yedek besin deposu olarak kullanırlar. Susuz zamanlarda hörgücündeki yağı, su ve enerjiye çevirebilir. Bu sâyede bir hafta hiç su içmeden normal faaliyetine devâm eder. Uzun yolculuklarda hörgüçleri eriyerek küçülür. Evcildirler. Çift hörgüçlülere “Asya devesi”, tek hörgüçlülere “Afrika devesi”, “hecin devesi”, “hacı devesi” veya “çöl devesi” denir.
Deveye Arap lisanında “cemel”, “ibil” denir. Tüylü aygırına “bahur”, dişisine “nâka”, “mâye” ve yavrusuna “buduk”, “kuşek”, “torok”, “çal” gibi isimler verilir. Yaşıt olanlara “yelek”, iki yaşındakilere “taylak”, üç yaşındakilere “huveydî” denir.
Genellikle Asya devesi 600, Afrika devesi 500 kg ağırlıktadır. Lâstik gibi kuvvetli ağzının üst dudakları yarık olup, en sert ve dikenli bitkileri ağızları kanamadan yerler. Yedikleri çöl bitkilerinin % 80’i sudan ibârettir. Çok acıktığında önüne gelen her şeyi yer, kemirir. Kulübe üstündeki sazlardan, lâstikkap, sicim ve tellere varana kadar ne bulursa üç gözlü midesine indirir. Develer yük ve binek hayvanları olduğu gibi sütünden, tüyünden ve derisinden de faydalanılır. Eti yenilir, kurban olarak kesilebilir. Tezeği yakılır. Deve her türlü işlerde kullanılan ve her şeyinden faydalanılan kanâatkâr bir hayvandır. Kum fırtınalarında uzun ve sık tüylü iki kat olan kirpikleriyle gözlerini koruması, uzun bir yarık şeklindeki burun deliklerini kapayabilmesi, bu amaçla dilediğinde kulaklarını da sıkı sıkıya örtebilmesi, açlık ve susuzluğa günlerce dayanabilmesi sebebiyle sıcak ve kurak memleketlerde atın yerini almıştır.
Târih boyunca, bilhassa Sümerler, Hititler, Hurriler, İranlılar deveyi ordularında kullanmışlardır. Araplar ve Romalılar da deveden faydalanmışlardır. Büyük Sahra ve diğer çöl bölgelerinde bugün bile göçebe kavimlerin hayâtında yük ve binek hayvanı olarak önemli olduğu gibi, etinden ve sütünden de büyük ölçüde faydalanılmaktadır. Devenin vücudunda su depolamaya yarayan cepler vardır. Besin bulunan bir çölde 6-7 ay susuz yaşayabilir. Bir kış boyunca hiç su içmeden yol alabilir. Yaz sıcağında da su içmeksizin 10 gün yürüyebilir. 10 dakikada ağırlığının üçte biri kadar su içebilir. Bir defâda 150-200 kg su içer. Sonra bir hafta suya yanaşmaz. Develer, gerektiğinde vücut sıcaklıklarını yükseltip alçaltabilirler. Tüyleri de güneş ışınlarına karşı bir perde vazifesi görürler. Çevre ısısının vücuda tesirini azaltırlar. Sürüler hâlinde yaşarlar. Çöldeki vahalardan su içmek için hep aynı kuyuya gelirler. Sürüsünü kaybeden bir deve, su içtikleri kuyu başına gelerek günlerce aç kalma pahasına sürünün suya dönüşünü bekler. Deve günde 18 saat devamlı yol kat eder. Saatte 5 km gitmekle günde 100 km yol alır. Hattâ daha hızlı gidenleri vardır. Yol ve yön tâyininde ustadırlar. 40-60 kilometreden otlakları ve yağışı sezebilirler.
Gebelik süreleri 12-13 aydır. Dişi, bir yavru doğurur. Yavru hemen ayağa kalkarak annesini tâkip eder.
Yurdumuzda yetiştirilen deve; Asya ile Afrika develerinin çiftleşmesinden elde edilen melezlerdir. Daha çok güney ve batı vilâyetlerimizde görülmekte, sayıları giderek azalmaktadır. Bâzı bölgelerde deve yarışları ve güreşleri hâlen ilgi ile tâkip edilmektedir.
Deve, çöl insanı için büyük bir nîmet, paha biçilmez bir incidir. Arabistan bedevîleri deveye “Atâullah” yâni “Allah’ın ihsânı” adını verirler. Devenin bu faydaları yanında kini de meşhurdur. Kendisinine yapılan kötü muâmeleyi hiç unutmaz. Fırsatını bulduğu an yapandan korkunç intikâmını alır.
Bugün deve özellikle Yörükler arasında göç zamanı eşya taşımakta, zeytincilik bölgelerinde ulaşımı güç yerlerde devşirilen ürünlerin taşınmasında, Güney ve Doğu Anadolu’daki kurak ve yolu yetersiz bölgelerde yük hayvanı olarak kullanılmaktadır.