Alm. Dekoration, innenausstattung, Fr. Decoration, İng. Decoration.
Mîmârlıkta yapıların içinde veya dışında uygulanan süsleme işi.
Dekorasyon, resimle mimarlığın bağdaşmasından ileri gelmiş, birçok sanat kollarını da içine almıştır. Dekorasyonda, iç süsleme ve dış süsleme olmak üzere başlıca iki bölüm vardır. Dış süsleme, genel olarak mimarlıkla beraber, resim heykel ve başka güzel sanat kolları ile ilgilidir. Duvar renklerin den döşemenin biçimine ve yerleştirilmesine kadar her şeyi, belirli bir ahenk içinde birleştirmeyi hedef olarak alır.
Odaların, salonların câmi ve sarayların zevkli bir biçimde süslenmesi de dekorasyon konusunun sınırları içine girer.
Dekorasyon, iç süsleme ve dış süsleme adı altında iki kısma ayrılır. Bunlardan dış süsleme daha çok mîmârlıkla ilgilidir.
İç dekorasyon: İnsanların azamî derecede rahat ve huzur içinde yaşayabilmeleri gâyesiyle iç mekanların çeşitli unsurlarının uygun bir şekilde bir araya getirilmesi anlamındadır. İç dekorasyon deyimi 20. asrın başlarında ortaya çıkmasına rağmen, insanoğlu Âdem aleyhisselâmdan beri bu unsurlar arasında uygunluk kurmak ihtiyacını her zaman duymuştu. Elimizde ilk insanların yaşadıkları, ibâdet ettikleri birimleri nasıl döşedikleri (dekore ettikleri) hakkında bilgi yoktur. Fakat bugün elde bulunan yazı ve resimler sâyesinde Mısır, Roma ve İslâmiyetin gelişinden sonra ortaya çıkıp muhteşem medeniyetler kuran irili ufaklı yüzlerce İslâm devletinde evlerin ve diğer sosyal yapıların nasıl dekore edildiği bilinmektedir.
Eski Mısır ve Romalılar duvar ve tavanlarına yaptıkları resimler yanında birkaç metal koltuk, masa vb. eşyâ ile süsledikleri yerlerde yaşıyorlardı. Zamanla el sanatlarının gelişmesiyle özellikle ortaçağ Avrupalısı karmaşık, karanlık ve insanı sıkıntıya sokacak dereceye varan süslemelerle dekore ettiği mekanlarda yaşadılar. Müslüman milletler ise, İslamiyetin insana verdiği iç huzur ve mânevî hazza uygun olarak, evlerinin yanında yüzyıllar boyunca binlercesini yapıp, insanların hizmetine sundukları câmi, han, hamam, kervansaray, dârüşşifâ, medrese vb. binâlarda göz kamaştırıcı, fakat o derecede de sâde iç mekanlar vücûda getirdiler. Bunlardan özellikle İslâm devletinin büyümesinden sonra Mısır’dan geçen Müslümanlarca İspanya’da kurulan Endülüs Emevî devletinin kurduğu medeniyet, Avrupa’da rönesansı doğurdu. Daha sonra teknolojinin gelişmesinin akabinde yeni makinalarda seri olarak eşyâlar yapıldıkça, günümüzde modern mânâda dekorasyon ortaya çıktı.
İç mîmârî aydınlatma, duvarların ve döşeme eşyâsının süslü görünüşü, belirli bir tesir yapmak maksadıyla yapılmıştır. İç döşeme eşyalarının en önemlileri tunçtan yapılmış açılır kapanır iskemle ve masalardı. Şömineler, tahtadan yapılmış birtakım eşyâlar, tavan ve duvardaki renkli süslemeler, kabartmalar, pencere çerçeveleri ve üzerinde asılı bulunan perdeler iç dekorun tamamlayıcılarıydı. İç süslemede Avrupa’da kullanılan şekil; dik, sivri, katı görünümündeki biçimlerden meydana gelirdi. Türklerde iç dekorasyon ise, kaba, keskin hatlardan uzak, zarif, yormayan, zevk ve inceliği ifâde edecek şekilde olurdu. Dış süsleme ise mimârı sanat özelliğini taşırdı. (Bkz. Mîmârî)